Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1478 E. 2023/387 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1478
KARAR NO: 2023/387
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2019
NUMARASI: 2017/745 Esas – 2019/931 Karar
DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat (TTK 1472)
KARAR TARİHİ: 14/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; ticari paket sigortacısı davacı tarafından dava dışı sigortalısına ödenen tazminatın, zarar sorumlusu oldukları iddiasıyla TTK’nın 1472. maddesi kapsamında davalılardan tahsili istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 21/10/2019 tarihli kararıyla; “1- Davalı … Taşımacılık AŞ hakkında açılan davanın reddine, 2-Diğer davalılar … Sigorta AŞ, … ve … hakkında açılan davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, 2.975,79 Usd’nin davalı … Sigorta A.Ş yönünden dava tarihinden, diğer davalılar … ve … yönünden ödeme tarihi olan 15/09/2019 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince işleyen faizi ile birlikte davalılar …, … ve … Sigorta AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili ile davalı … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hasara sebep olan … plakalı aracın işleteninin, olay günü tutulan hasar tespit tutanağında ve araç sürücüsü …’nin beyanlarında da görüldüğü üzere davalı … Taşımacılık AŞ. olduğunu, … plakalı aracın üzerinde davalı tarafın logosunun da bulunduğunu bu nedenle, bu davalının da meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiğini, bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu; kararın hüküm kısmında faizin başlangıç tarihinin, ödeme tarihi olan 15/09/2015 yazılması gerekirken maddi hata sonucu 15/09/2019 şeklinde yazılmasının da hatalı olduğunu, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddiasına dayanak olarak … tarafından düzenlenen hasar tespit tutanağı ile hasar onarım giderleri belgesinin delil olarak sunulduğunu, önemle belirtmek gerekir ki, … tarafından sunulan hasar tespit tutanağında tarih değişikliği yapılmış olmasının dikkat çekici olduğunu, kaldı ki, tutanağa yazılmış olan ilk tarih 31/07/2015 iken, sonradan değiştirilen 15/09/2015 tarihleri arasında yanlışlıkla yazılabilecek herhangi bir benzerlik bulunmadığını, dava tarihinin 18/08/2017 olması ve tutanakta tarih değişikliği yapılması, …’la ilgili hasar kaydı ve yapılan ödeme bilgilerinin açık ve net biçimde sunulmaması ve nihayetinde tüm bu hususların davayı zamanaşımına uğratabilecek olmasının hayli şüphe çekici olduğunu, belgeye yapılan eklemeler veya çıkarmaların, belgenin hukuki delil niteliğini değiştirdiğini, kaldı ki, davacının bu iddiasını destekleyecek kazaya ilişkin polis tutanağı, olay yerini gösterir fotoğraf görüntü kaydı veya ikrar yazısı bulunmadığını, Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereğince, kazaya karışan aracın kim tarafından işletildiği hususunun dikkatle incelenmesi gerektiğini, her ne kadar davalı … Taşımacılık AŞ vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin … plakalı aracın maliki ve işleteni olmadığını iddia etse de; … araç tescil kayıt örneğinde, aracın … Kargo reklam logolu olduğunun belirtildiğini, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin kararlarına göre kazaya karışan aracın işleteninin … Taşımacılık AŞ olduğunun açık bir şekilde sabit bulunduğunu, müvekkilinin kazanın olduğu dönemde, … Taşımacılık AŞ bünyesinde çalışmakta olup kazanın firmanın işlerinin görülmesi sırasında meydana geldiğini, davalı … Taşımacılık AŞ. işleten olarak sorumlu tutulmasa dahi TBK’nın; “Adam çalıştıranın sorumluluğu” başlıklı 66. maddesinde göre meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerektiğini, herhangi bir dayanak belge olmadan bilirkişi raporunda müvekkilinin %100 kusurlu kabul edilmesinin haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu; TBK’nın 99. maddesine göre; konusu para olan borcun, ülke parasıyla ödeneceğinin belirtildiğini, bu nedenle, yabancı para birimi üzerinden ve ticari faiz türünden karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 31/07/2015 (15/09/2015) tarihinde, davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı, davalı … Taşımacılık AŞ’nin işleteni, davalı …’ın maliki-işleteni ve davalı …’nin sürücüsü olduğu … minibüs niteliğindeki aracın seyir halinde iken kontrolünü kaybedip, davacı Sigorta Şirketi nezdinde ticari paket sigorta poliçesi ile sigortalı ve dava dışı …’a ait A260 (Bölge regülatörü) kutusuna çapması nedeniyle A260 (Bölge regülatörü) kutusunun hasarlandığı, davacı Sigorta Şirketi tarafından, sigortalısına ödenen hasar tazminatının, eldeki davada zarar sorumluları iddiasıyla davalılardan tahsilinin talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Davalı sürücü …’nin imzasının bulunduğu hasar tespit tutanağı ile bu davalı vekilinin cevap dilekçesindeki beyanlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; kazayı gerçekleştiren aracın … Taşımacılık AŞ adına çalıştırıldığı, araç üzerinde … logosunun bulunduğu, davalı sürücü …’nin, davalı … AŞ adına çalıştığı sabit olmuştur. Bu durumda, davalı … Taşımacılık AŞ’nin, Karayolları Trafik Kanunu’un 85. maddesi gereğince meydana gelen zarardan diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekirken, bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Bu nedenle, davacı vekili ile davalı … vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde görülmüştür. Ayrıca, davacı tarafça hasar tazminatının 15/09/2015 tarihinde ödendiği sabit olduğuna göre; ödeme tarihi olan 15/09/2015 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken maddi hata sonucu 15/09/2019 olarak yazılması da doğru olmadığından, davacı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı da kabul edilmiştir. Mahkemece karara dayanak yapılan 16/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsü …’nin %100 oranında kusurlu olduğu; …’a ait A260 nolu servis kutusu (Bölge regülatörü)’nda meydana gelen hasarın 2.975,79 USD olacağı mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelenmesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosyadaki bilgi ve belgelere uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin kusur ve zarara ilişkin itirazlar yerinde görülmemiştir. Ayrıca, yabancı para birimi üzerinden tazminatların hesaplanıp hüküm tarihindeki kur üzerinden hüküm altına alınmasına ve kazaya karışan aracın ticari araç olması nedeniyle ticari faize hükmedilmesinin gerekmesine göre; tazminatlara ödeme tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca faiz yürütülmesinde isabetsizlik bulunmadığından, bu yöne ilişkin itiraz da kabul edilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davacı vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1- Davanın kısmen kabulü ile, 2.975,79 USD’nin davalı … Sigorta AŞ yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden ödeme tarihi olan 15/09/2015 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince işleyen faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 717,56 TL ilam harcından peşin yatırılan 354,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 362,94 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan 354,62 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 4-İlk Derece Mahkemesinin bu yöndeki kararı yinelenerek, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 2.725 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 5-İlk Derece Mahkemesinin bu yöndeki kararı yinelenerek, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 2.725 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta AŞ, … Taşımacılık AŞ ve davalı …’ye eşit oranda verilmesine, 6-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 1.400 TL avukatlık ücreti, 423,80 TL tebligat, müzekkere ve posta giderlerinden oluşan toplam 1.855,20 TL yargılama giderlerinden davanın kabulü oranında 938,50 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 7-Kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine, B-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davalı … ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harçlarının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından yatırana iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 158,50 TL posta ve tebligat gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14/03/2023