Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1077 E. 2023/327 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1077
KARAR NO: 2023/327
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2019
NUMARASI: 2018/614 Esas – 2019/738 Karar
DAVANIN KONUSU: Araç Hasar Tazminatı (Kasko Poliçesi Kapsamında)
KARAR TARİHİ: 28/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; kasko poliçesi kapsamında araç hasar tazminatı istemine ilişkindir.İlk Derece Mahkemesince 16/07/2019 tarihli kararıyla; kasko sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi ve davalı sigortalı tarafından kaza tarihinden 19 gün sonra kazanın davalı kasko sigortacısına bildirilmesi nedeniyle Kasko Poliçesi Genel Şartları A.5.10 maddesi gereğince tazminat talebinin teminat dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kaza sonrasında polisi olay yerine çağıran kişinin, aracı kullanan … olduğunu, bu durumun, polis arama kayıtlarından kolayca tespit edilebileceğini, polisin kendinden gelip tutanak tutmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu; ayrıca maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında, polislerin olay yerine çağrılmadan geldiğine ilişkin bir ifade bulunmadığını; kazanın ihbarı için 19 günün, makul süre olmadığı hususundaki iddiaların da yersiz olduğunu, yasada başvuru süresi konusunda net bir süre belirtilmediğini ve makul bir süre verildiğini; sürücünün olay yerini gerçek durumu saklamak niyetiyle terk ettiğinin, davalı … tarafından iddia edildiğini ve Mahkemece bu iddianın gerçek kabul edildiğini, oysa ki Yargıtay kararlarına göre davalı …’nin bu iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, zararın hesaplanmasına ilişkin bilirkişi raporunun kabul edilemez olduğunu, bilirkişinin, davalı …’nin raporunu birebir doğru kabul ettiğini iddia ederek müvekkili şirketin, 23.940 TL + KDV’den oluşan maddi zararının kaza tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın “Teminat Dışında Kalan Zararlar” başlıklı A.5.10. maddesinde “Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bentlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması. “halinde tazminat talebinin teminat dışı olduğu belirtilmiştir. Türk Ticaret Kanunu’nun “Riziko gerçekleştiğinde” başlıklı 1446. maddesinde ise; “(1) Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiğini öğrenince durumu gecikmeksizin sigortacıya bildirir. (2) Rizikonun gerçekleştiğine ilişkin bildirimin yapılmaması veya geç yapılması, ödenecek tazminatta veya bedelde artışa neden olmuşsa, kusurun ağırlığına göre, tazminattan veya bedelden indirim yoluna gidilir. (3) Sigortacı rizikonun gerçekleştiğini daha önce fiilen öğrenmişse, ikinci fıkra hükmünden yararlanamaz.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; kaskolu araç sürücüsünün, yukarı belirtilen düzenlemede sayılan zorunlu haller dışında olay yerini terk ettiği; kazanın, 19 gün sonra davalı …’ne bildirildiği sabittir. Ayrıca bu hususlar davacı tarafın da kabulündedir. Bu durumda, Mahkemece davacının araç hasar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir hata bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki itirazlar yerinde görülmeyerek aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,5‬0 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, dava değeri (24.299,10 TL) dikkate alınarak HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.28/02/2023