Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1519 E. 2022/1286 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1519
KARAR NO: 2022/1286
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26/06/2018
NUMARASI: 2017/1080 (E) – 2018/777 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 27/02/2016 tarihinde. davalı tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plaka sayılı aracın, karşıdan karşıya geçmeye çalışan müvekkilinin desteği olan yaya konumundaki …’a çarparak vefat etmesine sebep olduğunu belirterek şimdilik 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuş, davasını bilahare 35.682,09 TL üzerinden ıslah etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, “… somut uyuşmazlıkta, davacı murisin nişanlısı olup, kaza tarihinde 23 yaşındadır. Davacı tarafça bildirilen tanıkların beyanlarına göre, hem davacı hemde muris ölmeden önce kendi aileleri ile birlikte ayrı ayrı yaşamaktalar ve ihtiyaçlarını kendi ailelerinin karşıladığı ayrıca kendilerinin de ayrı ayrı çalışıp gelir ettikleri, dolayısıyla murisin nişanlısı olan davacı …’ya düzenli ve eylemli maddi anlamda bir katkısı bulunmadığı, bu durumda murisin nişanlılık dönemi itibariyle davacıya fiili bir desteğinin olmadığı …” gerekçesiyle yasal koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili, destek kavramının geniş yorumlanması gerektiğini, bir kişinin destek sayılabilmesi için ölüm anına kadar bakma ilişkisinin kurulmasının şart olmadığını, yerleşik içtihatlarda nişanlının destek olarak kabul edildiğini, nişanlılığın evlenmenin gerçekleşeceği hakkında kuvvetli bir karine teşkil ettiğini, fiili bir bakım ilişkisi henüz yok ise de ölüm vuku bulmasa idi evlilik birliğinin kurulacak ve destek sağlayacak olduğunu, davacının müstakbel eşinin desteğinden yoksun kaldığını ve bu nedenle destek mahrumiyetinin oluştuğunu, ileride meydana gelmesi ve geleceği muhtemel ve/veya muhakkak olan destekler bakımından da destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Eldeki davada davacı vekili, desteğin, davacı … ile ölmeden önce nişanlı olduğunu ve trafik kazası neticesinde hayatını kaybetmesi sebebiyle müstakbel eşinin desteğinden yoksun kaldığını ileri sürerek destekten yoksun kalma tazminatı talep etmektedir.Destek tazminatı ölenin yakınları lehine takdir olunur. Destekten yoksun kalma tazminatı hükmolunabilmesinin asgari şartı, destekten yoksun kalmadır. Desteğin ölümü yüzünden kendisine bakılan kimsenin bu bakımdan kısmen veya tamamen yoksun kalması lâzımdır. Bu yoksun kalma maddî bir zararı ifade eder. Nişanlılık evlilikten önceki döneme ilişkin bulunduğundan bu dönemde nişanlıların birbirlerine karşı nafaka yükümlüğü yahut başka bir bakım ve gözetim mükellefiyeti yoktur. Kaldı ki destek tazminatı, fiili ve sürekli olarak bakımdan yoksun kalınması halinde takdir edilen bir tazminattır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/13218 Esas – 2018/9634 Karar sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2013/15109 Esas – 2014/9623 Karar sayılı kararı, aynı daire 2010/8484 Esas – 2011/9785 Karar sayılı kararı) Somut olayda, davacı nişanlı, evlilik sonrası dönem için destekten yoksun kaldığını iddia ettiğine ve ölüm tarihi öncesinde de nişanlılık döneminde müteveffa ile davacı … arasında desteklik ilişkisi bulunmadığına ve uygulamada, nişanlı kişiler, ileride annesine babasına bakacak olan yaşı kücük çocuklarda olduğu gibi farazi destek şahsı olarak kabul edilmediğine göre, mahkemenin destekten yoksun kalma tazminatı koşullarının oluşmadığına ilişkin kabul şeklinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davacı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (35.682,09 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022