Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/158 E. 2023/26 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/158
Karar No: 2023/26
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 12/03/2018
Numarası: 2016/1207 E- 2018/343 K
Davanın Konusu: Maddi ve Manevi Tazminat
Karar Tarihi: 12/01/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 30/08/2014 günü, davalılardan …’e ait, … Sigorta AŞ’ye sigortalı, …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacıların desteği (oğlu/ağabeyi) …’ya çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere anne … için 10.000 TL maddi, 80.000 TL manevi, kardeş … için 5.000 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan (davalı … Sigorta AŞ’nin sadece maddi tazminattan sigorta limiti dahilinde sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davacılar vekili 01/02/2018 tarihinde sunduğu ıslah dilekçesi ile davacı … için maddi tazminat talebini 75.031,17 TL’ye artırmış, davalı … için kaza tarihinden (30.08.2014) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … Sigorta AŞ yönünden sigorta şirketine başvuru tarihi olan 21.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (Poliçesi limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … için maddi tazminat alacağıyla ilgili olarak ıslah talebinin bulunmadığını, davacı … için maddi tazminat ıslah talebi bulunmadığını, anne … için 80.000 TL manevi tazminatın ve kardeş … için 25.000 TL manevi tazminatın, kaza tarihinden (30.08.2014) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … (davalı … Sigorta A.Ş. hariç, manevi tazminattan sorumlu değildir) alınarak davacıya verilmesine, davalı … hakkında ise maddi ve manevi tazminat istemi yönüyle kaza tarihi itibariyle işletenlik sıfatını devrettiğini dosyaya beyan ettiğinden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi ancak bu durumda taraflarına bir kusur atfedilmesi mümkün olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücreti alacağı taleplerinin reddine karar verilmesi, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı … haricindeki diğer davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu kazaya karışan … plakalı çekicinin müvekkili tarafından Samsun … Noterliğinin 09/01/2014 ve … yevmiye nolu 01/01/2014 kira başlangıçlı kira sözleşmesi ile bir yıl süreli olarak …’a kiralandığını ve kaza tarihi olan 30/08/2014 tarihinde aracın fiili mesuliyetini ve kullanma hakkını kira sözleşmesi ile kiralayan sıfatı ile …’a devrettiğini, aracın her türlü sorumluluğunun kira sözleşmesi kapsamında kiracıya ait olduğunu, davalı sürücü …’in de aracı kiralayan …’ın sigortalı çalışanı olduğunu, kiracının kiralama faturasını kestiğini ve ticari defterlerine işlediğini, vergisini ödediğini, kiracının kendi adına gelir elde edecek şekilde … Nakliyat olarak nakliyatını yapmış olduğu firmalara fatura kestiğini, aracın sigorta poliçesi bedelinin kiracı tarafından ödendiğini, bu nedenle müvekkilinin kaza nedeniyle sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddine işleten …’ın davaya dahil edilmesine ve davanın ihbarına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir. Davalı … davaya cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesince “1-Davacı … yönünden maddi tazminat talebinin reddine, 2-Davacı … yönünden maddi tazminat talebinin kabulü ile 75.031,17 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta A.Ş bakımından sigorta şirketine başvuru tarihi olan 21/11/2016 tarihinden itibaren, diğer davalılar … ve … bakımından kaza tarihi olan 30/08/2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’na verilmesine, 3-Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ na verilmesine, 4-Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 25.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ na verilmesine” karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili, kaza tarihinde 25 yaşında ve bekar olan desteğin, boşanmış ve ev hanımı olan annesi davacı …’na maddi yönden destek olduğu gibi velayeti anneye verilen ve onunla yaşayan 2005 doğumlu ve kaza tarihinde ilkokul 3. sınıfa giden davacı …’a da maddi yönden destek olduğunu, davacı …’ın destek …’tan başka kardeşi bulunmadığını, en azından eğitim ve öğrenim süresince yardım edebileceğinin kabulü gerektiğini, manevi tazminatın faiz başlangıç tarihinin kazanın meydana geldiği 30/08/2014 olması gerekirken dava tarihi olarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacı …’nın reddedilen 5.000 TL maddi tazminat talebi nedeniyle davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedildiğini, mahkemece manevi tazminat davasının reddolunan kısmı yönünden davalı … yararına, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinden fazla vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesini tekrarla, kazaya karışan müvekkilinin maliki bulunduğu … plakalı çekicinin müvekkili tarafından 01/01/2014 kira başlangıçlı kira sözleşmesi ile bir yıl süreli olarak …’a kiralandığını, kaza tarihi itibarıyla müvekkilinin araçta fiili mesuliyeti, kullanma hakkı ve işleten sıfatı bulunmadığını, bu sorumluluğun adı geçen kiracıya ait olduğunu, kazaya karışan sürücü davalı …’in SGK kayıtlarında kiracı …’ın işçisi olarak gözüktüğünü, mahkemeden …’ın davaya dahil edilmesi talep edilmesine rağmen bu hususun yerine getirilmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, aynı kaza nedeni ile İstanbul 6. ATM’nin 2014/1205 E. 2017/177 K. Sayılı kararı ile müvekkilinin işleten sıfatı bulunmadığından müvekkili yönünden davanın usulden reddine karar verildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 30/08/2014 günü, davalılardan … adına kayıtlı, … Sigorta AŞ’ye ZMSS poliçesi ile sigortalı, …’in sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ve buna bağlı … plakalı yarı römorkun, emniyet şeridinde park edilip lastik değişimi işlemi yapılan … plakalı araca ve aracın yanında duran davacıların yakını (oğlu/kardeşi) yaya …’ya çarpması sonucu …’nın vefat ettiği anlaşılmıştır. 1-Davalı … vekilinin husumete yönelik istinaf itirazının incelenmesi; 2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hâkimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hâkimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hâkimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Somut olayda, davalı … vekili cevap dilekçesi ile aracı, kiralama sözleşmesi ile dava dışı ….’a kiraladığını ve işleten sıfatı bulunmadığını ileri sürmüş, davacılar vekili ise 01/02/2018 tarihinde sunduğu ıslah dilekçesinde “Davalı … hakkında ise maddi ve manevi tazminat istemi yönüyle kaza tarihi itibariyle işletenlik sıfatını devrettiğini dosyaya beyan ettiğinden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi ancak bu durumda tarafımıza bir kusur atfedilmesi mümkün olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücreti alacağı taleplerinin reddine karar verilmesi” talebinde bulunmuştur. Davalı … vekilinin 11/11/2019 tarihli dilekçe ekinde sunduğu İstanbul BAM 8.Hukuk Dairesinin 2017/2284 E.-2019/3716 K. sayılı kararının incelenmesinde; aynı kazada vefat eden …’ın yakınları tarafından eldeki davanın davalılarına ve …’a karşı İstanbul 6. ATM’nin 2014/1205 E. sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında mahkemece 2017/177 K. sayılı karar ile davalı … yönünden işleten sıfatı bulunmadığından pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiği, istinaf incelemesi sonucunda davalı … hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebinin reddine karar verildiği, vekalet ücreti yönünden HMK’nın 353/1-b/2 uyarınca yeniden hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.Davacılar vekilince temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/1917 E. 2021/2721 K. Sayılı kararı ile davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin, davacılar …,…, … ve … için talep edilen ve reddedilen manevi tazminat miktarları yönünden hükmün kesin olması nedeniyle reddine, sair temyiz itirazları yönünden Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır. O halde, davacılar vekilinin 01/02/2018 tarihli beyanı ve yukarıda belirtilen Yargıtay ilamı gözönüne alındığında kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihinde işleten sıfatının davalı …’e ait olmaması nedeniyle bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, diğer davalılarla birlikte maddi ve manevi tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.Davalı … vekilinin istinaf itirazının kabulü gerekmiştir. 2-Davacılar vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesi; Davacılar vekili desteğin kardeşi olan … için destek tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de kardeşlerin birbirine karşı kural olarak bakım görevi yoktur. Ancak, bir kardeşin diğer kardeşe eylemli ve düzenli olarak yardım etmesi halinde, bu kardeş diğerinin desteği sayılır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 364. maddesinde “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir. TMK’nın 364. maddesi hükmüne göre desteğin refah içinde olması ve destek tazminatı talep eden kardeşin de yardım edilmediğinde yoksulluğa düşeceğinin ispat edilmesi durumunda kardeş destek tazminatı talep edebilir. Dosyanın incelenmesinde ölenin, davacı kardeşe düzenli ve eylemli olarak destek olduğuna ilişkin herhangi bir delil sunulmamış olup fiili destek olduğu ispatlanamadığından davacı kardeş yönünden destekten yoksun kalma tazminatı isteminin reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.Davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Haksız fiillerde temerrüt tarihi haksız fiilin gerçekleştiği tarih olup manevi tazminata talep gibi kaza tarihinden (30/08/2014) itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.Davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmüştür. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nin 353/1-b/2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A- Davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacıların davalı …’e yönelik davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,2-Davacı … yönünden maddi tazminat talebinin reddine,3-Davacı … yönünden maddi tazminat talebinin kabulü ile 75.031,17 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …Sigorta A.Ş bakımından sigorta şirketine başvuru tarihi olan 21/11/2016 tarihinden itibaren, davalı … bakımından kaza tarihi olan 30/08/2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’na verilmesine,4-Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 30/08/2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalı …’ten alınarak davacı …’na verilmesine, 5-Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 25.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 30/08/2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalı …’ten alınarak davacı …’na verilmesine, 6-Davacılar tarafından yatırılan 57,00 TL ıslah harcının davalılar … ile … Sigorta Anonim Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’na verilmesine,7-Maddi tazminat davası yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 5.125,38 TL karar ve ilam harcının davalılar … ile … Sigorta Anonim Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,8-Maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 8.603,43 TL avukatlık ücretinin davalılar … ile … Sigorta Anonim Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’na verilmesine,9-Davacı …’nın reddedilen maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacı …’ndan alınarak davalı … Sigorta AŞ’ye verilmesine,10-Manevi tazminat davası yönünden Harçlar Kanununca alınması gerekli 2.390,85 TL ilam harcının davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına,11-Manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.200 TL avukatlık ücretinin davalı …’den alınarak …’ na verilmesine,12-Davalı … resmi kayıtlarda araç maliki olarak gözüktüğünden davanın açılmasında davacının kusuru bulunmadığından manevi tazminat davasının reddedilen kısmı yönünden davalı … yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,13-Davacılar tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 219,50 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 819,50 TL yargılama giderlerinden davanın kabulü oranında 751,42 TL’sinin davalılar … ile … Sigorta Anonim Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’na verilmesine,14-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacı …’na iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davacılar ile davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından yatıran taraflara iadesine,2-İstinaf kanun yolu aşamasında davacı tarafından sarf edilen 242,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile 159,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 401,80 TL yargılama giderinin, davalılar … ile … Sigorta Anonim Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 3-İstinaf kanun yolu aşamasında davalı … tarafından sarf edilen 242,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/01/2023