Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1040 E. 2022/972 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1040
KARAR NO: 2022/972
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/11/2019
NUMARASI: 2018/241 (E) – 2019/1056 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi tazminat
KARAR TARİHİ: 24/5/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dilekçesinde özetle; sürücüsü destek …’ün 8/10/2016 günü idaresindeki davalı … Sigorta AŞ’ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı motosikletle seyir halinde iken, yolun karşısına geçmeye çalışan dava dışı yaya …’ye çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası sonucu öldüğünü belirterek, belirsiz alacak davası niteliğinde davacı … için 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatını, davacı … için de 500,00 TL estekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 2/10/2019 günü Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi vasıtasıyla gönderdiği dilekçesiyle, dava dilekçesinde talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatı tutarlarını, davacı … için 44.805,67 TL’ye, davacı … için ise 44.805,67 TL’ye yükseltmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 6704 sayılı Kanunla değişik 92’nci maddesi uyarınca kendisi kusuruyla ölümüne neden olan sürücünün yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin poliçenin teminat kapsamı dışında olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, davacı … için 44.805,67 TL, davacı … için de 44.805,67 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak adları geçen davacılara verilmesine hükmolunmuştur. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; 1/6/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca müvekkili şirketin zararı tazmin yükümlülüğünün bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Dava dosyasına getirtilen ZMSS poliçesi, İstanbul Anadolu 6’ncı Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/287 (E) sayılı dava dosyası içeriğinde yer alan soruşturma evresinde düzenlenen bilirkişi raporu ile olay yeri krokisi, anılan dava dosyasına ait gerekçeli karar ve duruşma tutanakları birlikte değerlendirildiğinde; davacıların müşterek çocuğu olduğu anlaşılan ölen destek …’ün 8/10/2016 günü idaresindeki davalı … Sigorta AŞ’ye ZMSS poliçesiyle sigortalı motosikletle seyir halinde iken, yolun karşısına geçmeye çalışan dava dışı yaya …’ye çarpması suretiyle meydana gelen trafik kazası sonucu öldüğü konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Adli Tıp Kurumu (ATK) Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 18/6/2019 tarihli raporda, taşıt yolunda seyri sırasında vaktin gece olduğunu ve kavşak mahalline yaklaştığını dikkate alarak hızını önceden yeterince azaltması, kavşak başından geçişe başlayan yayaların varlığı halinde bu yayalar geçişlerini tamamladıktan sonra kontrollü biçimde hareketini sürdürmesi, karşıdan karşıya geçmek üzere kaplamaya giren yayaya karşı etkili fren tedbirinde bulunması gerekirken bu yükümlülüklerine uymayan motosiklet sürücüsü destek …’ün tali; taşıt yoluna gireceği sırada gelen araçların hız ve mesafesine dikkat etmeyen, geçişi boyunca gelen araçları kontrolü altında bulundurması gerekirken, bu hususlara uymayan, gelmekte olan araca rağmen kontrolsüzce kaplamaya giren dava dışı yaya …’nin ise %40 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir. Somut olayda tartışılması gereken hukuki sorun; davacıların desteği …’ün, davalı … Sigorta AŞ ile dava dışı işleten … Limited Şirketi arasında 27/10/2015 günü akdedilen ZMSS poliçesinin yürürlükte olduğu tarihte adı geçen desteğin 8/10/2016 günü meydana gelen trafik kazası sonucu ölmesi nedeniyle, davalı sigorta şirketinin destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu olup olmadığına ilişkindir. KTK’nin 91’inci maddesi uyarınca aynı Kanunun 85’inci maddesinde belirtilen bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) 1425’inci maddesine göre sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. 14/5/2015 gün ve 29355 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 1/6/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının (KMAZMSSGŞ) C.10’uncu maddesiyle 12/8/2013 gün ve 25197 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmış, C.11’inci maddesiyle yeni genel şartların 1/6/2015 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilerek, yeni genel şartların 1/6/2015 tarihinden sonra akdedilecek sözleşmelere uygulanacağı belirtilmiştir. Bu düzenlemenin doğal sonucu olarak, yeni ZMSS Genel Şartlarının yürürlüğe girdiği 1/6/2015 tarihinden sonra akdedilen ZMSS poliçelerine eski ZMSS Genel Şartlarının uygulanması olanağı bulunmamaktadır.KTK’nin 93’üncü maddesi uyarınca zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır. Böylece Hazine Müsteşarlığı kanundan aldığı yetki ile zorunlu sigorta genel şartlarını belirler. Nitekim 5607 sayılı Sigortacılık Kanununun Sigorta Sözleşmeleri başlıklı 11’inci maddesi birinci tümcesinde yer alan “Sigorta sözleşmelerinin ana muhtevası, Müsteşarlıkça onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan genel şartlara uygun olarak düzenlenir.” hükmü ile yapılacak sözleşmelerin (poliçeler) genel şartlara uygun olmak zorunda olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle ZMSS genel şartlarını 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 20’nci maddesinde düzenlenen genel işlem koşulu kapsamında değerlendirme olanağı bulunmamaktadır. Zira 6098 sayılı TBK’nin 20’nci maddesinde belirtildiği üzere bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri genel işlem koşulu kapsamındadır. Oysa KMAZMSSGŞ, sözleşmenin taraf olmayan Hazine Müsteşarlığınca kanundan aldığı yetkiye dayalı olarak belirlenir. Ayrıca Genel şartları, 6098 sayılı TBK’nin 20’nci maddesinin son fıkrasında yer alan “Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.” düzenlemesi kapsamında düşünmekte mümkün değildir. Çünkü kanunda açıkça belirtildiği üzere kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmeler yürütmekte oldukları bir hizmet ile ilgili olmalıdır. Oysa Hazine Müsteşarlığı, zorunlu mali sorumluluk sigortası hizmeti veren bir kuruluş olmadığı gibi hizmeti alan taraf ile bir sözleşme ilişkisi içinde bulunmamaktadır. 1/6/2015 tarihinde yürürlüğe giren KMAZMSSGŞ’nin uygulanması, KTK’nin 95’inci maddesinde belirtilen tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği ilkesine aykırı olduğunu söylemekte mümkün değildir. Bu ilkenin uygulanabilmesi için her iki tarafın özgür iradesi ile poliçe düzenlendikten sonra zarar görenin aleyhine tazminatın kaldırılması yada azaltılmasını gerektirecek değişikliklerin yapılması durumunda geçerli olacaktır. Oysa 1/6/2015 tarihinde yürürlüğe giren KMAZMSSGŞ, yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibarıyla KMAZMSSGŞ’nin kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Sigortacı, işletenin sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlendiğine göre, sonradan bir değişiklikten bahsetmek mümkün olmayacaktır. Kaldı ki TTK’nin 1423’üncü maddesine göre sigortacı, sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerinden oluşan aydınlatma yükümlülüğünü sigortalıya karşı yerine getirmese dahi sigortalı, sözleşmenin yapılmasına 14 gün içinde itiraz etmemiş ise sözleşme poliçede yazılı şartlar ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlar kapsamında yapılmış olur. ZMSS teminatının kapsamı, poliçe ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlara göre belirlenir. Nitekim 1/6/2015 tarihinde yürürlüğe giren KMAZMSSGŞ’nin amacı, A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartların A.3’üncü maddesinde “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” biçiminde düzenlenmiştir. Kapsama giren teminat türlerinin tanımlandığı A.5’inci maddesinin (ç) bendinde ise Destekten Yoksun Kalma (Ölüm) Teminatı “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.” biçiminde ifade edilmiştir. Diğer yandan KTK’nin 92’nci maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının A.6’ncı maddesinde teminat kapsamı dışındaki haller ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Tek taraflı trafik kazası ile yüzde yüz kendi kusuru ile kendi ölümüne neden olan işleten ve sürücünün desteğinden yoksun kalanların işletenin sigortalısı olduğu aracın zorunlu malî sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminat talebinde bulunup bulunamayacağını belirleme açısından özellikle Genel Şartların A.6’ncı maddesinin (c) ve (d) bentlerinin de incelemesi gerekmektedir. Genel Şartların A.6’ncı maddesinin (c) bendine göre ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri teminat ile Genel Şartlar A.6’ncı maddesinin (d) bendine göre, destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri sigorta teminatı kapsamı dışındadır. Bir başka deyişle sigortacının sorumluluk kapsamı sigortalısının sorumluluğu ile sınırlıdır. Motorlu aracın işletilmesi ile meydana gelen trafik kazası ile doğan bir zarar işleten sigortalının sorumluluk riski kapsamında değilse, zorunlu malî sorumluluk sigortasının da teminat kapsamı dışındadır. Ayrıca destek şahsın kusuruna denk gelen zararlarda sigortanın teminat kapsamı dışında tutulmuştur. Yüzde yüz kendi kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü veya işletenin kusurun tamamı kendisine ait olması nedeniyle desteğinden yoksun kalanların tazminat talepleri de zorunlu malî sorumluluk sigortasının teminatı kapsamı dışındadır. Diğer yandan Anayasa Mahkemesi 17/7/2020 gün ve 2019/40 (E) – 2020/40 (K) sayılı kararıyla KTK’nin 90’ıncı maddesinin 1’inci tümcesindeki “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi, 2’nci tümcesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresi ve 92’nci maddesinin (i) bendinin iptaline, Kanun’un 90. maddesinin 1. cümlesinin “…bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” bölümünde yer alan “…bu Kanun…” ve “…öngörülen usul ve esaslara tabidir.” ibareleri ile 92’nci maddenin (g) ve (h) bentleri, 93’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında yer alan “Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları,…” ibaresinin, 97’nci maddesinin birinci cümlesinin ve 99’uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “…zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri,…” ibaresinin iptaline ilişkin itirazın da reddine karar vermiştir. Uyuşmazlığın çözümü için Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile itirazın reddi kararının ZMSS genel şartları açısından sonuçlarının değerlendirilmesi zorunludur. Anayasa Mahkemesinin iptal kararına konu “Maddi ve manevi tazminat” başlıklı KTK’nin 90’ıncı maddesi sigortacının ödeyeceği tazminatın hesaplanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir. Destekten yoksun kalma zararları TBK’nin 53’üncü, bedensel zararlar ise aynı Kanunun 54’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Aynı biçimde haksız fiil sorumlusu açısından tazminatın belirlenmesinin usul ve esasları anılan Kanunun 55’inci, tazminattan indirim nedenlerine ise 51’inci ve 52’nci maddelerinde yer verilmiştir. Nitekim Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesinde “Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin zarara uğraması hâlinde işletenin tazminat borcunun kapsamı 6098 sayılı Kanun’un gerçek zararın tazminini öngören kurallarına göre belirlenmektedir. Bu tazminat borcunun ödenmesini teminat altına almak amacıyla zorunlu kılınan mali sorumluluk sigortası uyarınca sigorta şirketinin borcunun kapsamı ise itiraz konusu kurallarda atıf yapılan genel şartlara göre belirlenmektedir. Bu da zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine buna karşılık sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açabileceği gibi aksi durum da söz konusu olabilecektir.” denilerek tazminat borcunun kapsamının TBK uyarınca belirleneceği vurgulanmıştır. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; TTK’nin 1425’inci, 5607 sayılı Sigortacılık Kanununun 11’inci ve KTK’nin 93’üncü maddeleri uyarınca düzenlenen ZMSS Genel Şartlarının hukuki dayanakları arasında KTK’nin 90’ıncı maddesi bulunmamaktadır. Nitekim Anayasa Mahkemesinin yukarıda açıklanan kararında “… Kanun’un 93. maddesinin birinci fıkrası, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının Bakanlıkça tespit edileceğini ve Resmî Gazete’de yayımlanacağını öngörmektedir. Bu itibarla kural ile yürütmeye düzenleyici nitelikte işlem yapma yetkisinin tanındığı anlaşılmaktadır. Yukarıda da ifade edildiği üzere Anayasa’nın açıkça kanunla düzenlenmesini öngörmediği konularda kanunda genel ifadelerle düzenleme yapılarak ayrıntıların düzenlenmesinin yürütmeye bırakılması mümkündür. Öte yandan Anayasa’da münhasıran kanunla düzenleneceği öngörülen konularda da kanun koyucu temel kuralları saptadıktan sonra uzmanlık ve idare tekniğine ilişkin hususları yürütmeye bırakabilir. Yürütme organına böyle bir yetkinin tanınmış olmasının sebebinin ise zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinin ana muhtevası niteliğindeki genel şartların Bakanlık tarafından belirlenmesini sağlamak suretiyle sözleşmenin güçlü tarafı olan sigorta şirketlerinin kendisi lehine olan sözleşme koşullarını dikte ettirmesinin önlenmesi olduğu görülmektedir …” biçimindeki gerekçe ile ZMSS Genel Şartlarının KTK’nin 93’üncü maddesinin iptaline ilişkin istemin reddine karar vermiştir. KMAZMSSGŞ’nin A.1’inci maddesi, A.3’üncü maddesi, A.5’inci maddesinin (ç) bendi ile A.6’ncı maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında destekten yoksun kalınan zararın, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olması için şu koşulların gerçekleşmesi gerektiği söylenebilir. a-Talep edilen destek tazminatı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk ve sorumluluk riski çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin olmalıdır. Sigortalının hukuki sorumluluğu olmayan veya sigortalının sorumluluk riski içinde bulunmayan tazminat taleplerinden sigortacının sorumluluğu bulunmayacaktır. b-Motorlu aracın işletilmesinden dolayı ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. İşleten ve işletenin sorumlu olduğu şahısların dışında bir üçüncü kişinin ölümü neticesi, destek zararlarından sigortacının sorumluluğu bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak, poliçede taraf olan işleten(sigortalı) yada işletenin eylemlerinden sorumlu bulunduğu kişilerin ölmesi durumunda ölen kişi, üçüncü kişi sayılmayacağı için desteğinden yoksun kalanların zararından sigortacı sorumlu olmayacaktır. c-Sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinden sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla desteğin kendi kusurundan kaynaklanan destek zararlarından sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır. Somut olayda destek …, davalı … Sigorta AŞ ile dava dışı … Limited Şirketi arasında 27/10/2015 günü akdedilen ZMSS poliçesinin yürürlükte olduğu zaman dilimi içinde 8/10/2016 tarihinde, kendisinin %60, dava dışı yaya …’nin ise %40 kusuruyla meydana gelen trafik kazası sonucu ölmüştür. Bu nedenle davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamı, ZMSS poliçesinin akdedildiği tarihten önce 1/6/2015 günü yürürlüğe giren KMAZMSSGŞ’ye göre belirlenecektir. KMAZMSSGŞ’nin A.3’üncü maddesine ve A.5’inci maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla oluşan destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için, motorlu aracın işletilmesi sırasında ölen kişinin mutlaka üçüncü bir kişi olması gerekir. Somut olayda ise işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücü murisin üçüncü kişi olarak kabulü mümkün değildir. Yine Genel Şartların A.6’ncı maddesinin (d) bendine göre destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle, somut olayda %60 kusuruyla kendi ölümüne neden olan sürücünün kendi kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Poliçenin teminat başlangıcı tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nda sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı teminat içi hallerin gösterildiğine göre, açıklanan gerekçelerle desteğin anne ve babası olan davacıların, davalı sigorta şirketinden destek tazminatı talep etme hakları bulunmamaktadır. (Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20/4/2021 gün ve 2021/17(4)-86 (E) – 2021/516 (K) sayılı kararı) Bu nedenle davacıların yerinde olmayan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davalarının ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne hükmolunması isabetli değildir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacılar … ve … tarafından, davalı … Sigorta AŞ’ye karşı açılan destekten yoksun kalma tazminatı davalarının ayrı ayrı reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken toplam (80,70×2) 161,40 TL karar ve ilam harcından, davacılar tarafından peşin yatırılan 35,90 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek bakiye 125,5‬0 TL karar ve ilam harcından; 62,75‬ TL’nin davacı …’den, 62,75‬ TL’nin de davacı …’den tahsil edilerek Hazineye verilmesine, 3-Dairemizin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 13’üncü maddesinin 4’üncü fıkrası uyarınca 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalı … Sigorta AŞ’ye verilmesine, 4-Dairemizin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13’üncü maddesinin 4’üncü fıkrası uyarınca 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalı … Sigorta AŞ’ye verilmesine, 5-Davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı … Sigorta AŞ tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-İstinaf kanun yolu aşamasında davalı … Sigorta AŞ tarafından sarf edilen 31,50 TL posta gideri, 148,60 TL istinaf kanun yolu başvurma harcı olmak üzere toplam 180,10 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davalı … Sigorta AŞ’ye verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa geri verilmesine, 5-İstinaf kanun yolu incelemesinin sonucuna göre icranın geri bırakılması kararı kapsamında davalı … Sigorta AŞ tarafından verilen teminat mektubunun 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 36’ncı maddesinin 5’inci fıkrası uyarınca geri verilmesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/5/2022