Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1208 E. 2023/263 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1208
KARAR NO: 2023/263
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/03/2018
NUMARASI: 2017/967 Esas – 2018/163 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 15/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. ve TBK’nın 53/3. maddeleri kapsamında, tek taraflı ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 06/03/2018 tarihli kararla; “Ölümlü kaza 29.10.2016 tarihinde vuku bulmuştur. Kaza tarihindeki genel şartlara ve 2918 Sayılı Yasa’da yapılan değişikliğe göre ölenin kusuru oranında mirasçıları destek tazminatı haklarını yitirmektedir. Olay tek taraflı bir kaza olup tek başına ölenin kusurundan kaynaklanmakla artık değişen yasa ve genel şartlara göre ZMM sigortacısının tazminat sorumluluğunun bulunmadığı” şeklindeki gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın, destekten yoksun kalan 3. kişi sıfatıyla açıldığını, salt mirasçılık sıfatıyla açılmadığını, dolayısıyla müteveffanın kusurunun destekten yoksun kalanlara yükletilemeyeceğini, kazanın meydana geldiği tarihte herhangi bir poliçe olmaması nedeniyle, desteğin tazmin sorumluluğunu ortadan kaldıran kanuni herhangi bir düzenleme bulunmadığı gibi ekseriyetle tazmin sorumluluğunu yok edecek bir meri mevzuat hükmünün de yer almaması nedeniyle davanın esasına girilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 29/10/2016 tarihinde, davacıların yakını/desteği (davacı …’ın eşi ve diğer davacıların babaları) …’ın, … plakalı traktör çalışmadığı için,… plakalı traktörle rampadan yukarıya çektiği, sonrasında traktörden inerek, iki traktör arasındaki çeki halatını sökmeye çalıştığı esnada … plakalı aracın geri kaçması nedeniyle, … plakalı traktöre takılı bulunan patates sökme makinesi arasında sıkışarak vefat ettiği, traktörlerin ZMSS poliçesinin bulunmaması nedeniyle davacılar tarafınca eldeki davada, davalı Güvence Hesabı’ndan destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. İstinafa konu uyuşmazlık, trafik kazası nedeniyle vefat eden sürücü …’ın ölümünden kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatının, sigortacısından talep edilip edilemeyeceği, rizikonun teminat kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Yeni Genel Şartlarının A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır. C.11 maddesine göre Yeni Genel Şartlar yürürlük tarihi olan 01/06/2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere ya da meydana gelen kazalara uygulanacaktır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacı ya da Güvence Hesabının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. İşletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücünün üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Yine Genel Şartlar’ın A.6. maddesinin (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle sürücünün asli kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Somut uyuşmazlıkta; 29/10/2016 tarihinde gerçekleşen kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre başvuru sahibinin desteğinin kusuruna denk gelen destek tazminatını talep etme hakkı bulunmamaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının yürürlük tarihinden sonraki kazalarda, bu tarihten sonra düzenlenen poliçeler ile ilgili verdiği kararlar da bu yöndedir. Bu durumda, Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,5‬ TL karar harcının davacılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,3-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettikleri yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.15/02/2023