Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1238 E. 2023/330 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1238
KARAR NO: 2023/330
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2014/1695 Esas – 2019/798 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 49. maddesi kapsamında, haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 17/09/2019 tarihli kararıyla; “Davanın kısmen kabulü ile; 1-10.438,25 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı … Sigorta AŞ. vekili ile davalılar … ve … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın meydana gelmesine ilişkin kusur incelemesi yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, tüm davalılar yönünden müştereken ve müteselsilen sorumluluğa dayalı tahsil hükmü kurulmuş ise de, yasa gereğince müvekkili Sigorta Şirketi’nin sorumluluğunun kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu; hüküm altına alınan zarar miktarının fahiş olduğunu belirtmiştir. Davalılar … ve … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tüm kusurun … plakalı aracın sürücüsünde olduğunu, Yerel Mahkemece, İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/322 Esas sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporundaki kusur oranlarına itibar edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, yeni bir kusur raporu alınması gerektiğini, zarara ilişkin bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, zararın fahiş olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 24/08/2013 tarihinde, davalı … nAŞ.’nin ZMS sigortacısı, davalı …’un maliki ve davalı …’un sürücüsü olduğu … plakalı araç ile davalı …’in sürücüsü olduğu … plakalı aracın çarpışması ve akabinde … plakalı aracın davacının fırınına girmesi şeklinde gerçekleşen trafik kazası neticesinde, davacının fırınında hasar meydana geldiği; eldeki davada, davacı tarafça, fırında meydana gelen zararın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Eldeki davanın davalısı … tarafından, diğer davalı … aleyhine açılan tazminat davasının görüldüğü İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/322 Esas sayılı dosyasında aldırılan ve İlk Derece Mahkemesince eldeki davaya dayanak yapılan bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’un %40, davalı sürücü …’in ise %60 oranında kusurlu olduğu; eldeki dosyada aldırılan 25/10/2017 tarihli zarar bilirkişi raporunda; eski/yeni ve kalite-sınıf farkı olan %25 indirim yapılması ve davalı Sigorta Şirketi tarafından ödenen 4.843,75 TL’nin indirilmesi sonucunda davacının talep edebileceği zararının KDV dahil 10.438,25 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporlarının yapılan incelenmesinde; raporların, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli oldukları kanısına varılmıştır. Bu nedenle, kusur ve zarara yönelik itirazlar yerinde görülmemiştir. Ayrıca, yukarıda da belirtildiği üzere dava dilekçesinde müştereken ve müteselsilen tahsil talep edildiğine, TBK’nın 61. maddesi gereğince meydana gelen zarardan tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasında herhangi bir hata olmadığına göre; bu yöne ilişkin itirazda da isabet bulunmamaktadır. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı … Sigorta AŞ. vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine,2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 713,03 TL harçtan, peşin alınan 179 TL harcın mahsubu ile bakiye 534,03‬ TL harcın davalı … Sigorta AŞ. ile davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,3-Davalı … Sigorta AŞ. ile davalılar … ve …’un istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.28/02/2023