Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1218 E. 2023/123 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/1218
Karar No: 2023/123
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 24/12/2019
Numarası: 2015/547 (E) 2019/893 (K)
Davanın Konusu: Maddi ve Manevi Tazminat
Karar Tarihi: 24/01/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/04/2008 tarihinde, davalıların malik, ZMS sigortacısı ve sürücüsü olduğu … plakalı aracın olay tarihinde 12 yaşında olan müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden başvuru tarihinden, diğer davalılardan ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline 50.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …. AŞ’den müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından dava açılmadan önce yapılan başvuru üzerine 19.03.2015 tarihinde 6.756 TL ve aralarında imzaladıkları temlikname uyarınca …’a 19.03.2015 tarihinde 2.252 TL ödediğini ve müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; talebin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davacının kusuru ile kazanın gerçekleştiğini, maddi ve manevi tazminat istemlerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının maddi tazminat talebinin davalılar … Sigorta AŞ, … AŞ ve … yönünden reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/04/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … AŞ ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalılar vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davalı … AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle, kazaya davacının tamamen kusuru ile sebebiyet verdiğini, kaza tespit tutanağında çizilen krokinin kaza anına ve kazanın meydana geldiği sokağın gerçek durumuna uygun olmadığını, kaza yerinde keşif yapılmadığını, davacının kusuru KTK 86. madde kapsamında davalı şirketin kaza ile illiyet bağını kestiğinden müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece davacının maddi tazminat talebinin reddine, diğer davalılar aleyhine manevi tazminata hükmedildiğini ancak gerekçeli kararın 4, 5 ve 6 numaralı fıkralarında, yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin tüm davalılardan alınmasına karar verildiğini, bu hususa ilişkin tavzih talep etmelerine rağmen sonuç alınamadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … istinaf dilekçesinde özetle, kazanın iş kazası olduğunu, üzerine yüklenen maddi ve manevi sorumluluğu kabul etmediğini, kendi şeridinde seyir halinde iken davacının yola atlayıp motosiklete çarpması ile kazanın gerçekleştiğini, maddi imkanları kısıtlı olduğundan manevi tazminatı ödeyecek durumunun olmadığını belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 27/04/2008 tarihinde, davalı … AŞ adına kayıtlı, davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde ZMS sigortası poliçesi ile sigortalı, davalı … yönetimindeki motosikletin, yolun karşısına geçmek isteyen olay tarihi itibariyle yaşı küçük yaya davacıya çarpması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralandığı anlaşılmış, mahkemece ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulundan alınan 19/10/2016 ve Adli Tıp İkinci Üst Kurulundan alınan 06/03/2018 tarihli raporlara göre davacının trafik kazasına bağlı femur kırığı sonrası arızası sebebiyle maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 9 ay olduğu tespit edilmiştir. 1-Davalı …’nın istinaf başvurusunun incelenmesi; 6100 sayılı HMK’nın 345. maddesinde, istinaf yoluna başvuru süresi, kararın tebliğinden itibaren iki hafta olarak düzenlenmiştir. Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince verilen 24/12/2019 tarihli kararın, 13/01/2020 tarihinde mahkeme kaleminde bizzat davalı …’ya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, istinaf talebinin ise iki haftalık istinaf süresinin son günü olan 27/01/2020 günü geçtikten sonra, 28/01/2020 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı …’nın istinaf dilekçesinin HMK’nın 352/1-c maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesi; Davalı sigorta şirketi vekili tarafından her ne kadar harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı sigorta şirketini de kapsayacak şekilde alınmasının hatalı olduğu belirtilerek istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de ilk derece mahkemesinin 06/02/2020 tarihli tashih şerhi ile gerekçeli kararın hüküm kısmının 3,4,5 ve 6 nolu bendinin düzeltilerek harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar … AŞ ve …’dan alınarak davacıya verilmesi şeklinde davalı … Sigorta Şirketi lehine olarak kararın düzeltildiği anlaşılmakla bu yöne ilişkin istinaf başvurusunda hukuki yararı bulunmamaktadır. 3-Davalı … AŞ vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesi; Mahkemece alınan 26/11/2018 tarihli kusur raporunda; 2918 sayılı KTK’nın md.84/g kuralını ihlal ederek (şerit ihlali) karşı yöne ait yolda seyri sırasında ve 52/a ve b maddelerindeki (kavşaklara yaklaşırken ve hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliklerine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak) kural ihlallerini yapan davalı motosiklet sürücüsü …’nın % 75 oranında, davacı yaya …’ın ise kendisinin tarafındaki kaplama üstüne banketten 1 metre uzaklaştığı ve kendi tarafındaki istikametten gelmekte olan bir taşıt olmadığı için karşı yöne geçiş yaptığı, motosikletin kendi şeridi içinden çıkarak ters yöne geçip kendisine çarpacağını algılayamadığı olayda % 25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.Bilirkişi raporunun yapılan incelenmesinde; raporun, dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Davalı … AŞ vekilinin hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğuna ilişkin itirazına gelince; kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanmasının niteliği, iyileşme süresi, paranın alım gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetildiğinde mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun olduğu kanısına varılmış, bu yöne ilişkin istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı …’nın istinaf dilekçesinin HMK’nin 352/1-c maddesi gereğince reddine,2-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 352/1-ç maddesi gereğince reddine,3-Davalı … AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,4-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 1.707,75‬ TL karar ve ilam harcından peşin alınan 400 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.307,75‬ TL karar ve ilam harcının davalı … AŞ’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,5-Davalı … Sigorta AŞ ile davalı … tarafından yatırılan istinaf başvuru ve istinaf karar harcının yatıran taraflara geri verilmesine, 6-İstinafa başvuranlar tarafından istinaf başvurusu nedeniyle sarfettikleri yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 8-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.24/01/2023