Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/139 E. 2020/669 K. 04.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/139
KARAR NO: 2020/669
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2019
NUMARASI: 2019/7701 Esas – 2019/262 Karar
(Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Komisyonu 14/10/2019 gün 2019/İHK-13434 sayılı kararı)
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Bedensel Zarar Tazminatı
KARAR TARİHİ: 04/06/2020
Yukarıda esas ve karar numaralı yazılı İlk Derece Mahkemesinin son kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı … vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru dilekçesinde özetle; 25/06/2017 tarihinde … adındaki kişinin yönetimindeki … plaka sayılı araç ile … adındaki kişinin idaresindeki … plaka sayılı araçların çarpışmalarıyla oluşan kazada müvekkili …’ın %10 oranında maluliyetine neden olacak biçimde yaralandığını, 04/12/2018 tarihinde başvuruda bulunulan davalı … şirketinin yasal süre içerisinde herhangi bir yanıt vermediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla geçici iş göremezlik tazminatı olarak 50,00 TL, sürekli iş göremezlik tazminatı 50,00 TL olmak üzere toplam 100,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 08/03/2019 tarihli dilekçesiyle talep edilen tazminat miktarını 93.352,00 TL’ye yükseltmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti 16/04/2019 tarihli kararıyla başvurunun kısmen kabulü ile 93.352,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, 17/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketinden tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davacının 50,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar vermiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili 03/05/2019 tarihinde sunduğu itiraz başvuru dilekçesinde; davacının kalıcı sakatlığının oluşmadığını, asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla dosyaya sunulan raporla bağlı kalınmaması ve raporun doğruluğunun teyit edilmesinin, dilekçedeki beyanları saklı kalmak ve kabul anlamına gelmemek koşuluyla söz konusu kazadan dolayı SGK’den herhangi ödeme alınıp alınmadığının tespitinin, kabul anlamına gelmemek kaydıyla her halükarda vekâlet ücretinin 1/5 olarak hesaplanmasının gerektiğini, vekille temsil edilen müvekkili şirket yararına vekâlet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek uyuşmazlık hakem heyeti kararına itiraz etmiştir.İtiraz Hakem Heyeti 14/10/2019 gün ve 2019/İHK-13434 sayılı kararıyla; 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 30’uncu maddesinin 12 ve 16’ncı bentleri uyarınca 4 aylık sürede uyuşmazlığın esasıyla ilgili eksikliklerin tamamlanamadığı, sağlık kurulu raporunun gelmemesi nedeniyle esasla ilgili değerlendirmenin yapılamadığı gerekçesiyle, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin, 16/04/2019 gün ve 2019/K-25543 sayılı kararının kaldırılmasına, dosyadan el çekilmesine karar vermiştir.İtiraz Hakem Heyetinin anılan kararına karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maluliyet oranının gerçeği yansıtmadığını, üniversitelerden alınan raporların yetersiz kalması nedeniyle maluliyete ilişkin tespitlerin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından yapılması gerektiğini, 14/05/2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Genel Şartlar eki uyarınca maluliyet ve destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken göz önünde bulundurulacak kıstasların değiştirildiğini, her durumda müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu, kazadan dolayı SGK’den herhangi bir ödeme alınıp alınmadığının tespitinin gerektiğini, asla kabul anlamına gelmemek koşuluyla vekâlet ücretinin 1/5 olarak hesaplanması gerektiğini, vekille temsil edilen müvekkili şirket yararına vekâlet ücretine hükmolunmadığını ileri sürmüştür.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı olarak yapılan incelemede:Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatına ilişkindir. Kanun yoluna başvurma koşullarından biri de, kanun yoluna başvurmada hukuki yararın bulunmasıdır. Nitekim HMK’nin 361/2’nci maddesinde, davada haklı çıkmış olan tarafın da hukuki yararı bulunmak şartıyla temyiz yoluna başvurabileceği belirtilmiştir.Somut uyuşmazlıkta ise, davanın kısmen kabulü ile 93.352,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 17/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketinden tahsiline ilişkin uyuşmazlık hakem heyetinin 16/04/2019 gün ve 2019/6335 (E) – 2019/25543 (K) sayılı kararı; davalı … vekilinin itiraz başvurusu üzerine, İtiraz Hakem Heyetinin 14/10/2019 gün ve 2019/İHK-13434 (K) sayılı kararıyla kaldırılarak dosyadan el çekilmesine karar vermiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyetinin anılan kararı hukuki varlığını kaybettiğinden, davalı vekilinin, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin kararının kaldırılmasına karar veren İtiraz Hakem Heyetinin kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmada hukuki yararı bulunmadığından, istinaf kanun yoluna başvurma koşulları oluşmamıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf dilekçesinin, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 30/12 ve HMK’nin 352/1-ç maddeleri gereğince REDDİNE,2-6728 sayılı Yasanın 36’ıncı maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin “(A) Mahkeme Harçları” başlıklı bölümünün, “III- Karar ve ilam harcı” başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan tahsil edilen istinaf karar harcının iadesine,3-İstinaf kanun yolu başvurusu için davalı tarafça sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,5-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/06/2020