Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1222 E. 2022/2198 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1222
KARAR NO: 2022/2198
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/09/2019
NUMARASI: 2015/1159 (E) – 2019/742 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 13/12/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile davalı …’in yönetimindeki … plaka sayılı aracın çarpışması neticesinde, 07/05/2014 tarihinde, meydana gelen trafik kazasında, müvekkilinin ağır bir şekilde yaralandığını belirterek motosiklette meydana gelen değer kaybı, geçici iş göremezlik süresince alamadığı terör tazminatı dahil şimdilik 5.000 TL maddi tazminat ile 20.000 TL manevi tazminatın hüküm altına alınmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı … şirketi vekili davanın reddini talep etmiştir. Davalı … davaya cevabında davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalı … Şirketi hakkındaki dava, şirketin iflas etmiş olması nedeniyle, eldeki dava dosyasından tefrik edilmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, sübut bulan maddi tazminat davasının kabulü ile 562,07 TL geçici iş göremezlik ve 99.360,84 TL sürekli iş göremezlik zararı olma üzere toplam 99.922,91 TL tazminatın kararda belirtilen faiz başlangıç tarihlerinden itibaren davalılardan müteselsilen tahsiline; manevi tazminat davasının ise kısmen kabulü ile 8.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’ten tahsiline karar verilmiştir.Karara karşı davalı … şirketi vekili, dava dilekçesinde geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talebi bulunmamasına rağmen talep dışına çıkılarak karar verilmesinin doğru olmadığını, davacının 2330 sayılı yasa kapsamında nakdi tazminat alıp almadığı hususu araştırılmadan eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğunu, kaldı ki davacının olay esnasında sözü geçen yasaya dayalı olarak rücuya tabi bir ödeme alma imkanının bulunduğunu, bu yasaya göre ödeme almamış olması durumunda, davacıya bu konuda bağlı bulunduğu bakanlığa başvuruda bulunması için süre verilerek sonucuna göre bir değerlendirme yapılması gerektiğini, buna ilişkin uygulama yapılmamış olmasının eksiklik teşkil ettiğini, davacının kaza esnasında kask veya koruyucu teçhizat kullanmamış olmasının müterafik kusur indirim nedeni olduğunu, mahkemenin buna ilişkin araştırma yapmadan karar vermesinin doğru olmadığını, temerrüt tarihinin dava tarihi olarak kabul edilmesinin de yanlış olduğunu, zira ödemeye esas alınacak tüm belgeler toplanmadan temerrüt halinin gerçekleşemeyeceğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davalı … vekili, bilirkişi raporuna yönelik itirazları değerlendirilmeden savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle ek rapor alınmadan karar verildiğini, davacının sürekli iş göremezlik talebinin bulunmadığını, talebi aşar şekilde sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını, davacının bilinen ve kesin olan ücretleri üzerinden hesaplama yapılması gerekirken oranlama yapılmasının hatalı olduğunu, davacının hayatı boyunca terör tazminatı alacak şekilde varsayıma dayalı olarak hesaplama yapılmasının doğru olmadığını, nakdi tazminat bağlanması çerçevesinde rücuya tabi bir ödeme alıp almadığı hususunun araştırılmadığını, kazanın gerçekleşmesinde asıl kusurlu olan tarafın davacı taraf olduğunu, müterafik kusur indirimine gidilmeden karar verilmesinin doğru olmadığını, davacının tümüyle sağlığına kavuşmuş olması hali dikkate alınmadan her halükarda kusur ve hakkaniyet indirimi yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin kazaya bağlı olarak sağ bacağında ciddi hasarlar olduğunu, 75 gün iş göremez raporu aldığını, hala eski sağlığına ve gücüne kavuşamadığını, halen tedavisinin devam ettiğini ve kalıcı bir hasar kalıp kalmayacağı hususunun bilinemediğini belirterek maddi tazminat talebinde bulunduğuna ve talebe konu 3.000 TL değer kaybı ve 1.000 TL terörle mücadele destek primine ilaveten toplam 5.000 TL üzerinden belirsiz alacak davası şeklinde maddi tazminat davası açtığına göre davacının geçici ve sürekli iş göremezlik talebinde bulunduğu, giderek talep dışına çıkılarak karar verildiğine ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı görülmektedir. İlk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan 11/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda, davalı araç sürücüsüne asli, davacı tarafa tali kusur izafe edilerek, geçici ve sürekli iş göremezlik zararınnın 99.922,91 TL olarak hesaplandığı, raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun, hüküm vermek bakımından yeterli olduğu, hesaplamada, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, giderek bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı görülmektedir.Dosyada mübrez ATK’nın 09/05/2018 tarih, 8229 karar sayılı raporuna göre davacının sağ diz bölgesinden yaralanarak %4 oranında malul kaldığı, koruyucu ekipmanlardan olan kask takıp takmamış olmasının maluliyetle bir illiyetinin bulunmadığı, Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre davacının başkaca bir koruyucu ekipman kullanma zorunluğunun da bulunmadığı, dolayısıyla müterafik kusur indirimine gidilmeden karar verilmiş olmasında da yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.2330 sayılı Yasanın 1. maddesinde kanunun amacı, barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle , trafik ve yol güvenliğini veya tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakillerini sağlamakla görevli olanların; Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Teşkilatında bulunan patlayıcı maddelerin incelenmesi, muhafazası, nakli, imha edilmesi ve zararsız hâle getirilmesi işlemlerinde görevlendirilenlerin bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya engelli hâle gelmeleri halinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın ve bu yüzden yaralanmaları halinde ödenecek nakdi tazminatın esas ve yöntemlerinin düzenlenmesi şeklinde açıklanmıştır. Somut olaya konu trafik kazası, polis olan davacının ifa ettiği polislik vazifesi kapsamında gerçekleşmemiştir. Bir başka ifadeyle davaya konu trafik kazası sözü geçen yasa kapsamında bulunmamaktadır. Bu yöne ilişkin mahkemece eksik araştırma yapıldığına dair istinaf itirazında isabet bulunmadığı gibi kazanın gerçekleştiği 2014 yılından işbu istinaf incelemesinin tamamlandığı tarihe kadar da sözü geçen yasa hükümleri uyarınca davalıların kendilerine rücu edildiğine dair bir itiraz ileri sürülmemiştir. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davalı … ve davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine,2-Alınması gereken 6.825,73 TL istinaf karar harcından peşin alınan 3.694‬ TL harcın mahsubundan sonra bakiye 3.131,73‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı … şirketi ve davalı …’ten müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda objektif dava birleşmesi teşkil eden maddi ve manevi tazminat davalarında davalılar aleyhine hüküm altına alınan miktarlar (maddi tazminat davası bakımından 99.922,91 TL; manevi tazminat davası bakımından 20.000 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 13/12/2022