Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1228 E. 2023/1367 K. 20.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1228
KARAR NO: 2023/1367
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17/10/2019
NUMARASI: 2015/848 (E) – 2019/1079 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 20/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 29/10/2014 günü, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında motosiklette yolcu konumunda bulunan müvekkillerinin oğlu müteveffa …’in ağır yaralandığını, uzun süre komada kaldığını ve 14.04.2015 tarihinde vefat ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile birlikte ve zincirleme sorumluluk ilkelerine göre şimdilik her bir davacı için 3.500 TL olmak üzere toplam 7.000 TL maddi tazminat ile davacı … için 150.000 TL, davacı … için 100.000 TL manevi tazminatın davalılardan kaza tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davacılar vekili 12/02/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile 01/02/2017 tarihli bilirkişi kök ve 27/10/2017 tarihli ek raporu uyarınca davacı … için 75.556.42 TL destekten yoksun kalma zararı, davacı … için 70.501.81 TL destekten yoksun kalma zararı, 4.593,43 TL maluliyet nedeniyle maddi zarar, 1.800 TL cenaze ve defin nedeniyle maddi zararı tespit edildiğini, bu miktarları kabul ettiklerini bildirerek maddi tazminat talebini 152.451.66TL’ye (destekten yoksun kalma zararı, maluliyet nedeniyle maddi zarar, cenaze ve defin nedeniyle maddi zarar ) artırmıştır. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle;… plakalı aracın müvekkili şirkete 01/09/2014-01/09/2015 tarihleri arasında ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin tedavi giderleri ile ilgili yükümlülüğünün sona erdiğini, manevi tazminat talebinin ve dolaylı zararlara yönelik tazminat taleplerinin teminat kapsamında olmadığını, hatır taşıması ve müterafik kusurdan dolayı tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde kasko poliçesi ile teminat altına alındığını, söz konusu poliçede ihtiyari mali mesuliyet teminatı bulunduğunu, davacı tarafın husumetini … plakalı aracın kaza tarihinde ZMS sigortacısı … Sigorta AŞ’ye yöneltmesi gerektiğini, tazminatın öncelikle ZMSS’dan alınması, teminat limitinin aşması durumunda ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesine başvurabilme hakkı bulunduğunu, davaya konu olayda hükmedilecek tazminat miktarının ZMS poliçesindeki teminat limitlerini aşmasının mümkün olmadığını, davacının kask kullanmadığı tespit edildiğinden müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı SGK Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun gelir kaybı ve iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminattan sorumlu olmadığını belirterek davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde 17 yaşında ve ehliyetsiz olan diğer araç sürücüsü davalı …’un kusurlu olduğunu, davacı tarafın reşit olmayan çocuğun bakım ve kontrolünden sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 2-Davacı … yönünden maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden takdiri indirim sebeplerinin uygulanması suretiyle kısmen kabulü ile davacı … için destekten yoksun kalma, maluliyet, cenaze defin ve belgesiz tedavi giderleri sebebiyle oluşan toplam 78.002,79 TL tazminatın sadece 58.502,09 TL’lik kısmından davalılar … ve … sigortanın sorumlu olması kaydıyla, haksız fiil tarihi olan 29.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … Sigorta Şirketi yönünden ZMMS poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan … Sigorta AŞ’den dava tarihi olan 18.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … Sigorta AŞ ve SGK Genel Müdürlüğü dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Davacı … yönünden maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden takdiri indirim sebeplerinin uygulanması suretiyle kısmen kabulü ile davacı … için destekten yoksun kalma, maluliyet, cenaze defin ve belgesiz tedavi giderleri sebebiyle oluşan toplam 73.509,80 TL tazminatın sadece 55.132,35 TL’lik kısmından davalılar … ve … sigortanın sorumlu olması kaydıyla, haksız fiil tarihi olan 29.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … sigorta şirketi yönünden ZMMS poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan … Sigorta AŞ’den dava tarihi olan 18.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … Sigorta AŞ ve SGK Genel Müdürlüğü dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Davacıların belgelendirilmiş 17.352,00 TL’lik tedavi masraflarının KTK’nın 98.maddesi uyarınca dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı SGK’dan tahsili ile davacılara verilmesine bu tazminat kaleminin diğer davalılar yönünden reddine,5-Davacı … yönünden manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile 50.000,00 TL’nin haksız fiil tarihi olan 29.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ZMMS sigortacısı davalı … ve SGK Genel Müdürlüğü dışındaki diğer davalılardan davalı … AŞ yönünden kasko sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 18.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı …’e verilmesine, 6-Davacı … yönünden manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile 50.000 TL ‘nin kaza tarihi olan 29.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ZMMS sigortacısı davalı … ve SGK Genel Müdürlüğü dışındaki diğer davalılardan davalı … Sigorta AŞ yönünden kasko sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 18.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı …’e verilmesine, 7-Davalı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, 8-Davacıların fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine” karar verilmiştir.Karara karşı davalılar … Sigorta AŞ vekili, … Sigorta AŞ vekili, SGK Başkanlığı vekili, … vekili ile … ve …vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur oranlarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla bilirkişi raporunda davalı sürücülerin kusur oranları dikkate alınmaksızın hesaplama yapıldığını ve mahkemece bu hesaplama dikkate alınarak müştereken ve müteselsilen hüküm kurulduğunu, kaza ile ölüm tarihleri arasında uzun bir süre olmasına rağmen mahkemece kaza ile ölüm arasında illiyet bağı olduğuna ilişkin ATK raporu alınmadan hatalı şekilde maluliyet dönemine ilişkin karar verildiğini, müvekkili şirket aleyhine tedavi giderine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, hükme esas alınan hesap bilirkişi ek raporunun uzman kişiler tarafından hazırlanmadığından açık hatalar içerdiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen kusur oranlarının hatalı olduğunu, müteveffanın yolcu olarak ehliyetsiz sürücünün aracına binmesinden dolayı zararın artmasında etkisi bulunduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere müteveffanın çocuk olduğu dikkate alındığında kusurun babaya atfedilmesi ve sürücü babanın, müteveffanın ölümünde kusuru bulunduğundan manevi tazminata hükmedilirken sadece kazada hesaplanan %30 kusurun değil aynı zamanda çocuğuna bakım yükümlülüğünden doğan kusurun da bu tazminattan düşürülmesi gerektiğini, kusur tespiti yapılırken yaşı küçük müteveffanın anne ve babasının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirip getirmediğinin de ölçülmesi gerektiğini, hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı SGK Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen belgeli tedavi giderlerinin müvekkili kurumun sorumluluk kapsamına girip girmediğinin tespiti için faturaların yanı sıra reçete aslı, sağlık raporu aslı, barkodu veya varsa etiket aslı ile SUT’ta yer alan diğer belgelerin ibrazı gerektiğini, kurumun trafik kazalarından doğan tedavi giderleri ile ilgili olarak yürürlükte bulunan hükümlere göre kurumla anlaşması bulunmayan sağlık kurum ve kuruluşlarında acil haller dışında yapılan tedavi giderleri ile ilgili olarak kurumun herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi tarafından hesaplama işlemi hatalı yapılmasına ve itiraz edilmesine rağmen mahkemece dikkate alınmadığını, gerekçeli kararda hatır taşıması nedeniyle müvekkili açısından maddi tazminattan % 40 indirim uygulandığı belirtilmesine rağmen yapılan indirim oranının %25 olduğunu, manevi tazminatın yüksek belirlendiğini, manevi tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılmamasının, müvekkilinin kusuru bulunmamasına rağmen % 20 oranında kusur atfedilmesinin, tarafların kusur oranları gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, müşterek ve müteselsil hüküm kurulmasının, müteveffa …’in kazadan yaklaşık 6 ay sonra vefat etmesine rağmen kazayla ölüm arasında illiyet bağı olup olmadığı araştırılmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, reddedilen maddi tazminatlar açısından her iki davacı yönünden ayrı ayrı olmak üzere müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hüküm kısmının 12.bendinde maddi tazminat açısından yalnızca 2.725 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin (bu miktarın da eksik belirlendiğini), hüküm kısmının 17.bendinde manevi tazminat talebinin kısmen reddi nedeniyle 5.850 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak müvekkiline de verilmesi yönünde hüküm kurulması gerekirken 5.850 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak yine davacı …’e verilmesinin hatalı olduğunu, hüküm kısmının 19.bendinde manevi tazminat talebinin kısmen reddi nedeniyle 5.850 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak müvekkiline de verilmesi yönünde hüküm kurulması gerekirken, 5.850 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak yine davacı …’e verilmesi yönünde kurulan hükmün hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davalılar … ile …vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi tarafından hesaplama işlemi hatalı yapılmasına ve itiraz edilmesine rağmen mahkemece dikkate alınmadığını, kararda kimin hangi miktardan sorumlu olduğunun açıklanmadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu, atfedilen kusur oranlarını kabul etmemekle birlikte tarafların kusur oranları gözetilerek hüküm kurulması gerekirken müşterek ve müteselsil hüküm kurulması ve müvekkiline ait sigortanın bu zararı karşılama durumu sabit iken müvekkilleri aleyhine hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, reddedilen maddi tazminatlar açısından müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalılar … ile …vekili 28/02/2020 tarihinde sundukları ek istinaf dilekçelerinde özetle; kararda müvekkilinin sigorta poliçesinin hangi miktara kadar sorumlu olacağının göz önünde tutulmadığını, maddi tazminatın davalıların tümü bakımından müştereken ve müteselsilen sorumluluk yüklendiğini, bu durumun sigortanın varlığını gereksiz kıldığını, gerekçeli kararın 17. ve 19. maddelerinde reddedilen miktar üzerinden verilmesi gereken vekalet ücretinin davalı olarak taraflarına verilmesi gerektiğini belirterek bu yönlerden de istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nin 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dava, davacıların murisinin (oğlunun) trafik kazasından kaynaklanan bedensel zararı nedeniyle maddi tazminat ve tedavi giderleri ile davacıların desteğinin kaza tarihinden yaklaşık 6 ay sonra vefat etmesi nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze ve defin gideri ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 29/10/2014 günü, davalılar … Sigorta AŞ’nin ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olduğu, …’e ait, …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı … Sigorta AŞ’nin ZMS sigortacısı olduğu, davalı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucunda … plakalı motosiklette yolcu konumunda bulunan davacıların oğlu …’in yaralandığı ve bir süre sonra (14/04/2015 tarihinde) vefat ettiği anlaşılmıştır. 1-Kusura ve müteselsil sorumluluğa yönelik istinaf itirazlarının incelenmesi; İlk derece mahkemesince alınan 04/05/2016 tarihli kusur raporunda; … plakalı kamyonet sürücüsü davalı …’in %70 oranında asli kusurlu olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü davalı …’un % 20 oranında tali kusurlu olduğu, davacıların desteği …’in ise koruyucu tertibat kullanmamasının ortaya çıkan sonucun ağırlaşmasında etkili olması sebebiyle %10 oranında düşük derecede tali kusurlu olduğu belirlenmiş, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan 18/09/2019 tarihli kusur raporunda ise … plakalı araç sürücüsü davalı …’in %70 oranında, … plakalı motosiklet sürücüsü davalı …’in %30 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Davalı … Sigorta AŞ’ye ZMSS poliçesi ile sigortalı, davalı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklette yolcu konumunda olan davacıların desteğinin kazanın oluşumunda her hangi bir kusuru bulunmamaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. maddesi uyarınca birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. 62. maddesi uyarınca ise tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur. Dava dilekçesinde sürücülerin kusuru oranında değil, müteselsil sorumluluk kapsamında tazminat talep edilmiştir. Mahkemece TBK’nın 61. maddesi dikkate alınarak davalılar hakkında müteselsilen sorumluluk hükümlerine göre karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalılar … Sigorta AŞ, … Sigorta AŞ, … ve … ile …vekillerinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Kaza ile ölüm arasındaki nedensellik bağına yönelik istinaf itirazının incelenmesi; Türk Borçlar Kanununun 74. maddesi uyarınca hukuk hakimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı Bakırköy 10.Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/204 Esas 2016/359 K. sayılı kararı ile sanık …’in meydana gelen trafik kazasında …’in ölümü, …’un yaralanmasından dolayı asli kusurlu kabul edilerek cezalandırılmasına, birleştirilen Bakırköy 2. Çocuk Mahkemesinin 2015/117-581 Esas-Karar sayılı dosyası yönünden; SSÇ …’un meydana gelen trafik kazasında …’in ölümü ile sonuçlanan eylemde tali kusurlu kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.Davacıların desteğinin 29.10.2014 günü meydana gelen trafik kazası sonucu öldüğü sabit olmakla davalı … Sigorta AŞ vekilinin ve davalı … vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. 3-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin belgesiz, davalı SGK Başkanlığı vekilinin belgeli tedavi giderlerine yönelik istinaf itirazının incelenmesi; 25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 Sayılı Kanunun 59. maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” kanunun geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın % 20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …nın yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Kanunun 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçmiştir.Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu, açıklanan madde kapsamında kalan “belgeli tedavi giderlerinden” sorumludur. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden ve Kanun kapsamında olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir. Somut uyuşmazlıkta, doktor bilirkişi ve aktüer bilirkişinin de yer aldığı bilirkişi kurulundan alınan 27/10/2017 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda, davacı tarafça ödenen belgeli tedavi giderlerinin toplam 21.690 TL olduğu, 7.800 TL’nin SUT kapsamında kaldığı, belgelendirilemeyen 5.000 TL ulaşım gideri ve 15.000 TL paramedikal giderler olduğu tespit edilmiştir.Bilirkişi raporunun dosya içeriğine ve faturalara uygun olduğu buna göre 21.690 TL belgeli tedavi giderinin yukarıda açıklanan yasal düzenleme uyarınca SGK’nın sorumluluğunda bulunduğu anlaşılmıştır.Mahkemece her ne kadar belgelendirilmiş 17.352 TL tedavi giderinin SGK’dan tahsiline karar verilmiş ise de davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu bulunmadığından kararın kaldırılma nedeni yapılmamıştır.Davalı SGK vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekilinin belgesiz tedavi giderlerine yönelik istinafına gelince; yukarıda da belirtildiği üzere belgeli olmayan tedavi giderlerinden ve Kanun kapsamında olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam ettiğinden mahkemece SGK tarafından karşılanmayan belgesiz tedavi giderlerinden davalı … Sigorta şirketinin sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. 4-Davalı … vekilinin hatır taşıması indirimine yönelik istinaf itirazının incelenmesi; Davacı tarafça ıslah dilekçesi ile kabul edilen 27/10/2017 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda (yolcu olan müteveffanın olayın meydana gelmesinde kusurunun bulunmamasına göre yapılan hesaplamada) destekten yoksun kalma zararının davacı … için 83.951,58 TL, davacı … için 78.335,34 TL olduğu, davacıların miras payları oranında talep edebilecekleri müteveffanın geçici işgöremezlik dönemine ilişkin zararının 5.103,81 TL, defin giderinin 2.000 TL ve belgesiz tedavi giderlerinin toplam 20.000 TL olduğu belirlenmiştir. Bu durumda davacı …’in 83.951,58 TL destekten yoksun kalma zararı, davacı …’ın 1/2 miras payı oranına denk gelen 2.551,90 TL geçici işgöremezlik zararı, 1.000 TL defin gideri ve 10.000 TL belgesiz tedavi gideri olmak üzere toplam 97.503,48 TL maddi zararı bulunmakta olup % 20 müterafik kusur indirimi ve % 20 hatır taşıması indirimi yapıldığında adı geçen davacının davalılar … ve … Sigorta AŞ’den talep edebileceği toplam maddi zararı 62.402,23 TL’dir.Davacı …’in 78.335,34 TL destekten yoksun kalma zararı, davacı …’nün 1/2 miras payı oranına denk gelen 2.551,90 TL geçici işgöremezlik zararı, 1.000 TL defin gideri ve 10.000 TL belgesiz tedavi gideri olmak üzere toplam 91.887,24 TL maddi zararı bulunmakta olup % 20 müterafik kusur indirimi ve % 20 hatır taşıması indirimi yapıldığında adı geçen davacının davalılar … ve … Sigorta AŞ’den talep edebileceği toplam maddi zararı 58.807,84 TL’dir. İlk derece mahkemesince davacı … yönünden 58.502,09 TL, davacı … yönünden 55.132,35 TL maddi tazminattan davalılar … ve … Sigorta AŞ’nin sorumlu tutulmasına karar verildiği oysa her bir davacı yönünden hesaplanan maddi tazminattan Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre % 20 müterafik kusur ve %20 hatır taşıması indirimi yapıldığında davalı …’un sorumlu olması gereken maddi tazminat miktarının daha fazla olduğu ancak mahkemece daha azına karar verildiği anlaşılmış ise de davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu bulunmadığından kararın kaldırılma nedeni yapılmamıştır.Dolayısıyla davalı … vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. 5-Hükmedilen manevi tazminat miktarına yönelik istinaf itirazlarının incelenmesi; TBK’nın “Manevi tazminat” başlıklı 56/2. maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”Aynı kanunun 51.maddesinde “Hakim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olay değerlendirildiğinde; kaza tarihi, kazanın oluş şekli, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, müteveffanın araçta yolcu konumunda bulunması nedeniyle kazanın oluşumunda her hangi bir kusurunun bulunmaması ile İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının, TBK’nın 56/2. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun olduğu kanısına varıldığından, davalılar … Sigorta AŞ, … ile … ve …vekillerinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. 6-Maddi tazminat davasının kısmen reddi nedeniyle hükmedilen vekalet ücretine yönelik istinaf itirazlarının incelenmesi; Yasal düzenlemeler gereği 6098 sayılı TBK’nın 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemez. İlk derece mahkemesince bu nedenle reddedilen maddi tazminat için davalı … yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu bulunmadığından kararın kaldırılma nedeni yapılmamıştır.Davalı … vekilinin ve … ile …vekilinin bu konuya yönelen istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. 7-Manevi tazminat davasının kısmen reddi nedeniyle hükmedilen vekalet ücretine yönelik istinaf itirazlarının incelenmesi; Her iki davacı yönünden manevi tazminat davasının kısmen reddi nedeniyle davalılar … Sigorta AŞ, SGK Başkanlığı ve … dışındaki davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde davacılar lehine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açılanan nedenlerle; davalı … Sigorta AŞ vekilinin ve davalı SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine, davalılar … Sigorta AŞ vekilinin, … vekilinin ve … ile …vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının manevi tazminat davasının kısmen reddi nedeniyle hükmedilen vekalet ücreti yönünden HMK’nin 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)Davalı … Sigorta AŞ vekilinin ve davalı SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine, B)Davalılar … Sigorta AŞ vekilinin, … vekilinin ve … ve … vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre:Davanın kısmen kabul kısmen redd