Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1720
KARAR NO: 2022/2326
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 10/03/2020
NUMARASI: 2019/700 (E) – 2020/253 (K)
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 27/12/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, davacı sigorta şirketi tarafından zarar gören dava dışı 3. kişiye yapılan 9.046,56 TL’lik ödemenin rücuen tahsili amacıyla davalıya karşı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın nitelendirilmesi, kasko sigortasına dayalı yapılan hasar ödemesinin, rücuen tazminine ilişkin olduğu değerlendirilerek, sübut bulan davanın kısmen kabulüne, icra takibine vaki itirazın 6.784,94 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, davanın hukuki sebebine dair değerlendirmenin hatalı yapıldığını, zira, davanın kasko sigortasına dayalı olarak açılmadığını, davacı sigorta şirketinin, trafik sigortası kapsamında sigortalısı olan müvekkiline karşı ehliyetsizlik nedenine dayalı rücu hakkının varlığından bahisle icra takibi yaptığını, oysa ki davacıya trafik sigortasıyla sigortalı bulunan aracın, geçerli bir sürücü belgesine sahip olan Suriye uyruklu bir kişiye kiralandığını, dosyada mübrez sürücü belgesinden anlaşılacağı üzere aracı kiralayan yabancı şahsın kendi ülkesinden almış olduğu, kaza tarihinde geçerli olan ehliyetnamesinin bulunduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava dilekçesinde yapılan açıklamalar ve dayanılan maddi vakıaya göre, davacının, zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın, ehliyetsiz sürücü tarafından kullanılması sırasında gerçekleşen kaza nedeniyle, zarar gören dava dışı üçüncü kişiye ödemiş olduğu tazminatın, sigortalısı olan davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ettiği görülmektedir. Poliçe başlangıç tarihinde yürürlükte bulunan trafik sigortası genel şartlarının B.4.b maddesinde, tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekliel konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi sonucunda meydana gelmiş ise sigortalıya rücu edebileceği hükme bağlanmış bulunmaktadır. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 88.maddesinin 1/b bendinde ise “Yabancılar. dış ülkelerden almış oldukları sürücü belgeleri ile ülkemize giriş yapıldığı tarihten itibaren en fazla altı ay süreyle araç kullanılabilir. Altı ayın sonunda ülkemizde araç kullanılabilmesi için dış ülkelerden alınan sürücü belgelerinin ülkemiz sürücü belgesi ile değiştirilmesi zorunludur.” düzenlemesi mevcuttur. Kazaya karışan sigortalı araç sürücüsü olan dava dışı …’in yurda giriş çıkışlarının bildirilmesi hususunda yazılan yazıya verilen cevapta, adı geçen kişinin, kaza tarihine en yakın tarih olan 07/07/2017 tarihinde yurda giriş yaptığı, kazanın ise bu tarihten 6 ay geçtikten sonra 19/01/2018 tarihinde gerçekleştiği, ancak bu süre geçmiş olmasına rağmen sigortalı araç sürücüsünün dış ülkeden almış olduğu sürücü belgesini, ülkemiz sürücü belgesiyle değiştirmeden araç kullandığı, dolayısıyla kaza tarihinde yeterli ehliyetnamesinin bulunmadığı, giderek davacı sigorta şirketinin rücu hakkının sabit olduğu görülmektedir. Bu durumda, gerekçede hata edilmiş olmasına ilişkin istinaf itirazı yerinde ise de esasa ilişkin istinaf itirazlarında isabet bulunmamaktadır.HMK’nın 353/1-b/2. maddesinde, kararın gerekçesinde hata edilmiş olması, düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi nedeni olarak düzenlenmiştir. O halde, davalı vekilinin istinaf başvurusunun değişik gerekçeyle kabulüne ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kararın gerekçesi düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Buna göre; 2-Davanın kısmen kabulüne, Bakırköy … İcra dairesi … Esas sayılı dosyasındaki takibin 6.784,94 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,3-Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine,4-Alınması gereken 463,48 TL harçtan peşin alınan 158,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 305,45 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 193,93 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafça yapılan bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 613,50 TL yargılama giderinin kabul oranı (%73,33) ret oranı (%26,67) dikkate alınarak hesaplanan 449,88TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına AAÜT gereğince takdir edilen 3.400 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına AAÜT gereğince takdir edilen 2.468,18 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, İstinaf yargılama giderleri bakımından: 10-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 11-Davalı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,12-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,13-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (9.253,12 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 27/12/2022