Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1738 E. 2020/3898 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1738
KARAR NO: 2020/3898
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2019
NUMARASI: 2018/1072 Esas – 2019/827 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı tazminatı
KARAR TARİHİ: 29/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 19/11/2017 tarihinde davalının sigortalısı olduğu … plakalı aracın şoförlüğünü yaparken (işçi olarak çalışırken) …’ün sevk ve idaresinde olan İETT’ye ait … plakalı araç ile kazaya karıştığını ve malul kaldığını, söz konusu kaza sebebiyle uğradığı cismani zararlarına ilişkin davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğunu ancak talebinin reddediliğini belirterek bedensel zararı, tedavi giderleri, kazanç kaybı zararı, iş gücü zararı, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararları ve bakıcı giderleri için ayrı ayrı 100,00 TL olmak ve manevi zararı için de 50.000,00 TL zararın davalılardan tazminini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın iş kazası olduğunu, görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğunu, bu sebeple görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkili şirkete KTK 97. Maddesinde yazılı belgeler ile başvurulmadığını bu sebeple davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kusur durumunun tespiti gerektiğini, poliçede geçici iş göremezlik teminatının bulunmadığını aynı şekilde tedavi giderlerinin de teminat kapsamında olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …’a usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davaya yanıt vermemiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda: “TTK 4., 5/3., HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine, HMK.’nin 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine,” karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: İlk derece mahkemesinin görevsizlik kararının yerinde olmadığını, ZMMS poliçesinden kaynaklı talepler bakımından TTK’nın 4’üncü ve 5’inci maddesi gereğince taleplerinin mutlak ticari dava niteliğinde olduğunu beyanla, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan daimi maluliyetten kaynaklı maddi tazminat talebine ilişkindir. Davacı, kendi kullandığı araç ile dava dışı sürücünün kullandığı araç arasında meydana gelen kazada yaralandığını ileri sürerek, kendi kullandığı aracın işleteninden ve yine kendi kullandığı aracın ZMS sigortacısından tazminat isteminde bulunmaktadır. Dava dilekçesinde davalı işletene karşı talebin dayanağının, işleten ile davacı arasındaki işçi iş veren ilişkisi mi yoksa sadece işletenlik sıfatı mı olduğu konusunda açıklık yoktur. İstinaf başvuru dilekçesinde de “araç sahibinden kaza nedeniyle tazminat istendiği, sigorta şirketinin de rizikoyu teminat altına aldığı için zorunlu olarak davalı gösterildiği” beyan edilmiştir. Dosya içeriğinde işçi-işveren ilişkisine dair belge veya sunulmuş delil de bulunmamaktadır. Mahkemenin görevinin doğru bir şekilde belirlenebilmesi için öncelikle davacı ile davalı gerçek kişi arasında -iddia ediliyor ise- hizmet akti ilişkisinin İş Kanunu’ndan mı yoksa Türk Borçlar Kanunu’ndan mı kaynaklandığı ve yine davacının hangi hukuki sebebe dayandığının (hizmet akti ilişkisi/araç işleteninin sorumluluğu) belirlenmesi gerekir. Bu bağlamda; davacı tarafça hizmet akti nedeniyle talepte bulunulduğu bildirildiğinde, bu kez 4857 sayılı Kanun’un 4/ı maddesindeki İş Kanunu’nun uygulanmayacağı istisna kapsamında olup olmadığı tespit edilip anılan kanunun uygulanamayacağı bir hizmet ilişkisi varsa -TBK’nın hizmet aktine ilişkin hükümler uygulanacağından- davalı tarafta ZMS sigortacısı da yer aldığından uyuşmazlıkta ticaret mahkemesi görevli olduğundan davaya devamla esas hakkında karar verilmesi gerekir. Hizmet ilişkisinin niteliği itibarıyla İş Kanunu hükümlerinin uygulanmasının gerektiği belirlendiğinde de, yazılı olduğu üzere, davanın görev dava şartı nedeniyle reddine karar verilmelidir. Davacı tarafın, davalı araç sahibinden talebinin sadece işletenlik sıfatına dayanması durumunda da -yine yukarıda açıklanan nedenlerle- davada ticaret mahkemesinin görevli olduğu kabul edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekir. Ancak mahkemece, görevin belirlenmesi bakımından yukarıda açıklanan mevzuat çerçevesinde işlem ve değerlendirme yapılmaksızın, uyuşmazlıkta iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu itibarla, mahkemece HMK’nın 138/1-son cümle hükmü uyarınca işlem yapılıp yukarıda açıklanan yasa hükümleri ve davacı tarafın dayandığı hukuki sebep nazara alınarak mahkemenin görevli olup olmadığı değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/09/2020