Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1068 E. 2021/1393 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1068
KARAR NO: 2021/1393
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2019
NUMARASI: 2016/1148 (E) 2019/1186 (K)
DAVA: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat
Birleşen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/644 Esas, 2017/693 Karar sayılı dava dosyası
DAVA: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat
Birleşen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/70 Esas, 2019/94 Karar sayılı dava dosyası
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle sürekli işgöremezlik ve bakıcı gideri tazminatı
KARAR TARİHİ: 12/10/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dosyada davacı vekili tarafından dava dilekçesinde özetle; 19/07/2016 tarihinde davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonun, yaya müvekkili …’a çarpması sonucu müvekkilinin yaralanması nedeniyle sürekli işgöremezlik tazminatı ile bakıcı gideri olarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500.000,00 TL maddi tazminatın sigorta şirketi için (poliçe limiti 290.000 TL ile sınırlı olarak) dava tarihinden, davalı … ile … Ltd. Şirketinden kaza (19/07/2016) tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, davacı … için 100.000 TL, eş … için 50.000 TL ve çocukları … ve … için ayrı ayrı 30.000 TL manevi tazminatın kazanın olduğu 19/07/2016 tarihinden itibaren ticari faizi ile davalı … Ltd. Şti ile …’den müşterek ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl dava dosyasında davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın sigorta şirketine başvuru yapmaksızın doğrudan dava açtığını, dava şartını yerine getirmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Asıl dava dosyasında davalılar … Ltd. Şti. ve … vekili tarafından cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın ticari iş veya ilişkiden kaynaklanmadığını, mahkemenin görevsiz olduğunu, davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili …’nin kusurunun bulunmadığını, diğer müvekkili şirketin ise istihdam ettiği sürücü kusurlu olmadığından tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/644 Esas sayılı dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/07/2016 tarihinde, davalıya ZMM sigortası ile sigortalı … plakalı kamyonun müvekkili …’e çarpması sonucu yaralanan müvekkili için davalı şirketin 12/07/2017 tarihinde 310.000 TL maluliyet/işgöremezlik tazminatını ödediğini ancak bakıcı giderini ödemediğini, 310.000 TL bakıcı giderinin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 12. ATM’nin 2017/644 E. sayılı dosyasında davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; bakıcı gideri tazminatının kişi başı teminat limiti ile sınırlı olarak sürekli sakatlık teminatı kapsamında olduğunu, müvekkili şirket tarafından davacıya maluliyeti nedeniyle 12/07/2017 tarihinde teminat limiti olan 310.000 TL ödeme yapıldığını ve poliçe limitinin tükendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/70 Esas sayılı dosyasında davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 19/07/2016 tarihinde, davalı sigorta şirketine ZMM sigortası ile sigortalı, davalı … yönetimindeki … plakalı aracın yaya müvekkili …’e çarpması sonucu yaralanan müvekkili ve diğer davacılar için asıl davada manevi tazminat talep edilirken iyileşme umudu göz önüne alınarak bir talepte bulunulduğunu ancak davacıların manevi acı ve eleminin arttığından bahisle davacılar … için 100.000 TL, Tahir için 50.000 TL, … ve … için ayrı ayrı 30.000 TL ek manevi tazminatın (sigorta şirketinden ilk davada talep edilen 290.000 TL mahsup edildikten sonra poliçe limitinden kalan 20.000 TL’nin sigorta şirketinden) kalanının ise diğer iki davalıdan kazanın oluştuğu 19.07.2016 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, asıl davada (2016/1148 E) istenen 500.000 TL işgöremezlik tazminatı ve bakıcı parasından (sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olarak 12/07/2017 tarihinde ödediği 310.000 TL düşüldükten sonra) kalan 190.000 TL işgöremezlik tazminatına ek olarak, 64.897,73 TL ek işgöremezlik/maluliyet tazminatı ile yine (sigorta şirketinden 2017/644 esas sayılı dava ile poliçe limiti ile sınırlı olarak talep ettikleri 310.000 TL bakıcı parası düşüldükten sonra) kalan 480.168,44 TL ek bakıcı parasının, sadece davalılar … ile … Ltd şirketinden kazanın oluştuğu 19.07.2016 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 8. ATM’nin 2019/70 E. sayılı dosyasında davalılar … Ltd. Şti ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul 8. ATM’nin 2019/70 E. sayılı davasına konu ek tazminat talepleri ile aynı talepleri içeren tarafları aynı, davacıların daha önce 07.02.2019 tarihinde İstanbul 2. ATM’nin 2019/66 E. sayılı ek tazminat davası bulunduğunu, bu nedenle birleşen iş bu davanın derdestlik nedeniyle reddi gerektiğini, davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesindeki taleplerin zamanaşımına uğradığını, manevi tazminat davalarının niteliği gereği bölünemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; ” 1-Asıl davada maddi tazminat açısından; A-Davanın kısmen kabulüne, davalı … Sigorta açısından maluliyet tazminatı yönünden dava konusuz kaldığından bir karar verilmesine yer olmadığına, B-189.000 TL maluliyet tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılar … ve … Ltd Şti’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a ödenmesine, C-1.000,00 TL bakıcı giderinin davalılar … Sigorta, … ve … LTd Şti’nden … sigorta açısından dava tarihinden, diğer davalılar açısından olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a ödenmesine, D- … Sigorta açısından davacının işlemiş avans faizi talebinin reddine, 2-Asıl davada manevi tazminat açısından; A- … için 50.000,00 TL, … için 30.000,00 TL, … için 20.000,00 TL, … için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 120.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … Ltd Şti ile …’den olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacılara verilmesine, manevi tazminata yönelik fazlaya ilişkin taleplerin reddine, 3-Birleşen İstanbul 12 ATM’nin 2017/644 E.sayılı dosyasında;A-Davanın kısmen kabulüne, 309.000,00 TL tazminatın davalı … Sigorta’dan 23/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, 4-Birleşen İstanbul 8 ATM’nin 2019/70 E.sayılı dosyasında;A-Manevi tazminat talepleri yönünden davacıların hukuki menfaat yokluğu sebebiyle davanın reddine, B-64.897,73 TL maluliyet tazminatının davalılar … ile … Ltd Şti’nden olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a ödenmesine, C-Tahsilde tekerrrür oluşturmamak kaydıyla; 789.168,44 TL bakıcı giderinin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile … ile … Ltd Şti’nden müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a ödenmesine” karar verilmiştir. Karara karşı davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren trafik sigortası genel şartlarına göre sürekli maluliyet zararı ile sürekli bakıcı gideri zararının sakatlık teminatından karşılanması gerektiğini, sürekli bakıcı giderinin tedavi teminatından karşılanmasına hükmedilmiş olması sebebiyle kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin sürekli sakatlık teminatının tamamını davacı tarafa ödediğinden davanın reddi gerektiğini, davadan önce sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, müvekkili şirketin birleşen davada, ana davanın dava tarihinden itibaren faizden sorumlu tutulmuş olmasının temerrüt hükümlerine aykırı olduğunu, sigortalı aracın kamyon olmasının, dava konusu zarar için avans faizi talep edilebileceği sonucunu doğurmayacağını, asıl davada davanın konusuz kalan kısmı açısından davalı müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, kararın gerekçesiz olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmün gerekçesiz olduğunu ve delillerin tartışılmadığını, birleşen İstanbul 8. ATM’nin 2019/70 E. sayılı davasında 789.168,44 TL bakıcı giderinin davalı müvekkillerinden alınmasına karar verildiğini, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla denilmişse de, sigorta şirketi aleyhindeki 2017/644 E. sayılı davaya ilişkin kararda bakıcı gideri sebebiyle tazminat olduğunun belirtilmemesi nedeniyle infaza uygun olmadığını, aynı bakıcı gideri sebebiyle sigorta şirketinden 309.000,00 TL, müvekkillerinden de (sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktar belirtilmeksizin) 789.168,44 TL. alınmasına karar verilmesi nedeniyle aynı alacak için iki ayrı avukatlık ücreti ve yargılama giderine hükmedildiğini, mahkemenin keşif yapmadan dosya üzerinden alınan raporla yetindiğini, ıslaha karşı itirazlarının ve zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmediğini, ikinci ıslah talebinin reddi gerektiğini, ıslah harcının süresinde yatırılmadığını, davacı tarafın 03.07.2019 tarihli dilekçesi ile sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme nedeniyle 190.000 TL işgöremezlik tazminatı talep ettiğini dolayısıyla bakıcı gideri talebi olmadığını, buna rağmen mahkemenin bakıcı giderine karar verildiğini, ATK’dan gelen son raporda davacının iyileşmekte olduğunun anlaşıldığını, maluliyeti olup olmadığı, bakıcıya ihtiyaç olup olmadığı, varsa ayda kaç gün ve günde kaç saat bakıcı hizmeti gerektiği hususlarında rapor alınmadan karar verildiğini, hükme esas aktüerya bilirkişi raporunda 1931 PMF yaşam tablosuna göre bakiye yaşam süresinin hesaplanması gerekirken TRH 2010 yaşama tablosunun esas alındığını, aktif çalışma hayatı süresi ve pasif yaşam süresinin raporda ayrı ayrı gösterilmesi gerektiğini, % 1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapıldığını oysa % 10 artış % 10 iskonto yapılarak bilinmeyen dönemin hesaplanması gerektiğini, SGK tarafından maluliyet maaşı bağlanıp bağlanmadığı, bakıcı ücreti verilip verilmediği hususlarının araştırılmadığını, davacının hastanede tedavisinin devam ettiği süre için bakıcı gideri hesaplanmaması gerektiğini, sigorta şirketi tarafından davacılara yapılan ödemelerin rapor tarihi itibariyle faizlerinin hesaplanarak maddi tazminat tutarından düşülmesi gerekirken bunun yapılmadığını, davacı tarafın gerçeğe aykırı olarak hazırladığı havalesiz bakıcı ücretine ilişkin evraka itibar edildiğini, bakıcı gideri hesaplanırken 1931 PMF tablosunun ve 1,8 teknik faizin uygulanmadığını, davacının 24.03.2017 tarihli engelli sağlık kurulu raporundaki maluliyetinin davaya konu kazayla illiyetinin bulunmadığını, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, ticari faize hükmedilemeyeceğini, birleşen İst. 8. ATM’nin 2019/70 E. sayılı dosyasında reddedilen kısım üzerinden nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Asıl ve birleşen İstanbul 8. ATM’nin 2019/70 E. sayılı dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle sürekli işgöremezlik ve bakıcı gideri tazminatı ile manevi tazminat, birleşen İstanbul 12. ATM’nin 2017/644 E. sayılı dava ise trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkindir. Somut olayda davalı … Ltd Şti’nin maliki, davalı … Sigorta AŞ’nin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı, davalı …’in sürücüsü olduğu … plakalı kamyonun 19/07/2016 tarihinde yaya davacı …’a çarpması sonucu gerçekleşen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile, zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi halinin dahi HMK’nın 115/2.maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğu Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları ile kabul edilmektedir. Davacı vekilinin 16/12/2016 tarihinde sigorta şirketine başvuruda bulunduğu hasar dosyası içeriğinden ve davacı vekilinin 03/01/2017 tarihli dilekçe ve ekindeki belgeden anlaşılmakla davalı sigorta şirketinin bu hususa ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Dava konusu trafik kazasına ilişkin kaza sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında; davalı sürücünün sağa dönüş kurallarını ve trafik işaret ve levhalarına riayet etme kuralını ihlal ettiği tespit edilerek kusurlu olduğu, davacı …’ün ise kural ihlali bulunmadığı belirtilmiştir. Aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı Tekirdağ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/1085 Esas 2018/957 K. sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 03/11/2017 tarihli raporunda araç sürücüsü …’in kavşak giriş çıkışından kurallara uygun bir şekilde yolun karşısına geçmekte olan yaya …’a ilk geçiş hakkını verdikten sonra dönüşünü gerçekleştirmesi gerekirken bu kurala riayet etmediğinden asli kusurlu olduğu, davacı …’a herhangi bir kusur yüklenemeyeceğinin tespit edildiği, yapılan yargılama sonucunda … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan mahkumiyetine karar verildiği ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi Başkanlığının 2019/852 Esas, 2019/2103 Karar sayılı 18/06/2019 tarihli kararı ile istinaf denetiminden geçmek suretiyle 18/06/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince benimsenen kusur durumu ceza mahkemesinde kabul edilen ve kesinleşen maddi vakıa ile uyumlu olup kusura ilişkin kabul şeklinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Somut olayda kaza 19.07.2016 tarihinde gerçekleşmiş olup davacının varsa maluliyeti ve oranının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerekirken; 11.10.2008 tarihli Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre belirlenmesi doğru görülmemiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2021/2772 E. 2021/3174 K. ve 2020/6173 E. 2021/3121 K. sayılı kararlarında da kabul ve ifade edildiği üzere, TRH 2010 yaşam tablosu ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı kabul edilmekle davalı … Ltd Şti vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu durumda mahkemece, 19.07.2016 kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde rapor alınması, TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve % 1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması; bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması; istinaf edenin sıfatına göre, kazanılmış haklar gözetilerek daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta AŞ vekilinin ve … Ltd Şti vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kararın kaldırılma nedenine göre davalı … Sigorta AŞ vekilinin ve … Ltd Şti vekilinin diğer istinaf itirazları bu aşamada inceleme dışı bırakılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin ve … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin ve … Ltd. Şti. vekili tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 7-İİK’nin 36/5. maddesi gereğince, istinaf sonucuna göre davalılar … Sigorta AŞ ve … Ltd. Şti. tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, teminat mektubunun davalılar … Sigorta AŞ ve … Ltd. Şti. iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/10/2021