Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1052 E. 2022/1696 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/1052
Karar No: 2022/1696
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 05/12/2019
Numarası: 2017/795 (E) – 2019/940 (K)
Davanın Konusu: Tazminat
Karar Tarihi: 18/10/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plaka sayılı araç ile dava dışı … plaka sayılı aracın çarpışması neticesi meydana gelen trafik kazasında, araçta yolcu olarak bulunan davacıların desteği olan …, … ve …’un hayatlarını kaybettiğini belirterek şimdilik toplam 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı taraftan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulü ile davacılardan … için 160.242 TL; … için 30.806 TL;… için 37.844 TL; … için 51.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, hükme esas alınan bilirkişi raporunun fahiş hatalar içerdiğini, desteklik sürelerinin hatalı hesaplandığını, davacıların 18 yaşına kadar destek alacağı kabul edilecekken 25 yaşına kadar destek alacaklarmış gibi kabul edildiklerini, yine destek paylarının yanlış hesaplandığını, …’ın destekten çıkmasından sonra …’a pay aktarılmasının hatalı olduğunu, destek …’un gelirinin hatalı hesaplandığını, bakiye ömür sürelerinin yanlış hesap edildiğini, hesap tarihinde 19 yaşında olan … için işleyecek dönem hesabı yapılmasının mümkün olmadığını, hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, zira kaza esnasında araçta 8 kişi bulunduğunu, istiap haddinin aşılmış olduğunu, bu nedenle emniyet kemeri takmadıklarının sabit olduğunu, diğer yandan hatır taşımasına ilişkin araştırma yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Eldeki davada, dava dışı araç sürücüsü olan …’un sevk ve idaresinde bulunan davalıya sigortalı … plaka sayılı araç ile … plaka sayılı aracın, 31/01/2016 tarihinde karışmış olduğu trafik kazasında, araçta yolcu olarak bulunan araç sürücüsünün de birinci dereceden yakınları olan …, … ve …’un vefat ettiği, davacılardan …, … ve …’nın anneleri olan …’nin vefatı nedeniyle; …’ın ise babası ve annesi olan … ile …’un vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulundukları, davacılardan … hakkındaki davanın, yargılama sırasında vefat etmiş olması nedeniyle, eldeki davadan tefrik edildiği görülmektedir.Dairemizce de oluşa, usul ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporuna göre davalıya sigortalı araç sürücüsü (…) gerçekleşen kazada tam kusurludur. Dolayısıyla zararın tamamından, limit dahilinde trafik sigortacısı olan davalı şirket sorumludur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 357. maddesi gereğince, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenilmez, yeni delillere dayanılamaz. Başka bir ifadeyle, yargılama sırasında ileri sürülmeyen bir hususun istinaf aşamasında ileri sürülmesi mümkün değildir. Davalı tarafın, istinaf dilekçesinde bilirkişi raporuna yönelik ileri sürdüğü itirazlarını yargılama aşamasında ileri sürmediği, davalı tarafça, sadece hakkındaki dava tefrik edilen Ünzile yönünden yapılan hesaplamaya dair itirazda bulunulduğu, bunun haricinde rapor ve ek rapora yönelik hesaplamaya dair diğer yönlerden itirazda bulunulmadığı, dolayısıyla yargılama aşamasında belirli bir usuli kesit içerisinde ileri sürülmesi gereken bilirkişi raporuna yönelik itirazlarını, istinaf aşamasında ileri süremeyeceği, giderek bu itirazların dinlenmesinin mümkün olmadığı değerlendirilmiştir. Kaldı ki, hükme esas alınan 27/07/2019 tarihli bilirkişi raporu usul ve yasaya uygun olup raporda tazminat hesaplama ilke ve kurallarına aykırılık yoktur. Destek şahıslarından olan .. ve … bakımından asgari ücret üzerinden, … bakımından ise çalışmış olduğu … AŞ tarafından ilgili makama hitaben düzenlenen aylık maaş tutarına ilişkin bildirimi üzerinden hesaplama yapılmıştır. Desteğin kaza tarihi itibarıyla Rusya’da şantiyede kalıpçı olarak çalışmasının karşılığı almış olduğu 1.162,50 Dolar esas alınarak asgari ücretin 2,64 katı maaş üzerinden hesaplama yapılmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yurt dışında şantiyede kalıpçı olarak çalışan bir kişinin asgari ücretin yaklaşık 2,5 katı üzerinden çalışmış olması hayatın olağan akışına uygun bulunmuştur. Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunduğu belgeler kapsamında, davacılardan … meslek lisesi mezunu olup diğer davacı çocukların da eğitimlerine devam ettikleri ve buna göre davacıların üniversite eğitimlerine devam edecekleri farazi olarak kabul edilip, 25 yaşına kadar hesaplama yapılmış olmasında da herhangi bir isabetsizlik yoktur. Yine, hatır taşıması indirimine ilişkin savunma defi niteliğinde olup ancak cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Ne var ki davalı taraf süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde buna ilişkin bir savunmada bulunmamıştır. Diğer yandan, ileri sürülen istiap haddinin aşılmasının kazanın oluşumuna bir etkisi bulunmayıp bu hususu bilirkişi ek raporuyla da saptanmıştır. Kaza tespit tutanağında emniyet kemerinin takılı olup olmadığı “belirsiz” olarak ifade edilmiştir. Araçta üçü vefat eden olmak üzere dört yetişkin ve yaşı küçük dört çocuk bulunduğu, araçta bulunan ve yaşı küçük olan çocuklar haricinde kalan yetişkinlerin emniyet kemeri takabilecek durumda oldukları, bu nedenle araçta bulunan kişi sayısından yola çıkılarak emniyet kemeri takmadıklarına dair savunmanın varit olmadığı, buna dair ispat yükü üzerinde olan davalı tarafça, dosya kapsamı itibarıyla, bir ispat vasıtasının ortaya konulamadığı, dolayısıyla tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasında da usule aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Alınması gereken 19.119,42 TL istinaf karar harcından peşin alınan 4.779,75‬ TL harcın mahsubundan sonra bakiye 14.339,67‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı … AŞ’den tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, ihtiyari dava arkadaşı konumundaki davacılar …, … ve … yönünden subjektif dava birleşmesi teşkil eden davalarda davalı aleyhine hükmedilen miktarlar gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin; davacı … bakımından ise kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliğiyle karar verildi. 18/10/2022