Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/150 E. 2022/671 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA N : 2020/150
KARAR NO : 2022/671
DAVANIN KONUSU : Güç Kaybı Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54 maddesi kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince; “Toplanan tüm delillere, iddia ve savunmaya, Adli Tıp Kurumun’dan alınan maluliyet raporuna ve bilirkişiden alınan kusur ve aktüer hesap raporuna göre; 29.03.2014 günü saat 09.00 sıralarında sürücü .. . yönetimindeki davalı … şirketi tarafından ZMMS poliçeli … plaka sayılı kamyonet ile Pınarbaşı istikametinden K.Maraş istikametine doğru seyrederken, sola virajlı yolda kontrolunu kaybederek yolun sağ tarafından yol dışı kalması sonucu aracın yan yatıp devrilmesine neden olmuş, olay sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacılar … ve … yaralandığı, davalı … şirketi tarafından ZMMS poliçeli aracın sürücüsü …’ nın olayda %100 ( yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacılar … ve …’ ın olayda kusursuz olduğu,
…plakalı araç davalı … şirketi tarafından … numaralı ZMSS poliçesi ile 268.000,00 TL teminatla sigortalandığı, ancak; davacıya yapılan ödeme neticesinde bakiye sakatlık teminat limiti 213.337,00 TL olduğu, poliçedeki tedavi gideri teminat limiti ise ayrıca 268.000,00 TL olduğu, ATK Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunun 10.09.2018/15854 K sayılı raporunda kazalı davacının geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle, meslekte kazanma gücünden azalma oranının %47,2 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin (9) ay olduğu belirtildiği, davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının bakiye teminat limitiyle sınırlı ve 5.058,32 TL olduğu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının bakiye teminat limitiyle sınırlı ve 213.337,00 TL olduğu, temerrüt başlangıcının 17.06.2015 kısmi ödeme tarihi ve işleyecek faizin yasal faiz olduğu tespit ve rapor edildiği, asıl ve ıslahla açılan davanın kısmen kabulü ile; davacı … için 213.337,00-TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 17/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacı … yönünden davacının feragatı sebebiyle reddine” karar verilmiştir.
Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı …’ın, sigortalı araçta yolcu olarak bulunduğunu, sigortalı aracın sürücüsü … ile aralarında herhangi bir akrabalık bağının veya taşıma açısından ticari bir ilişki bulunmadığını, araç içerisinde yolcu olarak bulunan kişilerin ifade tutanaklarıyla sabit olduğunu, bu nedenle, yargılama aşamasında hatır taşıması indirimi yapılması yönünde talepleri olmasına rağmen Mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, kararın bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir.
HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:
Hatır taşımaları, bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nın 51 (818 sayılı BK’nın 43). maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
HMK’nın “İspat yükü” başlıklı 190/1. maddesinde; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
Davalı taraf her ne kadar, davacı … yönünden olayda hatır taşıması olduğunu ve hükmedilen tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini iddia etmiş ise de; bu iddiasını ispatlayacak hiçbir delil ibraz edememiştir. Ayrıca dosyanın yapılan incelemesinden de, davacı …’ın hatır için taşındığı da tespit edilememiştir. Bu nedenle, davalı vekilinin iddia ve itirazı kabule şayan görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 14.573,05 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 3.700,00 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 10.873,05 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/04/2022