Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1091 E. 2022/1251 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1091
KARAR NO: 2022/1251
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11/10/2019
NUMARASI: 2016/824 (E) – 2019/970 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 10/05/2016 tarihinde, trafik sigortası bulunmayan … plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı …’ın direksiyon hakimiyetini kaybederek sebebiyet verdiği tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan ve yaralanarak sakat kalan davacı için şimdilik 1.000 TL maluliyet tazminatının davalı …ndan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur.Davalı … vekili, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davaya konu trafik kazası nedeniyle özürlülük ölçütüne göre %7 oranında malul kaldığı anlaşılan davacı için hesaplanan ve trafik sigortası bulunmayan araç sürücüsünün kusur oranında tespit edilen zarar miktarından, müterafik kusur indirimi yapılarak davanın kısmen kabulü ile 33.671,96 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, davacıdan sağlık kurulu raporu ve bir kısım eksik evrakın tamamlanması talep edilmiş olmasına rağmen bunlar yerine getirilmeden eldeki davanın açıldığını, dolayısıyla dava açılabilmesi için gereken kuruma müracaat işleminin mevcut olmadığını, bu nedenle temerrüt durumunun da gerçekleşmediğini, tek bilirkişi tarafından tanzim edilen kusur raporunun hüküm vermek bakımından yeterli olmadığını, davacının içerisinde bulunduğu aracın, babasına ait olması nedeniyle rücu hükümleri yönünden alacak borçluluk sıfatının birleştiğini, zira trafik sigortası bulunmadığından ötürü davacının babasına rücu edilecek olduğunu, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına karşılık müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin de doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, dava dışı araç sürücüsünün, sevk ve idaresindeki trafik sigortası bulunmayan … plaka sayılı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde sebebiyet verdiği tek taraflı trafik kazasında, araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralanmasından kaynaklı sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Davacı taraf, dava açmadan önce davalı kuruma müracaat ederek dilekçesine ekli kaza tespit zaptı, hastane dosyası nüfus kayıt örneği, kimlik fotokopisi şeklindeki belgeler kapsamında zararının karşılanmasını talep etmesi üzerine kendisinden, tüm vücut fonksiyon kayıplarının değerlendirildiği sağlık kurulu raporu ibrazının istenilmesi sonrasında, evrak ikmal edilmeden eldeki davanın açıldığı görülmektedir. Sözü geçen yasa maddesi uyarınca 15 gün içerisinde talebin karşılanmaması halinde dava açılabileceğine ve tüm arazların değerlendirildiği sağlık kurulu raporunun da ancak kaza tarihinden itibaren 1 yıl sonra düzenlenebileceğine göre, talebin yasal süre içerisinde karşılanmadığından bahisle dava açma hakkının doğduğunun kabulü gerekir. Dava öncesinde başvuru şartının yerine getirilmediğine ilişkin istinaf itirazında isabet bulunmamaktadır. Davaya konu kazaya karışan aracın maliki … olarak gözükmektedir. Kaza yapan araç sürücüsü ise davacının babası olan …’dır. Hal böyle iken 3. kişi konumunda bulunan ve gerçekleşen kazada herhangi bir nedenle rücuya esas sorumluluğu bulunmayan davacının zararının karşılanması durumunda alacaklı borçluluk sıfatının birleşmesini gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Davaya konu trafik kazasında davacı tarafın kusuru bulunmamaktadır. Davalı …nın araç sürücüsünün kusuruna bağlı olarak zararın tamamından davacıya karşı müteselsilen sorumludur. İlk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu ve kaza tespit tutanağı çerçevesinde yapılan değerlendirmede, trafik sigortası bulunmayan araç sürücüsünün beyanı doğru kabul edilse, yani yola yabani hayvan sürüsü çıkmış olması durumunda dahi, araç sürücüsüne kusur izafesinde oluş, usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı tarafın zarardan hangi oranda sorumlu olduğu hususu ancak zarar sorumluları arasında iç ilişkide tartışılabilecek bir mesele olup; bu savunmanın, kazanın gerçekleşmesinde kusuru bulunmayan davacıya karşı ileri sürülebilecek bir yanı bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince davalının kusuru oranında karar verilmiş olması sonuca etkili değildir. Yargıtay ilke kararlarına göre TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti taktir edilmemesi gerektiği kabul edilmektedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/920 Esas – 2021/676 Karar sayılı kararı ve benzer nitelikteki diğer kararları) Davalı kuruma yapılan müracaat sonrasında gerçekleşen temerrüt tarihinin kabulünde de yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu durumda davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmektedir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 2.300,13 TL istinaf karar harcından peşin alınan 575,02 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 1.725,11 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (33.671,96 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022