Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1209 E. 2022/1693 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/1209
Karar No: 2022/1693
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 16/12/2019
Numarası: 2017/1065 (E) 2019/929 (K)
Davanın Konusu: Tazminat
Karar Tarihi: 18/10/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 06/05/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, dava dışı …’ın sevk ve idaresinde bulunan ve plakası bilinmeyen bir motosikletin yaya konumunda bulunan müvekkiline çarparak malul kalmasına neden olduğunu belirterek şimdilik 3.300 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, alınan maluliyet raporuunun ve ceza dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunun hüküm vermek bakımından yeterli olduğu, davacıya çarpan aracın plakasının belli olmadığı, aracın motorlu bisiklet olduğuna ilişkin herhangi bir ispatın ortaya konulamadığı, dolayısıyla gerçekleşen kazadan kaynaklı davalı …nın sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle 33.503,96 TL kalıcı iş gücü kaybı zararı ile 100 TL geçici iş göremezlik zararı olmak üzere 33.603,96 TL maddi tazminatın 26/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili; kazaya sebebiyet veren aracın plakası tespit edilerek trafik sigortası bulunup bulunmadığı hususu ile kazaya karışan aracın motosiklet mi yoksa motorlu bisiklet mi olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, dava öncesinde usulüne uygun başvuru yapılmadığını, kusur raporu alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, temerrüt tarihinin yanlış belirlendiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, sürücüsü belli olan ancak plakası bilinmeyen kusurlu aracın sebebiyet verdiği trafik kazasından kaynaklı davacının uğramış olduğu geçici ve sürekli iş göremezlik zararının davalı …ndan tazmini istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, dava dışı …, sevk ve idaresindeki motosiklet ile seyir halinde iken sokak üzerinde yürümekte olan yaya konumundaki davacıya çarparak yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Kazanın hemen akabinde motosiklet sürücüsü olay yerini terk etmiş, davacı ise ambulans ile hastaneye kaldırılmıştır. Kazaya ilişkin kaza tespit tutanağı düzenlenmemiştir. Ancak olaya ilişkin yapılan ceza yargılaması neticesinde Gaziosmanpaşa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/541 Esas – 2019/594 Karar sayılı kararı ile araç sürücüsünün kullanmakta olduğu motosiklet ile asli kusurlu bir şekilde davacıya çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğinden bahisle sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş, gerek soruşturma aşamasında ve gerekse yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarında dava dışı araç sürücüsüne asli, yaya konumundaki davacı tarafa da tali kusur izafe edilmiştir. Mahkemece kabul edilen ve Dairemizce de oluşa, usule ve yasaya uygun görülen ceza dosyası üzerinden alınan 10/07/2017 tarihli bilirkişi raporunun dosya içeriğine uygun olduğu, hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmadığı, kazaya karışan ve ceza dosyasında dahi plaka tespiti bulunmayan aracın tescile tabi olmayan araçlardan olduğuna ilişkin ispat külfetinin davacı kazazedeye değil, davalıya ait olduğu, buna karşılık davalı tarafça bir ispat vasıtasının ortaya konulamadığı, dava öncesinde sigortaya yapılan başvurunun geçersiz sayılmasını gerektiren herhangi bir eksikliğin de olmadığı ve son olarak, başvuru tarihine göre belirlenen temerrüt tarihine ilişkin değerlendirmenin de isabetli olduğu sonucuna varılmıştır.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 2.295,48 TL istinaf karar harcından peşin alınan 458,87 TL’nin mahsubundan sonra bakiye 1.836,61‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (33.603,96 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 18/10/2022