Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/115 E. 2022/592 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/115
KARAR NO: 2022/592
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/09/2019
NUMARASI: 2016/197Esas – 2019/829 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan belgeli tedavi gideri, güç kaybı tazminatı ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacıya ait banka hesap hareketleri ile iş yerinden alınan yazıların birlikte incelenmesi sonucunda davacının kaza tarihinde aylık ücretinin 2500,00 TL olarak kabul edilmesi gerektiği, aktüer bilirkişi … tarafından tanzim edilen 06/05/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının 11025,83 TL geçici iş göremezlikten, 16220,06 TL kalıcı iş göremezlikten kaynaklı olmak üzere toplam 27245,89 TL maddi tazminata hak kazandığı, Bilirkişi … tarafından düzenlenen 08/05/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderinin 850,00 TL olduğunun tespit edildiği, her ne kadar davacı tarafça bu tespite itiraz edilmiş ve SGK.nun da davaya dahil edilerek yeni bir inceleme yapılması talep edilmiş ise de, 10. Oturumda bu talebinden vazgeçtiği ve bilirkişi raporu üzerinden karar verilmesini talep ettiği, bu durumda davacının toplamda 28095,89 TL maddi tazminata hak kazandığı, Kazanın meydana gelmesinde davacının kusursuz oluşu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının iş göremezlik süre ve oranı, yaralanmasının boyutu, çektiği elem ve ızdırap ve hakkaniyet dikkate alınarak davacı yararına 3000,00 TL manevi tazminat takdir etmek gerektiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne” şeklindeki gerekçeyle, “1-Davanın maddi tazminat talebi yönünden kısmen kabulü ile, 28.095,89 TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihinden, diğer davalı sigorta şirketi yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin maddi tazminat talebin reddine, 2-Davanın manevi tazminat talebi bakımından kısmen kabulü ile, 3.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,… 7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 3731,51 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı sigorta şirketine ödenmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili, davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin kaza nedeniyle, bilirkişi raporunda belirtilen 850,00 TL’lik miktar dahil olmak üzere SGK tarafından karşılanmayan toplamda 3.240,00 TL tutarında belgeli tedavi giderinin bulunduğunu, bu miktarın da maddi tazminata eklenmesi gerektiğini; her ne kadar davalı Sigorta Şirketi yönünden, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre hesaplama yapılmış ise de, davalı sürücü yönünden meslekte kazanma gücü yönetmeliğine göre hesaplama yapılması gerektiğini, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin sadece sigorta şirketleri açısından hüküm ifade etmesi gerektiğini belirtmiştir. Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; karara dayanak yapılan 08/05/2018 tarihli kusur bilirkişi raporunun tek kişi tarafından düzenlendiğini, rapora karşı itirazlarının Mahkemece dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, kusur raporunun ATK’dan alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararından SGK’nın sorumlu olduğunu, 06/05/2019 tarihli hesap raporuna ilişkin itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişinin aktüerya uzmanı olmadığını, reddedilen maddi tazminat nedeniyle müvekkili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken eksik vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacı tarafın 21/05/2018 tarihli dilekçesiyle talep değerini 150.388,69 TL olarak arttırdığını, Mahkemece kısmen kabulü ile 28.095,89 TL maddi tazminata hükmedildiğini; davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu tazminatın kısmi davada talep konusu edilen kısım için dava tarihinden, ıslah ile arttırılan kısım için ise ancak ıslah tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 13/10/2015 tarihinde, davacının sürücüsü olduğu … plakalı araç ile davalı … Sigorta AŞ.’nin 21/08/2015 tanzim tarihli ZMS sigortacısı ve davalı …’ün sürücüsü olduğu … plakalı aracın kaza yapması neticesinde, davacının yaralandığı; maddi zararlar açısından HMK’nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası kapsamında, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kaydıyla açılan işbu davada, davacı tarafça, yol – ulaşım gideri, belgeli tedavi gideri, güç kaybı tazminatı ve 4.000,00 TL manevi tazminat talep edildiği; yargılama aşamasında davacı tarafça maddi tazminatın 146.388,69 TL arttırılarak toplamda 150.388,69 TL maddi tazminat talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: Somut uyuşmazlıkta; dava konusu trafik kazası 13/10/2015 tarihinde gerçekleştiğine göre Mahkemece, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları gereğince Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak düzenlenen ATK maluliyet raporuna göre karar verilmesinde herhangi bir hata bulunmamaktadır. Ayrıca, 25/2/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/2/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinden, sürücü, işleten ve sigorta şirketlerinin sorumluluğu sona ermiştir. Buna göre, davacı tarafça talep edilen tedavi giderleri, özel ve resmi kuruluşlarca gerçekleştirilen belgeli tedavi giderleri olduğundan, davalılardan talep edilmesi mümkün değildir. Bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar kabule şayan görülmemiştir. B-Davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 08/05/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; kazanın meydana gelmesinde, davalı sürücü …’ün %100 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücünün kusurunun bulunmadığı mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde; raporun, trafik kazası tespit tutanağındaki anlatım ve oluşla birebir örtüştüğü, dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmıştır. Yine Mahkemece karara dayanak yapılan 06/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacının, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporu dikkate alındığında geçici iş göremezlik zararının 11.025,83 TL, sürekli iş göremezlik zararın ise 16.220,06 TL olmak üzere toplam zararının 27.245,89 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Zarar bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dava dosyasındaki resmi maaş bordroları ile banka kayıtları dikkate alınarak hesaplamanın yapıldığı, raporda herhangi bir hatanın bulunmadığı; raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin kusur ve zarar raporlarına yönelik iddia ve itirazları kabule şayan görülmemiştir. Ayrıca, geçici iş göremezlik zararından davacı Sigorta Şirketi sorumlu olduğundan ve belirsiz alacak davası kapsamında açılan işbu davada tazminatın tümü açısından dava tarihinden itibaren yasal faizi hükmedilmiş olmasında da herhangi bir hata bulunmadığından, bu yönlere ilişkin itirazda da isabet bulunmamaktadır. Davalı vekilinin, reddedilen maddi tazminat miktarı nedeniyle hükmedilen vekalet ücreti miktarına yönelik itirazına gelince; davacı tarafça 21/05/2018 tarihli dilekçede, maddi tazminat toplamda 150.388,69 TL talep edilmiş, Mahkemece bu talebin kısmen kabulü ile 28.095,89 TL’sine hükmedilmiştir. Bu durumda, reddedilen 122.292,8‬0 TL üzerinden İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği 12/09/2019 tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 12.533,42 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yukarıda da belirtildiği üzere 3.731,51 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin, bu yöne ilişkin itirazı yerinde görülmüştür. Yukarıda yapılan açıklamamalar çerçevesinde, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/.1 maddesi gereğince esastan reddine, B-Davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davanın maddi tazminat talebi yönünden kısmen kabulü ile, 28.095,89 TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihinden, diğer davalı Sigorta Şirketi yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin maddi tazminat talebin reddine, 2-Davanın manevi tazminat talebi bakımından kısmen kabulü ile, 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Alınması gerekli 2124,16 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL + 500,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1596,46 TL’nin 1426,00 TL’sinin her iki davalıdan, 170,46 TL’sinin sadece …’ten tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, davacı tarafından yatırılan 527,70 TL harcın 471,36 TL’sinin her iki davalıdan, 56,34 TL’sinin sadece davalı …’ten alınarak davacıya ödenmesine, 4-Davacı tarafça sarf edilmiş, 27,70 TL, 4,10 TL vekalet pulu, 2.200,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.231,80 TL’den kabul edilen kısma isabet eden 416,95 TL’nin 372,43 TL’sinin her iki davalıdan, 44,52 TL’sinin sadece davalı …’ten alınarak davacı tarafa verilmesine, 5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 3731,51 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, 6-Davalı … Sigorta AŞ. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden, İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 12.533,42 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 7-Hükmedilen manevi tazminat ile ilgili olarak 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya ödenmesine, 8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
C-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davalı … Sigorta AŞ. tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı … Sigorta AŞ. tarafından yapılan 39,00 TL posta ve tebligat gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine, 3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı … Sigorta AŞ. hakkındaki hükümler ve manevi tazminat yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin; reddedilen maddi tazminat miktarı nedeniyle davacı yönünden HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz kanun yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 29/03/2022