Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1002 E. 2022/806 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1002
KARAR NO: 2022/806
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 08/10/2019
NUMARASI: 2017/54 (E) 2019/957 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, dava dışı araç sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki trafik sigortası bulunmayan … plaka sayılı aracın, 16/07/2016 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin desteği olan …’in hayatını kaybettiğini, dava öncesinde …na başvurulmuş ise de yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek şimdilik toplam 400,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı … vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacıların desteğinin yolcu olarak bulunduğu sigortası bulunmayan aracın sürücüsünün kazanın gerçekleşmesinde tam kusurlu olduğu gerekçesiyle benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne, … için 78.835,25 TL, … için 12.905,25 TL, … için 10.635,27 TL ve … için 6.740,91 TL destekten yoksun kalma tazminatının 05/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili; kazaya karışan sigortası bulunmayan aracın sürücüsünün kim olduğunun belli olmadığını, araç sürücüsünün, davacıların desteği olan kişi olması halinde zararın teminat dışı olduğunu, ehliyetsizlik ve emniyet kemerinin takılı olmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmamış olması doğru olmadığı gibi hatır taşımasına dair herhangi bir araştırma yapılmadan karar verilmesinin de eksiklik teşkil ettiğini, kabule göre de faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak alınması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, tek taraflı trafik kazasında ZMM sigorta poliçesi bulunmayan … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazasında yolcu olarak bulunduğu iddia edilen davacıların desteğinin vefatından kaynaklı …ndan talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Dosyada mübrez kaza tespit tutanağında aracı kimin kullandığı tespit edilememiş ise de, Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 2016/9175 Karar sayılı takipsizlik kararında, aracın kazada vefat eden … tarafından kullanıldığı hususunun tespit edildiği, davalı tarafından da aracın davacıların desteği tarafından kullanıldığına dair herhangi bir ispat ortaya konulamadığı nazara alındığında buna ilişkin istinaf itirazında isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Soruşturma dosyasındaki bilgi ve belgelere göre, araç sürücüsü olduğu tespit edilen … ile …’in akraba oldukları, …’in çiftçilikle uğraştığı ve Şanlıurfa İlinde bir esnafa sattığı patateslerin karşılığı olan parayı alabilmek için davacıların desteği olan … ile birlikte Mardin İlinden Gaziantep İline iş için gittikleri esnada kazanın meydana geldiği, soruşturma dosyasındaki beyan ve ifadelere göre taşımanın hatır taşıması olduğunun kabulünü gerektirir herhangi bir olgunun bulunmadığı, kaza tespit tutanağında emniyet kemerinin takılı olup olmadığı hususunun tespit edilemediği, ancak kaza tespit tutanağında, araçta bulunan her iki kişinin de ehliyetsiz olduğunun belirlendiği, tarafların akraba olması nedeniyle, araç sürücüsünün ehliyetsiz olduğu hususunun destek tarafından bilinebilecek durumda olduğu, bu hususun, müterafik kusur teşkil ettiği, dolayısıyla müterafik kusur indirimine dair istinaf itirazlarının yerinde olduğu, ancak dava öncesinde yapılan ödemeye göre başvurunun usulüne uygun yapıldığının anlaşılması karşısında belirlenen faiz başlangıç tarihi bakımından kararda bir isabetsizlik yoktur. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada, davacı … için 121.924,89 TL zarar hesaplanmış olmasına karşılık 63.584,00 TL ödeme yapıldığı, hesaplanan zarardan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığında dahi ödemenin yetersiz olduğu; aynı şekilde davacı … için 18.460,44 TL zarar hesaplanmış olmasına karşılık 8.016,00 TL ödeme yapıldığı, hesaplanan zarardan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığında ödemenin yetersiz olduğu; davacı … için 15.528,70 TL zarar hesaplanmasına rağmen 6.763,00 TL ödeme yapıldığı, hesaplanan zarardan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığında yetersiz ödeme yapıldığı, davacı … için de 10.868,04 TL zarara karşılık 5.401,00 TL ödemenin %20 oranında müterafik kusur indirimli haliyle yetersiz kaldığı, dolayısıyla dava öncesinde yapılan ödemeler ile …nın sorumluluğunun sona ermediği görülmektedir. Bu durumda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun, araç sürücüsünün ehliyetsiz olmasından kaynaklı müterafik kusura hasren kabulüne, istinafa konu edilmeyen 03/12/2018 tarihli hesap raporunda, rapor tarihindeki verilere göre belirlenen zarardan takdiren %20 oranında indirim yapılarak (davacı …’in indirimsiz maddi zararın 153.770,30 TL x %80 = 123.016,24 – ödemenin güncel tutarı olan 74.935,05 = 48.081,19 TL; davacı …’in indirimsiz maddi zararın 22.352,27 TL x %80 = 17.881,82 – ödemenin güncel tutarı olan 9.447,02 = 8.434,79 TL; davacı …’in indirimsiz maddi zararın 18.605,60 TL x %80 = 14.884,48 – ödemenin güncel tutarı olan 7.970,33 = 6.914,15 TL; davacı …’in indirimsiz maddi zararın 13.106,10 TL x %80 = 10.484,88 – ödemenin güncel tutarı olan 6.365,19 = 4.119,69 TL) şeklinde belirlenen tazminat tutarlarının hüküm altına alınması ile takdiri indirim yapılması durumunda karşı taraf yararına vekalet ücreti koşulları bulunmadığından ötürü vekalet ücreti takdir edilmemek, yargılama giderlerinin de tamamı takdiren davalı üzerinde bırakılmak ve ilk derece mahkemesi kararında tek bir vekalet ücretine hükmedilmiş olmasına yönelik istinaf başvurusu bulunmadığından ötürü bu hususun davalı lehine usuli kazanılmış hak teşkil etmesi nedeniyle, davacı yararına tek bir vekalet ücretine hükmedilmek suretiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Buna göre; 3-Davanın kısmen kabulüne, … için 48.081,19 TL, … için 8.434,79 TL, … için 6.914,15 TL ve … için 4.119,69 TL destekten yoksun kalma tazminatının 05/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 4-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 4.614,32 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL + 371,29 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 402,69 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.211,63 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 5-Davacı tarafından yatırılan; 31,40 TL peşin harç, 371,29 TL ıslah harcı ile 1.744,70 TL posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 2.147,39 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, 6-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibarıyla dairemizin karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesap olunan 9.581,48 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacılara verilmesine, 7-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine, İstinaf yargılama giderleri bakımından: 9-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 10-Davalı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacılardan müteselsilen alınarak davalıya verilmesine, 11-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 12-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, ihtiyari dava arkadaşı olan her bir davacı bakımından dava değeri göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 26/04/2022