Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1041 E. 2020/3852 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1041
KARAR NO: 2020/3852
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2019
NUMARASI: 2019/360 Esas- 2019/515 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 22/09/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, gerçek kişi davalı yanında sigorta şirketine karşı açılan trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, eldeki davanın, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın düzenlenme tarihinden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi aşamasında arabuluculuk süreci başlatılarak 12/04/2019 tarihinde sona erdirilmiştir. Bu durumda, davanın ticari nitelikte bir dava olduğunun anlaşılmasından sonraki aşamada arabuluculuğa başvurulmuş olması nedeniyle dava şartının yerine getirildiğinin kabulü usul ekonomisine uygun olduğu gibi tarafların arabuluculuk yoluyla bir sonuca varamadıkları anlaşılmış olmasına rağmen tarafların yeniden arabulucuğa yönlendirilmesi veyahut mevcut anlaşmazlık tutanağına dayalı olarak yeniden dava açmak zorunda bırakılmasında herhangi bir hukuksal yarar bulunmamaktadır. Kabul şekli bakımından da gerçek kişi davalı bakımından açılan davada arabuluculuğa ilişkin dava şartı öngörülmediğinden ötürü dava tefrik edilmeden her iki davalı bakımından usulden red kararı verilmiş olması da doğru olmamıştır. O halde, dilekçelerin teattisi aşaması ve diğer usul ve işlemler yapılıp ve özellikle dava açılmadan önce 2918 Sayılı Yasanın 97. maddesi uyarınca sigorta şirketine müracaat edilip edilmediği dosya kapsamından anlaşılamamakta ise de uygulamada kabul edildiği üzere bu eksiklik dava açıldıktan sonra giderilebilir dava şartı olarak kabul edildiğinden gerekirse bu konuda da süre verildikten sonra davanın esasına girilmesi halinde taraf delilleri toplanmak suretiyle sonucuna göre karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile, 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince davacılar vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin KABULÜNE, 2-İlk derece mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın KARARI VEREN İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 4-Peşin alınan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. maddesi gereğince kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 22/09/2020