Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1217 E. 2023/574 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/1217
Karar No: 2023/574
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 01/10/2019
Numarası: 2016/1175 (E) 2019/579 (K)
Davanın Konusu: Maddi ve Manevi Tazminat
Karar Tarihi: 04/04/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/10/2016 tarihinde, davalılar … Sigorta AŞ’nin ZMS sigortacısı, … adına kayıtlı, …ün sevk ve idaresindeki … plaka sayılı minibüs ile davalılar … Sigorta AŞ’nin ZMS sigortacısı, … şirketi adına kayıtlı, …’in sürücüsü olduğu … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu … plaka sayılı minibüste yolcu konumunda bulunan davacının yaralandığını belirterek şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketleri yönünden temerrüt tarihi olan 22/11/2016 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 15/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan, 250.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, … ile … şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalılar … ve … Nakl. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde müvekkili …’in kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 09.01.2016- 09.01.2017 tarihleri arasında ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının müterafik kusurunun tespitini, sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davalı … Sigorta AŞ cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan diğer araç sürücüsü davalı …’in hatalı dönüş yapması nedeniyle kusurlu olduğunu, müvekkili sürücünün kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davanın kısmen kabulü ile
A-Taleple bağlı kalınarak 1.000 TL maddi tazminatın; 1-750 TL’lik kısmının davalılar … ve … San. Tic. Ltd. Şti yönünden kaza tarihi olan 15/10/2016 tarihinden itibaren, davalı .. Sigorta A.Ş yönünden ise temerrüt tarihi olan 22/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … San. Tic. Ltd. Şti ile … Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Geri kalan 250 TL’lik kısmın ise davalı … ve … yönünden kaza tarihi olan 15/10/2016 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş yönünden ise temerrüt tarihi olan 22/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … ile … Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
B-15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … San. Tic. Ltd. Şti, davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili, 20 yaşında genç bir kız olan müvekkilinin kaza sonucu yüzünde sabit iz oluştuğunu, burnunun iki yerden kırıldığını ve formunun bozulduğunu, görme yetisini kısmen kaybettiğini bu nedenle mahkemece takdir edilen manevi tazminatın düşük olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davalı … ile … şirketi vekili, aynı kaza ile ilgili ceza davasının sonucu beklenmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, ceza dosyasından alınan kusur raporu ile ilk derece mahkemesince alınan kusur raporu arasında çelişki bulunmasına rağmen çelişki giderilmeden karar verildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda olayın oluş şeklinin yanlış değerlendirildiğini, kaza tespit tutanağında trafik işaret ve levhalarına uymamak ile değerlendirilen hususun sola dönüş yasağı ile ilgili trafik işaret levhası olduğunu yoksa müvekkilinin kırmızı ışıkta geçmesi gibi bir durumun sözkonusu olmadığını ve asli kusuru bulunmadığını, soruşturma aşamasında görgü tanıklarının minibüsün süratli ve devamlı şerit değiştirdiğini beyan ettiklerini, diğer ticari minibüsün müvekkiline ait aracın arka kısmına çarparak kazaya sebebiyet verdiğini, davacı kazanın meydana geldiği dönemde öğrenci olduğundan geçici iş görmezlik tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … ve … vekili, müvekkillerinin olayda hiçbir kusuru bulunmadığını, müvekkilin kullandığı araca, diğer aracın arkadan çarpması ve diğer aracın kırmızı ışıkta geçmesi suretiyle olayın gerçekleştiğini, Gaziosmanpaşa CBS’nin 2016/31020 Sor. sayılı dosyasında müvekkili dolmuş şoförü … hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, ayrıca bu dosya kapsamında ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 09.05.2017 tarihli raporda müvekkili …ün kusursuz olduğunun tespit edildiğini, ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin aracına taşıma sınırlarının üzerinde ve yasak olmasına rağmen ayakta yolcu alarak yolcuların can güvenliklerini tehlikeye soktuğunu, kazanın sonuçlarının ağırlaşmasına neden olduğuna dayanarak müvekkilinin kusurlu bulunduğunu ancak davacı asilin bizzat kaza sırasında oturduğunu beyan ettiğini, müvekkilinin kusursuz olduğu savcılık ve bu aşamalarda ispatlanmış olmasına rağmen maddi tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dosya kapsamında alınan ATK 2. İhtisas Kurulundan 16.01.2019 tarihinde alınan rapora göre davacının sürekli maluliyetinin olmadığının tespit edildiğini ve müvekkillerinin de kusuru bulunmadığından aleyhe manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, aksi kanaatte hükmedilen manevi tazminat miktarının zenginleşmeye sebebiyet verdiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 15/10/2016 tarihinde, davalılar … Sigorta AŞ’nin ZMS sigortacısı, … adına kayıtlı, …ün sevk ve idaresindeki … plaka sayılı minibüs ile davalılar … Sigorta AŞ’nin ZMS sigortacısı, … şirketi adına kayıtlı, …’in sürücüsü olduğu … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu … plakalı minibüste yolcu konumunda bulunan davacının yaralandığı anlaşılmış, mahkemece ATK 2. İhtisas Kurulundan alınan 16.01.2019 tarihli maluliyet raporunda; davacının yaralanmasının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 15/10/2016 tarihinden itibaren 1 (bir) aya kadar uzayabileceği, yüz sınırları dahilindeki izlerin muayyen bir mesafeden bakıldığında belirgin dikkat sarfetmeden görülebildiği cihetiyle, yüzde sabit iz niteliğinde olduğu belirtilmiştir. 1-Davalılar … ve … şirketi vekili ile … ve … vekilinin hükmolunan maddi tazminata yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. HMK’nın 341/4. maddesine göre ise alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Ayrıca HMK’nın ek 1. maddesinin 1. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece davalılar … ve … şirketi aleyhine hükmedilen 750 TL maddi tazminat miktarı ile davalılar … ve … aleyhine hükmedilen 250 TL maddi tazminat miktarı 2019 yılı için öngörülen kesinlik sınırı olan 4.400 TL’nin altında kaldığından, adı geçen davalılar vekillerinin İlk Derece Mahkemesince verilen karar için HMK’nın 341/4. maddesi gereğince istinaf hakkı bulunmamaktadır. İlk Derece Mahkemesince, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davalılar … ve … şirketi vekili ile … ve … vekilinin istinaf dilekçelerinin HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. 2-Hükmedilen manevi tazminata yönelik istinaf itirazlarının incelenmesi; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda; davalı sürücü …’in … plakalı aracıyla kavşağa yaklaşırken yavaşlaması, kendisine hitap eden kırmızı ışıkta mutlaka durması gerekirken bu kurallara uymadığı, trafik ışıkları kırmızı yanmasına rağmen aşırı hızlı seyrini sürdürdüğü, bu haliyle kavşağa girdiği ve kendisine yeşil ışık yandığı için kavşağa giren sürücü … yönetimindeki araca sağ arka kışımlarından çarptığı bu nedenle sürücü …’in % 75 oranında asli kusurlu olduğu, davalı sürücü …ün yönetimindeki 34 M 4989 plakalı yolcu taşıma minibüsüyle seyrederken kavşağa yaklaşırken yeteri kadar yavaşlamadığı, tanık ifadelerine göre taşıma sınırının üzerinde ve yasak olmasına rağmen ayakta yolcu alarak yolcularının can güvenliklerini tehlikeye soktuğu, kazanın sonuçlarının ağırlaşmasına neden olduğu bu nedenle sürücü …ün % 25 oranında tali kusurlu olduğu, davacı yolcu …’a yüklenebilecek müterafik kusur olmadığı belirtilmiştir. Aynı trafik kazası nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/210 E. 2021/14 K. sayılı dosyasından ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 10/01/2020 tarihli raporda; sanık sürücü …’in sevk ve idaresindeki çekici ile olay mahalli kavşakta dönüşe geçeceği sırada kavşak başında durup kavşak kollarını kontrolü altında bulundurması, gelmekte olan minibüsün hız ve mesafesini gözlemlemesi ve yolun müsaitlik durumuna göre hareketini sürdürmesi gerekirken bunu yapmadığı, yaklaşmakta olan minibüse karşı tedbirli seyrini sürdürmediği ve geçişinin belli bir kısmını tamamlamış minibüse yan kısmından çarparak kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışları ile gerçekleşen kazada asli derecede kusurlu olduğu, sürücü …ün sevk ve idaresindeki minibüsü ile olay mahalli kavşaktan geçişini sürdürürken ilk geçiş hakkının kendisinde olması, kavşak mahallinde geçişinin büyük çoğunluğunu tamamlaması ve tali yoldan katılım yapan çekicinin, idaresindeki aracın yan kısmına çarpması hususları bir bütün halinde değerlendirildiğinde gerçekleşen kazada kural ihlali ve kazanın meydana gelmesine yönelik kusuru bulunmadığı tespit edilmiş, yapılan yargılama sonunda sanık …ün suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle CMK 223/2-e maddesi uyarınca beraatine, sanık … ise asli kusurlu kabul edilerek taksirle bir kişinin ölümüne ve üç kişinin yaralanmasına neden olma suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş, UYAP’tan yapılan sorgulamada İstanbul BAM 19. Ceza Dairesinin 14/09/2021 tarih ve 2021/1133 E. 2021/2911 K. sayılı kararıyla karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olmak üzere karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/210 E. 2021/14 K. sayılı dosyasında alınan kusur raporunun dosya kapsamına ve oluşa uygun olmasına göre kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı anlaşılan minibüs sürücüsü davalı … ve işleten …’a yönelik açılan manevi tazminat davasının reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı vekilinin ve davalılar … ve … şirketi vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarına yönelik istinaf itirazlarına gelince; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, kazanın oluş şekline, davacının araçta yolcu konumunda bulunması nedeniyle kazanın oluşumunda kusurunun bulunmamasına, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapor içeriğine göre yara izinin yüzde sabit iz niteliğinde olduğu tespit edilen davacının yaralanmasının ağırlığına ve olayın meydana geldiği tarihe göre davacı lehine hükmolunan manevi tazminat miktarının bir miktar az olduğu, davacı için 30.000 TL manevi tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olacağı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davalılar … ve … şirketi vekili ile davalılar … ve … vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf dilekçelerinin HMK’nin 352/1-b maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, davalı … ve … şirketi vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin ve davalılar … ve … vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davalılar … ve … Nakliyat İnşaat San. ve Tic. Ltd. vekili ile davalılar … ve … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin maddi tazminata ilişkin hükmüne yönelik istinaf dilekçelerinin HMK’nin 352/1b maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine,B-Davalılar … ve … Nakliyat İnşaat San. ve Tic. Ltd. vekilinin manevi tazminata ilişkin hükme yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,C-Davacı vekili ile davalılar … ve … vekilinin manevi tazminata ilişkin hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b/2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, Buna göre:1-Maddi tazminat davasının kabulü ileTaleple bağlı kalınarak 1.000 TL maddi tazminatın;a-750 TL sinin davalılar … ve … San. Tic. Ltd. Şti yönünden kaza tarihi olan 15/10/2016 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş yönünden ise temerrüt tarihi olan 22/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … San. Tic. Ltd. Şti ile … Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,b-250 TL sinin davalı … ve … yönünden kaza tarihi olan 15/10/2016 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta AŞ yönünden ise temerrüt tarihi olan 22/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … ile … Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,2-Davalılar … ve …’a yönelik açılan manevi tazminat davasının ayrı ayrı reddine,3-Davalılar … ve … San. Tic. Ltd. Şirketine yönelik açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,4-Maddi tazminat davası bakımından Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 68,31 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Manevi tazminat davası bakımından Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.049,3‬0 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve … San. Tic. Ltd. Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, 6-Davacı tarafından yargılama aşamasında sarfedilen toplam 95,75 TL tebliğ ve müzekkere masrafından ibaret yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine 7-Dosya adli yardım talepli olduğundan yargılama aşamasında sarfedilen 2.400 TL bilirkişi ücreti ve … faturası olmak üzere toplam 3.087 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, hüküm kesinleştiğinde harç tahsil müzekkeresi yazılmasına, 8-İlk derece mahkemesi kararını tekrarla, maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 750 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … San. Tic. Ltd. Şti İle … Sigorta AŞ’den alınarak davacıya verilmesine, 9-İlk derece mahkemesi kararını tekrarla, maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 250 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … İle … Sigorta AŞ’den alınarak davacıya verilmesine,10-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 9.200 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … San. Tic. Ltd.Şti’den alınarak davacıya verilmesine,11-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/2 maddesi uyarınca reddedilen manevi tazminat yönünden 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve … San. Tic. Ltd. Şti’ne verilmesine,12-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/3. maddesi uyarınca reddedilen manevi tazminat yönünden 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,13-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
D-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı ile davalılar … ve … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından yatıran tarafa iadesine,2-Dosyada istinaf başvuru ve karar harcı bulunmadığından (davacının adli yardım talebi kabul edilerek istinaf başvuru ve karar/ilam harcı ödenmediğinden) bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,3-İstinaf kanun yolu aşamasında davalılar … ve … tarafından sarf edilen 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacıdan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine, 4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.024,65‬ TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 274 TL harcın mahsubu ile 750,65‬ TL harcın davalılar … ve … San. Tic. Ltd.Şti’den alınarak, hazineye gelir kaydına,5-Davalılar … ve … San. Tic. Ltd.Şti. tarafından sarfedilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 7-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/04/2023