Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1211 E. 2022/1694 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/1211
Karar No: 2022/1694
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 25/11/2019
Numarası: 2017/168 (E) 2019/1047 (K)
Davanın Konusu: Tazminat
Karar Tarihi: 18/10/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı … tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plakalı aracın, 01/08/2016 tarihinde, karıştığı trafik kazasında, araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralanarak maluliyete uğradığını belirterek şimdilik geçici ve sürekli maluliyet sebebi ile oluşan 100 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş bu talebini, bilahare 8.133,21 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın ıslah edilmiş haline göre kabulüne, 8.133,21 TL geçici iş göremezlik tazminatının 29/12/2016 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davacı vekili, ATK tarafından düzenlenen rapora esas olan … Hastanesi tarafından tanzim edilen 24/07/2018 tarih, 703 sayılı raporda maddi hata yapılmış olması nedeniyle, kalıcı maluliyetin bulunmadığı yönünde ATK tarafından düzenlenen raporda hatalı bir sonuca varıldığını, buna yönelik itirazları değerlendirilmeden ve Yüksek Sağlık Kurulu ve Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınmadan karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. 1-Davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Her ne kadar yeni genel şartların A.5.b. maddesinde tedavi süresine ilişkin geçici bakıcı gideri ve çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu ve bu teminatın da Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu, bu nedenle sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmış ise de 6111 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak tedavi giderleri arasında geçici işgöremezlik ve geçici bakıcı gideri tazminatı sayılmamıştır. Bu durumda Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğu alt norm düzeyindeki genel şartlar ile genişletilemiyeceğinden ötürü sözü geçen ilgili genel şart hükmünün uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu durumda sigorta şirketlerinin/…’nın geçici iş göremezlik zararından sorumluluğu devam etmektedir. Bu yöne ilişkin mahkeme kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin kalıcı maluliyet bulunmadığına dair mahkeme kabulüne ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi;
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 21/11/2018 tarih, 10318 sayılı raporunda, davacının geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı kanaatinde bulunulduğu, raporda, gerek ön rapor kapsamında ikmal edilen tedavi evrakı ve gerekse yaralanmanın başından bu yana gerçekleşen tedavi sürecine ilişkin tüm bilgi ve belgelerin incelendiği, ATK tarafından, … Hastanesince düzenlenen 24/07/2018 tarih, 703 sayılı rapora dayalı yapılan değerlendirmede de herhangi bir çelişki bulunmadığı, dosya kapsamında muayenesi ile ön raporun çelişkili olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, davacının kaza nedeniyle tamamen iyileşemeyip malul kaldığına ilişkin engelli sağlık kurulu raporu vs. herhangi bir raporun varlığına veyahut yeniden bilirkişi raporunu alınmasını gerektirir somut gerekçeye dayalı itirazın da bulunmadığı, davacıya ilişkin düzenlenen tüm tedavi evrakı ile ön rapor kapsamında ikmal edilen muayene bulgularına göre düzenlenen bilirkişi raporunun bu haliyle denetime elverişli, usul ve yasaya uygun, hüküm vermek bakımından yeterli olduğu görülmektedir. Buna göre davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değildir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 3-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davacı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,4-Alınması gereken 555,57 TL istinaf karar harcından peşin alınan 139 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 416,57‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 5-İstinafa başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 6-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda geçici iş göremezliği ilişkin verilen karar HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince davalı yönünden kesin; kalıcı maluliyete ilişkin kabul şekli yönünden ise kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile davacı bakımından temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18/10/2022