Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/927 E. 2020/3960 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/927
KARAR NO: 2020/3960
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2017
NUMARASI: 2017/412 Esas – 2017/1205 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Destekten Yoksun Kalma Tazminatı ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 06/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 14/03/2013 günü davalı …’in sevk ve idaresindeki … plaka numaralı aracın çarptığı …’ in vefat etmesi sebebiyle, eş ve babalarını kaybeden davacı müvekkillerinin fazlaya ilişkin hakların saklı kalacak biçimde1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte ortaklaşa ve zincirleme davacılara ödenmesini talep etmiştir. Davacı vekili maddi tazminat taleplerini; Davacı eş … için 31.876,48 TL; davacı … için 9.838,64 TL; davacı … için 5.184,98 TL; davacı … için 922,14 TL; davacı … için 239,37 TL olarak ıslah etmiş; davacı eş …’in cenaze ve defin gideri nedeniyle 200,00 TL olarak belirlemiş; Manevi tazminat taleplerini davacı eş … için 25.000,00 TL, diğer davacıların her biri için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 105.000,00 TL olarak ıslah ettiğini bildirmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müteveffanın kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, müvekkili şirket sigortalısı araca atfetilen kusur ile zarar arasındaki illiyet bağının kesildiğini, çocuklar için desteğin sona erdiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Maktul …’in 8/8 kusurlu olduğunu ve kazanın yaya üst geçidinin altında meydana geldiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını bildirmiştir. İlk Derece Mahkemesi; davanın kısmen kabul-kısmen reddi ile davacıların destekten yoksun kalma tazminat talepleri olan toplam 48.261,61 TL’nin dava tarihi olan 03/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, davacıların artırım yapmış oldukları manevi tazminat taleplerinin fazlaya ilişkin kısımları yönünden hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddi ile dava dilekçesinde talep edilen 1.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar vermiş, karara karşı davacılar vekili, davalı … vekili ve davalılar … ile … vekili istinaf başvurularında bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur ve hesap bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu, belirsiz alacak davası olarak açılan davada yapılan ıslah talebinin usulsuz olarak reddedildiğini, manevi tazminatın belirsiz alacak davası olarak açılabileceğini belirterek, ıslah talebi doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle: Bilirkişi raporlarının HMK’nın 281. Maddesi gereği usulüne uygun şekilde taraflarına tebliğ edilmediğini, kazaya sebep olan müteveffa …’in %100 kusurlu olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müteveffanın asli kusurlu olduğunu, kusur oranındaki çelişkiler giderilmeden karar verildiğini, müvekkiline atfedilen kusur oranı kabul edilse dahi verilen tazminat miktarının fahiş olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlidir. Öncelikle, dava konusu kaza ile ilgili ceza soruşturmasındaki tespitler ile birlikte eldeki dosyada sunulan deliller birlikte irdelenip sonuca varılan ATK Trafik İhtisas Dairesinin kusura ilişkin raporunun dosya içeriğine uygun olduğu değerlendirilerek davalılar vekillerinin ve davacılar vekilinin kusura ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Yine davalılar … ve … vekilinin tazminat miktarının fazla olduğuna ilişkin itirazına dayanak olarak fiili veya hukuki bir neden ileri sürülmediği anlaşılmakla bu yöndeki istinaf itirazlarının da reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Öte yandan, davacılar desteğinin gelirinin asgari ücretin üzerinde olduğuna ilişkin davacılar tarafından somut delil ve ispat vasıtası sunulmadığı anlaşılmakla, bilirkişi tarafından tazminat hesabının asgari ücret esas alınarak yapılmasında dosya içeriği ile usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacılar vekilinin tazminata esas gelirle ilgili istinaf itirazı yerinde değildir. Ancak; Dosya kapsamından, muristen önce 16/10/2004 tarihinde vefat ettiği anlaşılan kızı …’e velayeten dava açılmış, ne var ki mahkemece bu kişinin taraf ehliyetinin bulunmadığı nazara alınmaksızın bu kişiye velayeten açılan dava ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar da verilmemiştir. Bunun yanında, mahkemenin manevi tazminatın tekliği, bölünmezliği ve buna ilişkin davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının usulen mümkün olmadığı yönündeki tespiti ve buna göre vardığı sonuç yerinde, davacılar vekilinin bu hususa ilişkin istinaf itirazları da isabetsiz olmakla birlikte, dava dilekçesinde ihtiyari dava arkadaşı konumundaki davacıların her biri için hangi miktarda manevi tazminat talep edildiği belirtilmeksizin toplamda 1.000 TL talepte bulunulmuş, mahkemece de her bir davacı için hangi miktarda talepte bulunulduğu davacıya açıklattırılmaksızın “1.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine” şeklinde davanın niteliğine aykırı ve infaz kabiliyeti olmayan hüküm kurulması doğru olmamıştır. Açıklanan gerekçelerle; İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen kamu düzenine aykırı görülen nedenlerle kaldırılarak, öncelikle ölü kişi adına açılmış olan davalara (maddi ve manevi) ilişkin hüküm kurulması, dava dilekçesinde her bir davacı için hangi miktarda manevi tazminat istendiğinin davacı tarafa açıklattırılması, sonrasında da davacıların talepleri hakkında infazı kabil hüküm kurulmak üzere HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar ve davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep edenler tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/10/2020