Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/914 E. 2020/3827 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/914
KARAR NO: 2020/3827
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2017
NUMARASI: 2015/406 Esas – 2017/1021 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/01/2012 tarihinde, davalı nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın, müvekkiline ait … plakalı araca çarpması nedeniyle meydana gelen kaza sonucunda müvekkiline ait araçta KDV dahil 56.761,54 TL hasar meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı nezdinde sigortalı … plakalı araç sürücüsünün %75 kusurlu olması nedeniyle, davalı … Şirketi’nin sorumluluğunun KDV dahil 42.571,15 TL olmakla beraber, davalı … Şirketi nezdinde açılan hasar dosyasında, davalı … Şirketi ile KDV hariç 32.000,00 TL üzerinden mutabakat sağlandığını, bu miktarın, azami teminat limiti olan 22.500,00 TL’sinin … plakalı aracın ZMS sigortacısı olan … Sigorta Şirketi tarafından karşılanması sonucunda, davalı … Şirketi’nin sigorta poliçesi kapsamında bakiye hasar borcunun 9.500,00 TL olduğunu, bu asıl alacak miktarı ile işlemiş faiz miktarı üzerinden davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının haksız bir şekilde takibe itiraz ettiğini iddia ederek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihinde müvekkili nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, trafik kazasının 16/01/2012 tarihinde meydana geldiğini, icra takibinin ise 21/01/2015 tarihinde yapıldığını, alacak zamanaşımına uğradığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun, sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafça müvekkilinin hasar dosyasına verilen mutabakatnamede davacıya ait araçta oluşan hasarın 32.000,00 TL olduğunun kabul edildiğini, müvekkili nezdinde sigortalı araç sürücüsünün %75 kusur oranına denk gelen miktarın ise 24.000,00 TL olduğunu, 22.500,00 TL’sinin aracın ZMS sigortacısı tarafından karşılandığını, geriye kalan 1.500,00 TL’den ancak müvekkilinin sorumlu tutulabileceğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü … Sayılı dosyasına yapıtığı itirazın iptali ile takibin 147,57 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, davacının alacağı likit olduğundan bu alacağın %20 tutarı inkar tazminatının davalıdan tahsiline, aşan istemin reddine, davacının kötü niyetli olduğu anlaşılmadığından davalının koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine,” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin %25, davalı nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olması nedeniyle, müvekkilinin aracında meydana gelen 56.600,00 TL’lik hasardan %75 kusur oranına göre davalının 42.450,00 TL’den sorumlu olduğunu, buna rağmen müvekkilinin, davalı … Şirketi ile KDV hariç 32.000,00 TL hasar bedelinde mutabık kaldıklarını, bu miktarın içerisinde KDV’nin bulunmadığını, %18 oranındaki KDV miktarının 5.760,00 TL olduğunu, KDV dahil toplam zararı (32.000,00 + 5.760,00 =37.760,00) olan 37.760,00 TL’sinden ZMS sigortacısının ödediği 22.500,00 TL indirildiğinde, geriye karşılanmayan 13.760,00 TL olduğunu, dolayısıyla verilen kararın hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan ZMSS poliçe limitini aşan araç hasar tazminatının tahsili amacıyla davalı kasko sigortacısı aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından, davalı nezdinde açılan hasar dosyasına sunulan “Trafik Hasar Mutabakatı” başlıklı belgede, davacıya ait araçta meydana gelen toplam hasarın 32.000,00 TL olduğu ve davacı tarafça %25 kusur nispetinde hasar bedelinin kabul edildiği belirtilmiştir. Bu durumda, davalı nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı araç sürücüsünün %75 kusuruna denk gelen miktar, 24.000,00 TL olmaktadır. Bu miktarın 22.500,00 TL’si aracın ZMS sigortacısı tarafından karşılanmıştır. Bu durumda, karşılanmayan miktar olan 1.500,00 TL’den ancak davalı kasko sigortacısı sorumlu olmaktadır. 1.500,00 TL’lik miktar bilirkişi raporunda da belirtildiği ve taraflarca da kabul edildiği üzere 04/07/2013 tarihinde davalı tarafça ödendiğinden, davacının, takip tarihi olan 21/01/2015 tarihinde talep edebileceği herhangi bir asıl alacak miktarı bulunmamaktadır. Davalı … Şirketi’nin 1.500,00 TL’lik miktar nedeniyle 30/05/2012 temerrüt tarihi ile 04/07/2013 ödeme tarihi arasında işlemiş faiz miktarı yönünden sorumluluğu doğmuştur. Mahkemece de, bu doğrultuda aldırılan bilirkişi raporu dikkate alınarak karar verildiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki istinaf iddia ve itirazlar yerinde görülmemiştir. Bu bağlamda, HMK.353/1/b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 20,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/09/2020