Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1753 E. 2022/1183 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1753
KARAR NO: 2022/1183
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/12/2019
NUMARASI: 2016/1103 (E) – 2019/1085 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 16/6/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Limited Şirketine ait, davalı … Sigorta AŞ’ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı, davalı sürücü …’in yönetimindeki … plakalı çekici ve çekiciye bağlı yarı römorkun, davacıların miras bırakanı …’un yönetimindeki … plakalı araca çarpması suretiyle adı geçenin ölümüne neden olduğunu ileri sürerek, belirsiz alacak davası niteliğinde davacılar … ve … için ayrı ayrı 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı … için 60.000,00 TL, davacı … için 60.000,00 TL, davacı … için … için 60.000,00 TL, davacı … için 60.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … Ticaret Limited Şirketi ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuştur. Davalı … Ticaret Limited Şirketi vekili cevap dilekçesinde … plakalı aracın ihbar olunan … Ticaret Limited Şirketine kiralandığını beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince, maddi tazminat davasının kabulüne, davacı … için 30.518,64 TL, davacı … için ise 28.370,97 TL olmak üzere toplam 58.889,61 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adları geçen davacılara verilmesine; davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … Ticaret Limited Şirketi ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün %25, … plakalı araç sürücüsünün ise %75 oranında kusurlu olduğunu, değerlendirme yapılırken her araç için kusur oranının dikkate alınması gerektiğini, öncelikle %25 kusurlu araca istinaden 23/12/2015, %75 kusurlu araca istinaden 30/12/2015 tarihinde yapılan ödemelerin bakiye tazminat hesabı yapılmadan önce ödeme tarihindeki verilerin yani asgari ücret üzerinden hesaplama yapılarak başvurana yapılan ödemenin kusur oranlarına göre tüm zararı karşılayıp karşılamadığını ve karşılanmayan tutarın bulunması durumunda ise ödeme tarihinde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun (KTK) 111’inci maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca fahiş derecede eksik olup olmadığının tespitinin gerektiğini, bu nedenle karara esas alınan aktüerya raporunda bu hususa yönelik inceleme yapılmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … Ticaret Limited Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; destekten yoksun kalma tazminatının usul ve yasaya aykırı biçimde hesaplandığını, meydana gelen kazada ölen sürücünün %100 kusurlu olduğunu, bilirkişi tarafından tespit edilen kusur oranına itiraz ettiklerini; hükmolunan manevi tazminat tutarının pek aşırı (fahiş) düzeyde olduğunu, yerel mahkeme tarafından hüküm altına alınan manevi tazminat tutarının herhangi bir malvarlığı bulunmayan müvekkili şirketin mahvına neden olacağını, meydana gelen kazaya ölen desteğin asli kusurunun sebep olduğunu, bu nedenle ölenin yakınlarının manevi tazminat taleplerinin hukuka uygun olmadığını; diğer davalı … vekil ile temsil edilmediğinden reddine karar verilen manevi tazminat davası açısından her bir davacı aleyhine, müvekkili şirket lehine hükmedilen vekâlet ücretinin yalnızca müvekkili şirkete verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı yapılan inceleme sonunda:Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dava dosyasına getirtilen hasar dosyasının incelenmesinde hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı … Sigorta AŞ tarafından 23/12/2015 günü açılan hasar dosyası ile davacı …’a ödenen 8.247,39 TL’nin raporun düzenlendiği 22/10/2018 günü itibarıyla güncel değerinin 10.476,31 TL, davacı …’a ödenen 8.109,30 TL’nin raporun düzenlendiği 22/10/2018 günü itibarıyla güncel değerinin 10.300,81 TL olduğu; davalı vekilinin kök rapora itiraz dilekçesi ekinde sunduğu ibraname içeriğinde yer alan ancak ödeme belgesi sunulmayan 49.070,29 TL’nin ödendiğinin kabulü durumunda 22/10/2018 tarihindeki güncel değerinin ise 61.569,10 TL olduğu, buna göre hesaplanan toplam 141.235,83 TL’den, 61.569,10 TL’nin tenzili ile bakiye destekten yoksun kalma zararının 79.666,73 TL olacağı belirtilmiştir. Bilirkişi raporu içeriği ve ibranameden anlaşılan ödeme tarihleri ile davanın açıldığı 08/11/2016 günü arasında geçen zaman dilimine göre dava açılmadan ödenen tutarların, destekten yoksun kalma zararlarını karşılayacağından söz edilmesine olanak bulunmadığı, diğer bir anlatımla davanın açıldığı tarihe göre dava açılmadan önce yapılan ödemelerin destekten yoksun kalma zararını karşılayabileceğine ilişkin veri bulunmadığı kabul edilmiştir. Diğer yandan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebine dayanak olarak gösterdiği zarar; sürücünün ölümü sonucunda meydana gelmekle birlikte salt onun desteğinden yoksun kalınması olgusuna dayalı, mirasçılık sıfatıyla bağlı olmaksızın uğranılabilen bir zarardır. Sürücünün ölümü zararı doğuran olay olmakla birlikte, zarar doğrudan üçüncü kişi durumundaki destekten yoksun kalanlar üzerinde oluşmuştur. Bu zarardan doğan hak desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez. Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. Somut olayda, davacıların talebi ve iddia ettiği zarar, ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatına dayanmaktadır. Dolayısıyla, davacıların ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan, doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusuru davacıya yansıtılamayacak ve desteğin kusuru onun desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyecektir. Davaya konu trafik kazası, KTK’nin 92’nci maddesini değiştiren 6704 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 26/4/2016 tarihinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının yürürlüğe girdiği 1/6/2015 gününden önce 9/11/2014 günü meydana geldiği de gözetildiğinde, destek alacaklısı davacılar … ve … lehine hükmolunan destekten yoksun kalma tazminatlarından ölen desteğin kusuru oranında indirim yapılmamasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Ankara Trafik İhtisas Dairesinin 30/7/2015 tarihli raporunda, idaresindeki aracıyla meskun mahalde, gece vakti, aydınlatması olan, olay mahalli yol bölümünde seyri sırasında seyrine gereken özeni göstermeyen, yola gereken dikkatini vermeyen, hızını yol ve trafik durumuna göre ayarlamayan, bu haliyle sol şeritte önünde seyreden çekici sürücüsüne tehlikeli biçimde yaklaşıp, arkadan önlemsizce çarpmasıyla kazaya neden olan davacıların desteği sürücü …’un asli kusurlu olduğu; gece vakti trafiğe çıkmaması gereken yönetimindeki çekici ile aydınlatması olan yolda artçı araç bulundurmayan, karayolunu kullananları uyarmak için gerekli önlemleri almayan, sol şeritte seyri sırasında yaklaştığı kavşak mahallinden dar kavisle sola dönerken aynı yönde arkadan gelen sürücü …’un idaresindeki aracın çarpmasına neden olan davalı …’in tali kusurlu olduğu bildirilmiştir. Mahkemenin hükmüne esas aldığı kusura ilişkin raporda davalı sürücünün yönetimindeki çekici ile davacıların desteği ölen …’un yönetimindeki otomobilin kaza sırasındaki konumları ve adları geçen sürücülerin davranışları irdelenerek, olayın meydana gelmesine neden olan kusur oranlarının yasal dayanaklarıyla birlikte, eylemler ile sonuç arasındaki nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde, dosya kapsamından anlaşılan oluşa, bilimsel ölçütlere, usul ve kanuna uygun olarak saptandığının anlaşılması karşısında bu konulara ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiş; aktüerya uzmanı bilirkişi raporunda, davacıların destekten yoksun kalmalarından kaynaklanan zararının; davacıların desteği ölen …’un yaşı, kazanç durumu ile olası destek süresi ve destek gelirinin paylaştırılması suretiyle, Kanuna ve Yargıtay’ın süreklilik gösterilen kararlarına uygun biçimde belirlendiğinin anlaşılması karşısında, HMK’nin 279’uncu maddesine uygun düzenlenen ve dosya kapsamına uygun somut olgu ve ölçütlere dayanan, yeterli gerekçeyi de taşıyan aktüerya uzmanı bilirkişinin raporunun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı kabul edilmiştir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 56’ncı maddesinin 2’nci fıkrasına göre hâkim, ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görenin veya ölenin yakınlarına uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/6/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/06/2004 gün ve 13/291-370 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminatın miktarını takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4’üncü maddesinde belirtildiği gibi hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır.Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; tarafların dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumlarına, olayın meydana geliş biçimine, Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesinin raporundan anlaşılan kusurun yoğunluğuna ve olayın meydana geldiği tarihe göre davacılar lehine hükmolunan manevi tazminat miktarında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bununla birlikte davalı …’in bu davada vekille temsil edilmediğinin anlaşılması karşısında; davacıların kısmen reddine karar verilen manevi tazminat davaları yönünden hükmolunan vekâlet ücretinin, yalnızca vekille temsil edilen davalı … Ticaret Limited Şirketine verilmesi gerekirken, adı geçen davalı şirket ile birlikte vekille temsil edilmeyen davalı …’e verilmesine hükmolunması isabetsizdir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince esastan reddine, B-Davalı … Ticaret Limited Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Maddi tazminat davasının kabulüne, davacı anne … için 30.518,64 TL, davacı baba … için 28.370,97 TL olmak üzere toplam 58.889,61 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan … Sigorta AŞ yönünden temerrüt tarihi olan 25/12/2017 tarihinde, diğer davalılar … ve … Ticaret Limited Şirketi yönünden ise kaza tarihi olan 9/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacılar … ve …’a verilmesine, 2-Manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 9/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Limited Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Maddi tazminat davası yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken ve kabulüne karar verilen maddi tazminat tutarına göre hesaplanan 4,022,75 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan karar ve ilam harcı 587,47 TL, tamamlama harcı olarak alınan 200,00 TL olmak üzere toplam 787,47 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 3.235,28‬ TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Manevi tazminat davası yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken ve kabulüne karar verilen manevi tazminat tutarına göre hesaplanan 4.098,6‬0 TL nispi karar ve ilam harcının davalılar … ve … Ticaret Limited Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 5-İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca kabulüne karar verilen maddi tazminat miktarına göre hesaplanan 3.662,24 TL nispi vekâlet ücretinin davalılardan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’a verilmesine, 6-İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabulüne karar verilen maddi tazminat miktarına göre hesaplanan 3.404,52 TL nispi vekâlet ücretinin davalılardan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’a verilmesine, 7-İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen her bir davacı için 2.725,00 TL vekâlet ücretinin davalılar … ve … Ticaret Limited Şirketi’nden alınarak, davacılar …, …, … ve …’a ayrı ayrı verilmesine, 8-İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddine karar verilen manevi tazminat davası yönünden her bir davacıdan 2.725,00 TL vekâlet ücreti alınıp vekille temsil edilen davalı … Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine, 9-İstinaf nedeni olarak ileri sürülmediğinden istinaf kanun yolu incelemesi dışında kalan ilk derece mahkemesinin yargılama giderine ilişkin hüküm fıkrası yinelenerek, davacılar tarafından sarf edilen 29,20 TL başvuru harcı, 787,47 TL peşin alınan karar ve ilam harcı ile tamamlama harcı, 850,00 TL bilirkişi ücreti, 8,60 TL vekâlet harcı, 429,70 TL tebligat ve posta ücreti olmak üzere toplam 2.104,97 TL yargılama giderinin, davalılardan alınıp davacılara verilmesine, 10-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333/1’inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,
B-İstinaf incelemesi bakımından; 1-Davalı … Ticaret Limited Şirketi tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken ve kabulüne karar verilen maddi tazminat tutarına göre hesaplanan 4.022,75 TL nispi karar ve ilam harcının davalı … Sigorta AŞ’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı … Sigorta AŞ tarafından istinaf kanun yolu başvurusundan ötürü sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı … Ticaret Limited Şirketi tarafından istinaf kanun yolu başvurusu kapsamında sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/6/2022