Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1312 E. 2022/2002 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1312
KARAR NO: 2022/2002
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18/12/2019
NUMARASI: 2016/1279 (E) – 2019/1334 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 15/11/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, 22/10/2007 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalı sigorta şirketi tarafından ZMS sigortasıyla teminat altına alınan … plaka sayılı aracın davacıların desteği konumundaki yaya …’e çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek her bir davacı için ayrı ayrı 200 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve ayrıca davacı … için 200 TL cenaze ve defin gideri talebinde bulunmuştur.Davalı vekili, kazanın akabinde yapılan ihbar üzerine açılan hasar dosyası üzerinden davacılara ödeme yapılarak ibraname alındığını belirterek davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile … yönünden 27.827,37 TL, … yönünden 2.474,20 TL, … yönünden 1.216,27 TL ve … yönünden 34,33 TL olmak üzere toplam 31.552,17 TL tazminatın 04/01/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili, cenaze defin giderine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, her bir davacı bakımından ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmemesinin de doğru olmadığını; Davalı sigorta şirketi vekili ise davacılara 04/01/2008 tarihinde ödeme yapılarak ibraname alındığını, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. 1-Davacılar …, … ve … tarafından açılan maddi tazminat davalarına ilişkin her iki tarafça yapılan istinaf başvurularının değerlendirilmesi;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2 maddesindeki düzenlemeye göre miktar veya değeri 1.500,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 6763 sayılı kanunun 44. maddesi ile eklenen Ek 1. maddesi uyarınca maddedeki parasal sınırın yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle belirlenen kesinlik sınırı karar tarihi itibarı ile 4.400 TL’dir. Somut olayda, ihtiyari dava arkadaşı konumundaki … yönünden 2.474,20 TL, … yönünden 1.216,27 TL ve … yönünden 34,33 TL maddi tazminata hükmedilmiş olup hüküm altına alınan uyuşmazlık konusu bu tutarlar, karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırının altındadır. Dolayısıyla her iki tarafın bu davacılar yönünden vaki istinaf başvurularının usulden reddine karar vermek gerekmektedir. 2-Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasına ilişkin davalı tarafın istinaf başvurusunun değerlendirilmesi;KTK’nın 111/2 maddsi uyarınca tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmaların veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten itibaren iki yıl içinde iptal edilebileceği, yasada belirtilen bu iki yıllık sürenin hak düşürücü süre olduğu ve mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiği kabul edilmektedir. (Yargıtay 17. HD 2015/7759 Esas 2018/1350 Karar sayılı ve benzer nitelikteki kararları) Hasar dosyasındaki 03/01/2008 tarihli ibraname kapsamında davacı tarafa dava konusu kazadan kaynaklı 32.986 TL tazminat ödenmesine ve eldeki davanın da 28/12/2016 tarihinde açılmasına göre destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin eldeki davanın ibranamenin düzenlendiği tarihten itibaren KTK’nın 111. maddesinde öngörülen iki yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra açıldığı anlaşılmaktadır. O halde, ancak yukarıda açıklanan iki yıllık süre içerisinde açılan davalarda ödemenin yeterli olup olmadığı, giderek anlaşmanın iptali koşullarının bulunup bulunmadığı hususunun tartışılabileceği, bu süre geçtikten sonra açılan davalarda ibranamenin iptaline imkan bulunmadığı gözden kaçırılarak, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilecek yerde yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davacılar …, … ve … tarafından açılan maddi tazminat davalarına ilişkin her iki taraf vekillerinin istinaf dilekçelerinin HMK’nın 352/1-b maddesi uyanrınca reddine, 2-Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasına ilişkin adı geçen davacı tarafından cenaze/defin gideri ve vekalet ücretine ilişkin yapılan istinaf başvurusunun konusu kalmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,B)1-Davalı sigorta şirketi vekilinin davacı … yönünden açılan maddi tazminat davasına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Buna göre; 2-Davacı … yönünden açılan destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze/ defin giderine ilişkin davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, 3-İlk derece mahkemesince, kesinlik sınırı altında kalan ihtiyari dava arkadaşı konumundaki diğer davacılar bakımından tesis edilen hükmün aynen tekrar edilmesine, bu bağlamda; davacı … yönünden 2.474,20 TL, davacı … yönünden 1.216,27 TL, davacı … yönünden 34,33 TL tazminatın 04/01/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsil edilerek adı geçen davacılara verilmesine, 4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 254 TL karar ve ilam harcından, yatırılan 110 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 144 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 5-Davacılar tarafından yatırılan 110 TL ıslah harcının davalıdan tahsil edilerek davacılara verilmesine, 6-Davacılar tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 749,03 TL yargılama giderinden davanın kabulü/reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 88,42 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacıların üzerinde bırakılmasına, 7-Davacılar …, … ve … kendilerini vekille temsil ettirdiğinden ve her bir davacı bakımından hükmedilecek vekalet ücreti hüküm altına alınan miktarı geçemeyeceğinden AAÜT uyarınca hesap olunan 3.724,8‬0 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek adı geçen davacılara verilmesine, 8-Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının reddine karar verilmiş olmakla AAÜT uyarınca 9.200 TL maktu vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine, 9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,İstinaf yargılama giderleri bakımından:10-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 11-Davalı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacı …’den alınarak davalıya verilmesine, 12- Davacılar tarafından yatırılan istinaf harçlarının ve varsa kalan gider avansının iadesine, 13-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 14-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, ihtiyari dava arkadaşı konumundaki her bir davacı bakımından uyuşmazlık konusu miktarlar göz önünde bulundurularak HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.15/11/2022