Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/923 E. 2020/3901 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/923
KARAR NO : 2020/3901
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/11/2017
NUMARASI : 2015/1174 Esas – 2017/725 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı … AŞ,’ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesi ile sigortalı olan dava dışı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın, 15/07/2014 günü saat 23.00 sularında kontrolsüz biçimde aniden yola girerek, o sırada D-100 karayolunda Kocaeli yönünden İstanbul’a doğru seyir halinde bulunan müvekkili …’in yönetimindeki…plaka sayılı aracın önüne geçtiğini, müvekkilinin tüm gayretlerine rağmen idaresindeki araçla … plakalı araca arkadan çarpması sonucunda yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmesine neden olduğunu, kazaya bağlı olarak müvekkilinin vücudunda meydana gelen kemik kırıklarının kalıcı maluliyete neden olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL maddi zararının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin ZMSS poliçesi gereğince dava konusu zararla ilgili sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun tespitinin gerektiğini, davacının kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının belirlenmesini, faiz başlangıcının da dava tarihi olması gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi; davanın reddine hükmetmiştir.Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle: Dosyada ıslah talepleri bulunmasa dahi fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğunu, bu nedenle karara karşı istinaf kanun yolunun açık olduğunu, Türk Borçlar Kanunun 55’inci maddesinin 1’inci fıkrasına göre rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemelerinin zarar veya tazminattan indirilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK)’nin 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesinin, 15/07/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanan davacı …’e herhangi bir ad altında ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise buna ilişkin bilgi ve belgeler ile adı geçene ait hizmet döküm cetvelinin onaylı bir suretinin çıkartılarak gönderilmesi için yazılan 17/05/2016 tarihli yazıya SGK Gebze Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından verilen 01/07/2016 tarihli ve yine aynı kuruma yazılan 23/05/2017 tarihli yazıya verilen 06/07/2017 tarihli yanıtlarda, bilgisayar kayıtları tetkikinde herhangi bir iş kazası kaydına rastlanmayan davacı …’e 16/07/2014- 19/01/2015 tarihleri arasında istirahatli kaldığı 184 gün karşılığında 14.020,19 TL geçici iş görmezlik ödeneği tediye edildiği, rücuya tabi herhangi bir gelir bağlanmadığı bildirilmiştir. Ne var ki, bu konuda yapılan araştırmanın yeterli olduğundan söz etme olanağı yoktur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 55’inci maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Bu bağlamda SGK Gebze Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından verilen yanıtlarda davacıya rücuya tabi herhangi bir “gelir bağlanmadığı” ifade edilmekle birlikte, ödenen 14.020,19 TL geçici iş görmezlik ödeneğinin rücuya tabi olup olmadığı, bu konuda SGK tarafından zarar sorumlularına karşı dava açılıp açılmadığı konularında bilgi verilmediği anlaşılmaktadır. O halde Mahkemece aynı kuruma yazı yazılarak “geçici iş görmezlik ödeneği kapsamında” davacıya yapılan ödemenin de rücuya tabi olup olmadığının ve bu konuda dava açılıp açılmadığının sorulup alınan yanıttan sonra tazminattan mahsup edilip edilmeyeceği değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, -gerekçesi de belirtilmeksizin- bu ödemenin rücuya tabi olduğu kabul edilip “SGK tarafından bağlanan geçici iş göremezlik ödeneği sonrası davacının tazminini talep edebileceği zararı bulunmadığından” bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru kabul edilmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için ödenen, karar ve ilam harcının istek halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından sarf edilen istinaf yargılama giderinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.01/10/2020