Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/958 E. 2020/701 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/958
KARAR NO: 2020/701
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2017
NUMARASI: 2015/122 Esas -2017/1094 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 09/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 26.01.2012 günü davalı sigorta şirketine, … no.lu Trafik Sigorta Poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …a’nın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kazada vefat ettiğini, davacıların babası ve üvey annesi olduğunu, ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını, kaza tutanağına göre kazanın ölen desteğin kusuru sonucu meydana geldiğini, ölenin desteğinden yoksun kaldıklarından, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik her bir davacı için 2500 TL olmak üzere 5000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili hesap bilirkişisi raporundan sonra taleplerini ıslah yoluyla 58.622,94 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: İki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, olayda …’nın kendi kusuruyla öldüğünü, bu nedenle davacıların tazminat talep etme haklarının olmadığını, davanın haksız fiilden kaynaklandığını ve avans faizi talebinin reddinin gerektiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi; davanın kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre, davacı Baba … için 19.314,26 TL, davacı anne … için 39.308,68 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, karar davalı sigorta şirketi vekilince istinaf edilmiştir. Davalı … Sigorta vekili istinaf dilekçesinde:Davacı …’nin üvey anne sıfatında olması sebebiyle destek durumun söz konusu olmadığını, hesap bilirkişisi hesaplamalarında destek paylarını Yargıtay uygulamalarına göre yapmadığını, hesap bilirkişi raporu alınması gerektiğini, istinaf dilekçesine ek beyanında ise yargılama sırasında Yargıtayın görüş değiştirdiğini, muris kendi kusuruyla kazaya sebep olduğu takdirde geriye kalanların destekten yoksun kalma tazminatı isteyemeyecekleri yönünde içtihat değişikliğine gidildiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklı tazminat davasıdır. 26.01.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davacıların murisi ve davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü … %75 oranında asli derecede kusurlu olduğu, karşı araç sürücüsünün olayda % 25 oranında tali derecede kusurlu olduğu, Davacı baba … ile davacı üvey anne …’nın 3. kişi olarak müteveffanın kusuru nispetinde, davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır. Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan onraki dönemde de, destek olmasa bile, destek zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Bunun yanında destek kavramının da sadece maddi olarak düşünülmemesi, geride kalana özel günlerde yapılacak ziyaretler, hastaneye giderken veya muhtemel ameliyat sırasında verilecek manevi desteklerde desteğin amacını kavramak acısından önemli olmaktadır. Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır. Sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.Somut olay incelendiği zaman davacı … ile muris …’nın aynı evde oturduğu nüfus kayıtlarına göre mernis adreslerinin aynı olduğu, murisin ölümü sebebi ile görülen ceza davasına üvey anne davacı … nin katılan sıfatıyla dahil olduğu, değerlendirilerek aralarındaki destek ilişkisinin varlığı anlaşılmaktadır. Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, kaza tarihinde geçerli bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkı olduğundan, Hukuk Genel Kurulu E. 2012/17-215, K. 2012/413 sayılı ve 27.6.2012 tarihli emsal kararında; “Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerine doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, araç şoförünün desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği, davacıların murisi ve davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’nın hayatını kaybetmesi nedeniyle davacıların desteğinden yoksun kaldığı, bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 4.004,53 TL harçtan peşin alınan 1,001 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.003,529 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.09/06/2020