Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1272 E. 2022/2059 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1272
KARAR NO: 2022/2059
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 05/11/2019
NUMARASI: 2016/1049 (E) – 2019/1028 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/11/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plakalı araç ile müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın karıştığı 18/12/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanarak malul kalan müvekkili için şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ile 50.000 TL manevi tazminatın hüküm altına alınmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı sigorta şirketi davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, geçici iş göremezliğe ilişkin 11.588,73 TL maddi tazminatın kararda belirtilen faiz başlangıç tarihlerinden itibaren müştereken ve müteselsilen olacak şekilde tüm davalılardan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine; kalıcı iş göremezliğe, bakım bedeli, hastane masrafı ve tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat talebinin reddine; davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 6.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 18/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve dahili davalı …’e velayeten anne …’den tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı sigorta şirketi, diğer istinaf itirazları yanında başvuru şartı yerine getirilmeden eldeki davanın açıldığını, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davalı… vekili, manevi tazminatın yüksek takdir edildiğini, müvekkilinin bu tazminatı ödeme gücünün bulunmadığını, maddi tazminat koşullarının oluşmadığını, davacının kazadan birkaç gün sonra iyileşerek taburcu olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-Davalı … vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Büyükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/357 Esas – 2018/149 Karar sayılı kesinleşen mahkumiyet kararına göre davalı araç sürücüsü, davaya konu trafik kazasında tam kusurlu kabul edilmiştir. Ceza mahkemesinde kabul edilen maddi vakıa naza alındığında, mahkemece, kabul edilen kusur durumuda oluş, usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Dosyaya kazandırılan 07/12/2018 tarihli ATK raporuna göre kaza nedeniyle yaralanan davacının 9 aya kadar iyileşebileceği mütalaasında bulunulmuştur. Kusur durumu, iyileşme süresi, tarafların mali ve sosyal durumu, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi ile TBK’nın 56. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarı yüksek takdir edilmemiştir. Ancak hüküm fıkrasında velayeten olacak şekilde anneden tahsil kararı verilmesi doğru olmamış, infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmuş olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. 2-Davalıların maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; 26/04/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6704 sayılı yasanın 5. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 97. maddesi “Zarar görenin, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmünü amirdir. Somut olayda, davanın, 2918 sayılı KTK’nun 97. maddesinde değişiklik getiren 6704 sayılı kanunun yürürlük tarihinden sonra (15/11/2016) açıldığı; dolayısıyla davanın açıldığı tarihte sigorta şirketine başvuruya ilişkin ön şart, dava şartı olarak ön görülmesine rağmen sigortaya müracaat edilmeden eldeki davanın açıldığı görülmektedir. Uygulamada, sözü geçen olumsuz dava şartının yargılama sürecinde giderilebilecek nitelikte olan dava şartlarından olduğu kabul edilmektedir. Bu durumda, davacıya, sigorta şirketine yazılı başvuru yapması için uygun kesin sürenin verilmesi; sürenin sonunda oluşacak hukuki duruma göre davalı sigorta şirketi bakımından yargılamaya devam edilmesi gerektiği halde, re’sen gözetilmesi gereken bu eksiklik tamamlanmadan yargılamaya devamla esas hakkında hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu itibarla, davalı sigortacı vekilinin diğer davalıya da sirayet eden istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/4. maddesi uyarınca, maddi tazminata ilişkin verilen ilk derece mahkemesi kararının salt bu nedenle kaldırılmasına ve maddi tazminat davası bakımından yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;A)1-Davalı sigorta şirketi vekilinin ve davalı … vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/4. maddesi uyarınca maddi tazminata ilişkin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının adı geçen davalıya iadesine, 3-Davalı sigorta şirketi tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yatırılan 24.605,27 TL miktarlı teminat mektubunun davalı sigorta şirketine iadesine yer olmadığına, 4-Davalı …’in manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulü nedeniyle adı geçen davalı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının bu davalıya iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-Davalıların esasa ilişkin istinaf itirazlarının, kararın kaldırılması nedenine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, B)1-Davalı … vekilinin manevi tazminat davasına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Buna göre; 2-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 6.000 TL tazminatın olay tarihi olan 18/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve dahili davalı …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,3-Alınması gereken 409,86 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 102,46 TL harcın mahsubuyla bakiye 307,40 TL harcın davalılar … ve dahili davalı …’den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,4-Davacı tarafından yatırılan 102,46 TL harcın davalılar … ve dahili davalı …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafça her iki dava bakımından ortaklaşa yatırılan 1.739 TL yargılama giderinden manevi tazminata mahsuben yapılan 869,50 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre (6/50) 104,34 TL’lik kısımının davalılar … ve dahili davalı …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,6-Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden AAÜT gereğince hesap edilen 2.725 TL ücreti vekaletin davalılar … ve dahili davalı …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,7-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden AAÜT gereğince hesap edilen 2.725 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekille temsil ettiren davalı …’e verilmesine,Dair, hükmün “A” bendi yönünden HMK’nın 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin; hükmün “B” bendi yönünden davalı aleyhine hükmedilen miktar (6.000 TL) itibarıyla HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle karar verildi. 29/11/2022