Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1480 E. 2022/1321 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1480
KARAR NO: 2022/1321
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 28/01/2020
NUMARASI: 2019/438 Esas- 2020/37 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/07/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas, … İcra Müdürlüğünün … Esas ve … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarından kambiyo senedine dayalı icra takipleri başlatıldığını, müvekkilinin yurtdışında olması nedeni ile takiplerden sonradan haberdar olduğunu, davalının Samandağ 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/359 Esas sayılı dosyası ile tasarrufun iptali davası açıldığını, o dosyada imza inkarında bulunmaları nedeniyle mahkemece taraflarına menfi tespit davası açmak üzere süre verildiğini belirterek, anılan takip dosyalarına dayanak senetlerdeki imzaların müvekkiline ait olmaması sebebiyle müvekkilinin icra takiplerinden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin tahsil edemediği alacağı için davacı ve dava dışı şirket aleyhine kambiyo senetlerine dayalı icra takipleri başlattığını, senetler protesto edilmesine rağmen davacının herhangi bir itirazda bulunmadığını, davacının tasarrufun iptali davasını sürüncemede bırakmak için bu davayı açtığını belirterek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, davaya konu alacağın kambiyo senedine dayandığını, davalı tarafın tacir olduğunu, davalı tarafın beyanlarından alacak ilişkisinin ticari satımdan kaynaklandığının açık olduğunu, görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, kambiyo senedi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Ticaret mahkemelerinin görevi TTK’nın 5.maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1.bendine göre “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır.Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir.Somut olayda dava konusu kambiyo senedi niteliğindeki bonolar olup, bono 6102 sayılı TTK’nın 776 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Aynı kanunun 4/1. maddesine göre, bu Kanun’da öngörülen hususlardan doğan davalar tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmasızın ticari dava sayıldığından, mutlak ticari dava niteliğinde olan eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi isabetli olmamıştır. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/3. maddesi gereğince kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,5-Davacı tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,7-İİK’nin 36/5. maddesi gereğince, istinaf sonucuna göre … Sigorta AŞ tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, teminat mektubunun davalı … Sigorta AŞ’ye iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/07/2022