Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1726 E. 2022/1923 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1726
KARAR NO: 2022/1923
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2020
NUMARASI: 2015/453 Esas – 2020/181 Karar
DAVA: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl ve birleşen dava ve uyuşmazlıklar; TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Yargılama sürecinde usulüne uygun taraf teşkili sağlanmış olup davaya konu trafik kazası sonucu açılmış olan İstanbul 22. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/471 E 2014/428 K sayılı kararı,bu dosyadan alınmış 24.04.2014 tarihli ve 31.09.2016 tarihli ( Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas dairesi ) kusur raporu, hasar dosyası ve poliçe, bu kaza nedeiyle davacı tarafa yapılan 39.801,03 TL ödemeye ilişkin ödeme dekontu, tedavi belgeleri, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, 14.12.2017 tarihli maluliyete ilişkin Adli Tıp Kurumu raporu, getirtilmiş tahkikat aşamasında değerlendirilmiş davacının 17.2 maluliyet oranı çerçevesinde davalının %100 kusuru nazara alınarak davacının kazancı noktasında dosyaya sunulmuş farklı bir delil sunulmadığından asgari ücrete göre, sigortanın ödeme yaptığı tarihteki zararının hesaplanması sonucunda davalı sigorta şirketinin 24.07.2014 tarihinde davacıya ödeme yaptığı tarihte davacının zararının 32.771,83 TL olduğu ve sigorta şirketinin 39.801,03 TL ödeme yaptığı anlaşıldığından davacının maddi tazminat taleplerinin asıl dava bakımından esastan reddine , birleşen dava bakımından ise HMK 114-ı derdestlik sebebi ile dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının birleşen dava dilekçesindeki 25.000,00 TL manevi tazminat talebi uyarınca kaza sonucu 17,2 malul kaldığı meydana gelen kazada kusursuz olduğu anlaşıldığından gerek davacının ekonomik durum araştırması sonucu takdir edilecek tazminatın kendisi için zenginleşme unsuru taşımayacağı ve gerekse davalıların ekonomik durum araştırmaları sonucu davalıların ekonomik olarak mahvolmalarına sebebiyet vermeyeceği kanaati mahkememizde hasıl olduğundan 8.000,00 TL manevi tazminatın yeterli olduğu kanaatine varılarak” şeklindeki gerekçeyle; “1-Asıl Dava Yönünden; Davanın reddine, birleşen dava yönünden; maddi tazminat talebinin HMK 114-ı gereğince reddine, Manevi tazminat talebi yönünden de 8.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan müşterek ve müteselsil sorumluluk çerçevesinde alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 14/12/2017 tarihli raporunda %17.2 olarak belirlendiğini ancak bu oranın daha yüksek olması gerektiğini, bu nedenle Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınması gerektiğini, Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının çok az olduğunu, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 16/02/2013 tarihinde, asıl davanın davalısın Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi’nin ZMS sigortacısı, birleşen davanın davalılarından …’ın maliki ve …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu park halindeki … plakalı araca çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde, davacının yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği; eldeki asıl davada HMK’nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası kapsamında maddi tazminat; birleşen davada ise, maddi tazminat ile 25.000 TL manevi tazminat talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece karara dayanak yapılan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 13/12/2017 tarihli raporunda; davacının trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle %17,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir. ATK raporunun yapılan incelenmesinde; raporun, haksız fiillerden kaynaklanan beden gücü kayıplarının tespiti konusunda dikkate alınarak 11/10/2018 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlendiği anlaşıldığından; bu yöne ilişkin itirazlar yerinde görülmemiştir. Davacı vekilinin manevi tazminatın çok az olduğuna ilişkin itirazına gelince; kazanın oluş şekli, kusur durumu, maluliyet raporu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile TBK’nın 56. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun düşmediği ve az olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin bu yöne ilişkin itirazının kabulü ile davacı lehine takdiren 25.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre:Asıl Dava Yönünden;1-Davanın reddine,2-Alınması gerekli 54,40 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 27,70 TL harçtan mahsubu ile kalan 26,70 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,3-Davacı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,4-Davalılar lehine AAÜT hükümlerine göre 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, Birleşen Dava Yönünden;a-Maddi tazminat talebinin HMK 114-ı gereğince reddine,1-Alınması gerekli 54,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,2-Davacı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,3-Davalılar lehine AAÜT hükümlerine göre 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, b-1-Manevi tazminat davasının kabulü ile 25.000 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 16/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,2-Alınması gerekli 1.707,75‬ TL harçtan, davacı tarafından peşin yatırılan 88,81 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.618,94‬ TL’nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,3-Davacı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre 9.200 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,4-Davacı tarafça manevi tazminat davası için ayrıca yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesin yer olmadığına, 5-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B-İstinaf İncelemesi Bakımından:1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine,2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 755,60 TL posta ve tebligat gideri ile 297,20 TL istinaf başvuru harcının davalar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.01/11/2022