Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/106 E. 2021/467 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/106
KARAR NO: 2021/467
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2018
NUMARASI: 2015/519 Esas – 2018/1192 Esas
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık, TBK’nın 54 ve 56.maddeleri kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın kısmen kabulü ile; daimi iş gücü kaybı nedeniyle 401.096,74 TL’nin davalılardan (Davalı sigorta şirketi 207.001,85 TL ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya verilmesine, bakıcı gideri ve tedavi gideri nedeniyle 589,015,80 TL’nin davalılardan (Davalı sigorta şirketi 250.000,00 TL ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya verilmesine, sigorta şirketine yönelik fazla istemin reddine, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Limited Şirketinden müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yaralanan davacının kaza tarihinde 8 yaşında ve işsiz olduğunu, 18 yaşından önceki dönemde kendisi için kalıcı iş göremezlik tazminat hesaplamasının hatalı olduğunu, en erken 18 yaşın tamamlanmasından itibaren hesaplama yapılması gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde davacı küçüğün asli derecede kusurlu olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, maluliyet oranı belirlenirken ilgili yasal düzenlemelerin dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir. HMK 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından, 18/12/2013 tarihinde, davalı … Sigorta AŞ’nin ZMS sigortacısı, davalı … Limited Şirketi’nin işleteni ve davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın, davacılar … ile …’nın çocukları ve diğer davacıların kardeşi olan davacı …’ya çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralandığı, davacıların işbu davada, davacı …’nın yaralanması nedeniyle bakiye güç kaybı tazminatı, bakıcı gideri tazminatı ve manevi tazminat taleplerinde bulundukları ve Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 12/06/2017 tarihli raporunda, davacı …’nın trafik kazası nedeniyle %100 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olduğu mütalaa edilmiştir. ATK raporunun yapılan incelemesinde, raporun, kaza tarihindeki yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlendiği kanısına varıldığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazı yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 15/04/2014 tarihli bilirkişi raporunda, kazanın meydana gelmesinde davacı yaya … ile davalı sürücü …’ın eşit derecede kusurlu oldukları mütalaa edilmiştir. Yine Mahkemece, karara dayanak yapılan 02/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda, davalı sürücünün %50 kusurlu olması dikkate alınarak, davacı …’nın çalışma gücünde %100 eksilme meydana gelmesi sebebiyle, davalı Sigorta Şirketi’nin vaki ödemesinin yasal faiz ile güncellenerek indirilmesinden sonra karşılanmamış maddi zararının 401.096,74 TL olduğu, mükerrerlik teşkil eden indirim nedeni varlığının oluşmadığı, davalı Sigorta Şirketi’nin vaki ödemesinden sonra kalan teminat limiti olan 207.001,85 TL ile sınırlı diğer davalılar yanında temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle sorumlu olduğu; davacı küçüğün hayatı boyunca sürekli bir başkasının bakımına muhtaç olacağı yönünde Adli Tıp Kurumu belirlemesi karşısında, bakıcı gideri zararının 589.015,80 TL olduğu, mükerrerlik teşkil eden indirim nedeni varlığının oluşmadığı, bakıcı gideri zararının ayrı teminat olan tedavi giderleri teminatına dahil olması, bu teminat kapsamında ödeme yapılmaması nedeniyle, diğer davalılar yanında sigorta şirketinin teminat limiti olan 250.000,00 TL ile sınırlı temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle sorumlu olduğu mütalaa edilmiştir. Kusur ve tazminat bilirkişi raporlarının yapılan incelemesinde; raporların HMK’nın 279.maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendikleri, kusur raporunun trafik kazası tespit tutanağındaki olgularla uyumlu olduğu, tazminat raporunun Yargıtayın yerleşik karar ve ilkelerine uygun olarak düzenlendiği, raporda herhangi bir hatanın bulunmadığı, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varıldığından, davalı … Sigorta AŞ. vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf iddia ve itirazları da yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 31.217,79 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 7.805,00 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek bakiye 23.412,79 TL karar ve ilam harcının davalı … Sigorta AŞ.’den tahsili ile Hazineye verilmesine, 3-Davalı … Sigorta AŞ.’nin istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama gidernin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, maddi tazminat yönünden HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık; diğer yönlerden HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/04/2021