Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/96 E. 2019/281 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/96
KARAR NO : 2019/281
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2017
NUMARASI : 2015/387 2017/187
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/10/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Şirketinden alacağı olan …’nun, 26/01/2015 tarihinde Bursa …Noterliğinin … yevmiye nolu alacağın devri sözleşmesi ile alacağının 10.000,00 TL’lik kısmını davacıya devrettiğini, bu devirden davalının 04/02/2015 tarihinde haberdar olmasına rağmen 10/02/2015 tarihinde devredilen alacak miktarını düşmeden …’ya ödeme yaptığını, Beykoz İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasından davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz etmesi sonucu takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının itirazının haksız olduğunu iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, 04/02/2015 tarihinde karışılıklı ibraname imzalaması sonucu sorumluluğunu yerine getirdiğini, TBK’nın 183.maddesi dikkate alındığında, temlik sözleşmesinin geçersiz olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda: “davanın kısmen kabulü ile, Beykoz İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyasındaki takibe konu 10.000 TL asıl alacak ve işlemiş faiz alacağının 273,70 TL’lik kısmı yönüden İİK.67 maddesi uyarınca itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, İİK.67 maddesinde düzenelenen icra inkar tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 04/02/2015 tarihinde …’nun vekili ile karşılıklı olarak “İbraname ve Sulh Anlaşması” imzalandığını, 05/02/2015 tarihinde ise davaya konu olan “Alacağın Devri” başlıklı yazının müvekkiline tebliğ edildiğini, ancak müvekkilinin bu tarihte imzalamış olduğu ibraname ve sulh anlaşması ile bağlı olduğunu, sulh sözleşmesinin imzalandığı anda hüküm doğurduğunu, bu durumda davacının talep hakkının ortadan kalktığını, dava konusu temlik sözleşmesinin geçerliliğinin kararda tartışılmadığını belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminatın tahsili için yapılan icra takibine, davalının yapmış olduğu itirazın İİK.’nın 67.maddesine göre iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde; İİK’nın 67/2 maddesine göre davalı (borçlu) aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta davalının (borçlunun) itirazının kısmen haksızlığına karar verilmiştir. Bu durumda icra inkar tazminatı koşulları oluşmadığından Mahkemece de davacının bu talebinin reddine karar verilmesi doğrudur. Başka bir deyişle davacı vekilinin istinaf iddia ve itirazları yerinde değildir. Davalı vekilinin istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde; davalı … Şirketinden tazminat alacağı bulunan dava dışı …, Bursa …Noterliğinin 26/01/2015 tarihli ve … yevmiye nolu sözleşmesi ile 10.000,00 TL’lik alacağını davacıya devretmiştir. Alacağın devri sizleşmesi TBK’nın 183. ve devamı maddelerine göre geçerlilik şartlarını taşımaktadır. Davacı, alacağın devrini 04/02/2015 tarihinde davalı tarafa tebliğ ettirmiştir. Davalı taraf buna rağmen 10/02/2015 tarihinde alacağını devreden …’ya ödeme yapmıştır. Bu durumda davalı … Şirketi, alacağı devralan davacıya karşı sorumludur. İlk Derece Mahkemesince de bu doğrultuda karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir. Bu bağlamda; taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1- Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Davacı yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Davalı yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 531,02 TL harçtan peşin alınan 175,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 355,57 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-Tarafların istinaf başvurusu nedeniyle yaptıkları yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.24/10/2019