Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1730 E. 2022/1669 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1730
KARAR NO: 2022/1669
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18/02/2020
NUMARASI: 2016/1340 (E) – 2020/133 (K)
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 11/10/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, kasko sigortacısı davacının, trafik kazası nedeniyle sigortalısına ödediği tazminatı zarar sorumlusu ve işleteninden rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, davalıların İstanbul ..’uncu İcra Dairesinin … (E) sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın iptaline, takibin 44.300,00 TL asıl alacak ve asıl alacağın takip tarihinden tahsil tarihine kadar %10.5 oranında ve değişen oranlarda avans faizi üzerinden devamına, yasal koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … dilekçesinde özetle; %100 kusurlu olduğuna ilişkin tespiti kabul etmediğini, kusur oranı belirlenirken yolun durumu ile davacı tarafın kusurunun dikkate alınmadığı, talep edilen tazminat miktarının kadri maruf olup olmadığının tespit edilmediği, bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dilekçeyle bildirmesine ve ek bilirkişi raporu düzenlenmesini talep etmesine karşın yanlış rapora dayanılarak karar verildiğini, ilk derece mahkemesi hükmünün yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadan verildiğini, davacı sigorta şirketinin alacak tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini, sigortalısının zararını karşılarken faiz ödemeyen davacının işlemiş faiz alacağı yönünden itirazının kabulüne karar verilmesinin de yasaya aykırı olduğunu, davacının veya sigortalısının dava konusu olay nedeniyle sürücüsü bulunduğu aracın trafik ve kasko sigorta şirketi tarafından davacıya veya sigortalısına ödeme yapılıp yapılmadığının, ödeme yapılmış ise güncellenerek hüküm altına alınması gerekirken bu şekilde uygulama yapılmamasının da yerinde olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dosyaya getirtilen İstanbul …’uncu İcra Dairesinin …(E) sayılı takip dosyasına ait belgelerin incelenmesinde; davacı … AŞ tarafından, davalılar … Ürünleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile … Sigorta Şirketi ve … aleyhine 44.300,00 TL asıl alacak, 5.224,97 TL işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 49.534,97 TL alacağın tahsili amacıyla 29/4/2016 günü icra takibine başlandığı, ödeme emri kendisine 28/5/2016 günü tebliğ edilen davalı …’in 2/6/2016 günü, ödeme emrini 27/5/2016 günü tebellüğ eden … Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekili ise 30/5/2016 tarihinde verdikleri dilekçelerle takip konusu borca itiraz ettikleri, eldeki itirazın iptali davasının ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67’nci maddesinde öngörülen süre içinde açıldığı anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda, kendi yol ve şeridinde seyir ederken aracın hızını 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 52’nci maddesinin “b” ve “c” bentlerinde belirtilen sürücülerin hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak ve yine önündeki aracı izlerken de güvenli fren mesafesi bırakmak zorunda olduklarına ilişkin kurala uymamak suretiyle dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak aracını hızlı sürmesi ve önünde giden ve trafik zarureti nedeniyle yavaşlayan araçlara, yönetimindeki araçla çarpan davalı …’in tamamen kusurlu olduğu, davacıya kasko poliçesiyle sigortalı nedeniyle … plakalı araç sürücüsünün ise kusurunun bulunmadığı; yapılan inceleme sonucunda sigorta ekspertiz raporunda belirtilen araçta değiştirilmesi gereken parçalar ile işçilik bedelinin kaza tarihi itibarıyla kadri maruf olup toplam onarım bedelinin 64.233,10 TL olduğu belirtilmiştir. Mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi tarafından düzenlenen 17/4/2018 tarihli raporda; işleten davalı … İnşaat Makine Denizcilik ve Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret Limited Şirketine ait davalı …’in yönetimindeki … plakalı kamyon ile davacıya kasko poliçesiyle sigortalı … plakalı otomobilin kaza sırasındaki konumları, davalı sürücü … ile davacıya kasko poliçesiyle sigortalı otomobil sürücüsünün davranışları irdelenerek, olayın meydana gelmesindeki kusur oranının yasal dayanaklarıyla birlikte, eylemler ile sonuç arasında nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde, dosya kapsamından anlaşılan oluşa, bilimsel ölçütlere, usul ve kanuna uygun olarak saptandığı; rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle zarar gören davacıya sigortalı … plakalı otomobilin onarım maliyetinin, hasara ilişkin fotoğraflar, dosyaya eklenen kasko ekspertiz raporu ve kolluk tarafından düzenlenen, “Ölümlü / Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağı” somut olgu ve ölçütlere dayalı biçimde belirlendiğinin anlaşılması karşısında, HMK’nin 279’uncu maddesine uygun düzenlenen ve yeterli gerekçeyi de taşıyan bilirkişinin raporunun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı kabul edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta sigortalıya ait araçta oluşan hasarı ödemesi nedeniyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472’nci maddesi uyarınca sigortalının halefi olan davacı sigorta şirketinin, kasko poliçesiyle sigortaladığı … plakalı otomobilde oluşan hasardan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85’inci maddesinin 1’inci ve 5’inci fıkraları ve aynı Kanunun 88’inci maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca sorumlu olan davalı işleten ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddeleri gereğince sorumluluğu bulunan davalı sürücüye karşı, aracın işletenine 26/11/2014 günü ödediği 44.300,00 TL’nin rücuen tahsili amacıyla 29/4/2016 günü icra takibine başladığının anlaşılması karşısında, ilk derece mahkemesince de takip tarihinden itibaren ticari faize hükmolunmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Diğer yandan davalı sürücü ile davalı işletenin kasko poliçesiyle sigortalı otomobilde oluşan hasardan dayanışmalı sorumlu olmaları nedeniyle, davacının varsa davalı işletene ait kazaya karışan kamyonun varsa zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ya da ihtiyari mali mesuliyet poliçesini düzenleyen sigorta şirketine karşı dava açma zorunluluğu da bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı …’in yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.026,13 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 756,60 TL istinaf karar ve ilam harcı mahsup edilerek, bakiye 2.269,53‬ TL istinaf karar ve ilam harcının davalı …’ten tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı …’in istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/10/2022