Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1202 E. 2022/1254 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1202
KARAR NO: 2022/1254
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 30/01/2020
NUMARASI: 2018/771 (E) – 2020/95 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacının sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile trafik sigortası bulunmayan … plaka sayılı motosikletin çarpışması neticesinde 30/04/2018 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında, yaralanarak malul kalan müvekkilinin uğramış olduğu geçici bakıcı gideri, geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik zararlarının karşılanması amacıyla şimdilik 3.000 TL maddi tazminatın davalı …ndan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince trafik sigortası bulunmayan karşı araç sürücüsünün tali derecede kusurlu olduğu kabul edilerek gerçekleşen trafik kazasında özürlülük ölçütü kapsamında alınan rapora göre %4 oranında malul kalan davacının davasının kabulü ile 3.791,54 TL geçici, 9.540,52 TL sürekli iş göremezlik ile 500 TL bakıcı gideri tazminatı toplamı 13.832,06 TL maddi tazminatın 20/06/2018 temerrüt tarihinden itirabaren işleyecek faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili, dava açılmadan önce kanunen yapılması lazım gelen müracaat şartının usulüne uygun bir şekilde yerine getirilmediğini, zira başvuru esnasında ibraz edilmesi gereken kalıcı maluliyete ilişkin sağlık kurulu raporunun sunulmadığını, maluliyet raporu olmaksızın yapılan başvuru neticesinde tazminat hesaplanmasının mümkün olmadığını, dolayısıyla başvuru şartı yerine getirilmeden açılan davanın reddi gerektiğini, kabule göre de hesaplamaya esas alınan sağlık kurulu raporunun erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkındaki yönetmeliğe göre düzenlenmediğini, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin de teminat kapsamı dışında olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı taraf, dava açmadan önce davalı kuruma müracaat ederek dilekçesine ekli kaza tespit zaptı, epikriz ve adli muayene raporları şeklindeki belgeler kapsamında zararının ödenmesini talep etmesi üzerine kendisinden tüm vücut fonksiyon kayıplarının değerlendirildiği sağlık kurulu raporu ibrazının istenilmesi sonrasında evrak ikmal edilmeden eldeki davanın açıldığı görülmektedir. Sözü geçen yasa maddesi uyarınca 15 gün içerisinde talebin karşılanmaması halinde dava açılabileceğine ve tüm arazların değerlendirildiği sağlık kurulu raporunun da ancak kaza tarihinden itibaren 1 yıl sonra düzenlenebileceğine göre, talebin yasal süre içerisinde karşılanmadığından bahisle dava açma hakkının doğduğunun kabulü gerekir. Dava öncesinde başvuru şartının yerine getirilmediğine ilişkin istinaf itirazında isabet bulunmamaktadır. Her ne kadar yeni genel şartların A.5.b. maddesinde tedavi süresine ilişkin geçici bakıcı gideri ve çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu ve bu teminatın da Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu, bu nedenle sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmış ise de 6111 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak tedavi giderleri arasında geçici işgöremezlik ve geçici bakıcı gideri tazminatı sayılmamıştır. Bu durumda Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğu alt norm düzeyindeki genel şartlar ile genişletilemiyeceğinden ötürü sözü geçen ilgili genel şart hükmünün uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu durumda sigorta şirketlerinin/…’nın geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderine ilişkin zararlardan sorumluluğu devam etmektedir. Bu yöne ilişkin mahkeme kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Öte yandan, Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 – 01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 – 20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Somut olayda, hükme esas alınan 27/08/2019 tarihli ATK raporunda, kaza tarihinde geçerli olan yönetmelik hükümleri uyarınca özürlülük ölçütü kapsamında belirlenmiştir. Bu durumda, davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 944,86 TL istinaf karar harcından peşin alınan 236,22 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 708,64 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı …ndan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (13.832,06 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022