Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1239 E. 2022/773 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1239
KARAR NO: 2022/773
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2019
NUMARASI: 2017/396 (E) – 2019/1224 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi tazminat
KARAR TARİHİ: 19/04/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulüne, 113.499,41 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … AŞ vekili dilekçesinde özetle; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 97’nci maddesinde öngörülen dava açılmadan önce başvuruya ilişkin koşulun yerine getirilmemesi nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini; geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin teminat kapsamında olmadığını; hesaplanan tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini; mahkemece kusur durumuna ilişkin inceleme yapılmamış olmasının kabul edilemeyeceğini; maluliyet raporunun mevzuata uygun düzenlenmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’nci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Davacı vekilinin, 25/12/2016 tarihinde meydana gelen davaya konu trafik kazası nedeniyle müvekkili davacının uğradığı zararın giderilmesi amacıyla dilekçesinde belirttiği belgelerle birlikte, davalı … AŞ’ye 10/3/2017 günü ulaştığı anlaşılan dilekçe ile zararın poliçe kapsamında giderilmesi için başvurduğu, böylece KTK’nin 97’nci maddesinde öngörülen dava şartı niteliğindeki sigorta şirketine başvuru koşulunun yerine getirildiği kabul edilmiş; hükme esas alınan davacının sürekli sakatlık durumunun saptanmasına ilişkin Adli Tıp Kurumu 2’nci İhtisas Kurulunun 27/2/2019 tarihli raporunun, kazanın meydana geldiği tarih itibarıyla uygulanması gereken Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Rapor Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun biçimde düzenlendiği anlaşılmış; 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen KTK’nin 98’inci maddesi uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumunun tüm tedavi giderlerinden değil, yalnızca söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumlu olması, belgeye dayanmayan tedavi giderlerinden olan geçici iş göremezlik tazminatından zarar sorumlusu sürücü ile zarar sorumlusunun işleteni ve işletenin sorumluluğunu teminat altına alan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesini düzenleyen sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiği gözetildiğinde davalı … şirketinin geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu tutulmasında isabetsizlik görülmemiştir. Dava dosyasına eklenen soruşturma belgelerinin incelenmesinde; davalı … AŞ’ye ZMSS poliçesiyle sigortalı dava dışı …’a ait sürücüsü davalı …’ın yönetimindeki … plakalı otomobilin seyir halinde iken kaygan yolda takla atması sonucu araçta bulunan davacı …’nın yaralandığı anlaşılmıştır. Bu itibarla adı geçen davacının kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığından, kusur yönünden inceleme yapılmamasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Herhangi bir çıkar karşılığı olmayan hatır taşıması nedeniyle 6098 sayılı TBK’nin 51’inci maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de indirim yaptığı takdirde indirim oranını objektif ölçüler içinde takdir etmek zorundadır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Yakın aile bireylerinde olduğu gibi maddi ve manevi menfaattin bulunduğu akrabalar arasındaki ücretsiz taşıma ahlaki bir ödev niteliğinde olduğundan, belirlenen tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılamaz. Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde hatır taşımasının varlığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1409’uncu maddesinin, 2’nci fıkrası uyarınca ispat yükü altında bulunan davalı … tarafından kanıtlanamadığından, hükmolunan tazminattan hatır taşıması nedeniyle indirim yapılmaması yerindedir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … AŞ vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 7.753,14 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 1.938,85 TL istinaf karar ve ilam harcı mahsup edilerek, bakiye 5.814,29 TL istinaf karar ve ilam harcının davalı … AŞ’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, HMK’nin 361’nci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.19/04/2022