Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/125 E. 2022/594 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/125
KARAR NO: 2022/594
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/05/2019
NUMARASI: 2017/966 Esas – 2019/540 Karar
DAVANIN KONUSU:Araç Hasar Tazminatı (Kasko Poliçesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; kasko poliçesi kapsamında, araç hasar tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Somut olayda, davacıya ait … plaka sayılı aracın kasko sigorta poliçesi ile davalı sigorta şirketine sigortalı olduğu, 05.09.2016 tarihinde yapmış olduğu kaza neticesinde aracın hasarlandığı, araç sürücüsünün kaza esnasında 1,038 promil alkollü olduğu, kaza tespit tutanağına göre havanın açık yolun kuru olduğu, kazanın meydana geliş biçimine göre kazanın meydana gelmesinde başkaca bir faktörün etkisinin olmadığı, mahkememizce benimsenen bilirkişi heyeti raporuna göre de, kazanın meydana gelmesinde davacıya ait aracın sürücüsünün tam kusurlu olduğu, yolun ortasındaki refüje çarpıp yolun diğer istikametinden gelen araçlara çarpan davacının dışında diğer araç sürücülerinin herhangi bir kusurlarının bulunmadığı, bilirkişi heyeti raporunda belirtildiği üzere, kazanın meydana gelmesinde alkol dışında bir faktörün etkili olmadığı, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiği, hasarın teminat dışı kaldığı anlaşıldığından davanın reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkiline ait aracın, kasko güvencesi dışında kalması için sürücünün salt alkolün etkisinde kaza yapmış olması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik olduğunu, denetime elverişli bulunmadığını, kazanın salt alkolün etkisiyle oluştuğu yönündeki tespitin kendileri tarafından kabul edilebilir olmadığını belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: İlk Derece Mahkemesince; karara dayanak yapılan 24/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde davacının maliki ve davalının kasko sigortalısı olduğu … plakalı araç sürücüsü müteveffa …’nun %100 oranında kusurlu olduğu, dava dışı … plakalı araç sürücüsü … ve diğer dava dışı sürücünün kusursuz oldukları; nöroloji uzmanı bilirkişinin de dahil olduğu 19/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda ise; kazanın meydana gelmesinde alkol dışında herhangi başka bir faktör rol oynamadığından kazanın münhasıran alkole bağlı olarak meydana geldiği mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporlarının yapılan incelemesinde; raporların, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli oldukları kanısına varılmıştır. Bu durumda, Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları A.5.5 maddesine göre; meydana gelen zarar teminat dışında kalmaktadır. İlk Derece Mahkemesince de, bu doğrultuda karar verilmiş olması usul ve yasaya uygundur. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar kabule şayan görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL karar ve ilam harcının mahsup edilerek bakiye 36,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, dava değeri (34.800,00 TL) dikkate alınarak HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.29/03/2022