Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/980 E. 2020/698 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/980
KARAR NO: 2020/698
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2017
NUMARASI: 2016/59 Esas- 2017/1279 Karar
DAVANIN KONUSU: Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ: 09/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 09/03/2011 tarihinde dava dışı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın park halindeki … plakalı çekicinin yanından geçmek üzere iken, … plaka sayılı araç şoförü …’e çarpması neticesinde ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, davacıların kaza nedeniyle ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını beyanla, 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte aracın ZMM sigortasını yapan davalı şirketten tahsilini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalandığını, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı bulunuduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: İlk Derece Mahkemesinin Adli Tıp Kurumunun kusur raporuna ilişkin itirazlarını dikkate almadan karar verdiğini, aynı kazaya ilişkin Bursa 7. İş Mahkemesinin 2014/428 E. Sayılı dosyasında bilirkişiler tarafından davalıya sigortalı aracın sürücüsüne %25 oranında kusur izafe edildiğini, bu sebeple İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılıp yeniden kusur incelemesi yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazası nedeniyle vefat edenin destek alacaklıları tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 09.03.2011 tarihinde meydana gelen kazada, davalı … şirketine ZMMS ile sigortlalı … plakalı kamyon yaya konumunda olan destek …’e çarparak ölümüne neden olmuştur. Davacılar, müteveffa …’in eşi ve çocuğu olup dava, … plakalı aracın Zorunlu Mali Sorumluluk sigortacısına karşı açılmıştır. Ylova 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/278 Esas, 2013/500 K. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalıya sigortalı aracın sürücüsünün kusursuz olduğu belirlenmiştir. Eldeki dosyada da İlk Derece Mahkemesince dosya ATK’ya gönderilerek kusur tespiti yapılmış, kurumca düzenlenen 26/10/2017 tarihli raporda sürücünün kusursuz, davacılar murisi yayanın %100 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Dosya kapsamında mevcut her iki bilirkişi raporu birbirini teyit etmektedir. Bu itibarla Mahkemenin davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması sebebiyle davacıların tazminat taleplerinin reddine karar vermesinde dosya içeriği ile usul ve yasaya aykırılık yoktur. Kaldı ki; trafik kazalarından kaynaklanan tazminat taleplerinde kusur oranlarının belirlenmesi trafik uzmanlığı gerektirmektedir. Trafik kazası aynı zamanda iş kazası (5510 sy. K. m.13; 6331 sy. K. M.3/1-g) niteliğinde olduğu takdirde, iş mahkemelerinde iş güvenliği uzmanlarınca düzenlenen raporlar, Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde değil, iş güvenliği bakımından işveren ile işçinin kusur ve sorumluluğuna ilişkin olup iş güvenliği uzmanlarınca düzenlenen rapor, KTK ve TBK uyarınca hükmedilecek tazminat hesaplarına esas alınamayacaktır. Bu bakımdan davacılar vekilinin, desteğin ölümünde iş mahkemesindeki dosyada alınan bilirkişi raporunun eldeki dosyada alınan rapordan farklılık gösterdiği ve çelişki oluştuğu, bu çelişki giderilmeden karar verilmesinin doğru olmadığı yönündeki itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiş, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf başvurusu nedeniyle yaptıkları yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.09/06/2020