Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/833 E. 2020/3754 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/833
KARAR NO : 2020/3754
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2016
NUMARASI : 2014/816 Esas- 2016/1065 Karar
DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat (TTK.1472)
KARAR TARİHİ: 10/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araç ile davalı …’ün maliki, davalı …’ün sürücüsü ve davalı ….(Eski Ünvan … A.Ş.)’nin ZMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın 07/04/2012 tarihinde kaza yapması sonucunda, sigortalı aracın hasar gördüğünü, kazanın meydana gelmesinde karşı araç sürücüsünün alkollü olmasının etkili ve tam kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle müvekkili tarafından sigortalısına 06/07/2012 tarihinde 6.750,00 TL araç hasar tazminatı ödendiğini, tazminatın ödenmesi için davalı …’ne başvurulduğunu ancak davalı … Şirketince 05/10/2012 tarihinde müvekkilinin talebinin reddedildiğini, meydana gelen hasarın tüm davalılara ihtar edilmesine rağmen ödenmediğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla 6.750,00 TL tazminatın ödeme tarihi olan 06/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ….(Eski Ünvan … A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihinde müvekkili nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun, poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkili nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, olayın haksız fiile dayanması ve aracın hususi araç olması nedeniyle ticari faiz talep edilemeyeceğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar … ve …’e dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen, cevap haklarını kullanmamışlardır.İlk Derece Mahkemesince; “Davanın kabulü ile; 6.750,00 TL alacağın ödeme tarihi olan 06/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı ….(Eski Ünvan …A.Ş.) vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı …(Eski Ünvan …. A.Ş.) vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; avans faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili şirketin temerrüde düştüğü tarih tespit edilmeden, davacı şirketin ödeme yaptığı tarihten itibaren faize hükmedilmesinin doğru olmadığını, müvekkili nezdinde sigortalı bulunan … plakalı araç sürücüsünün, 28/04/2015 tarihli ayrık bilirkişi raporunda %25 oranında kusurlu tespit edilmesine rağmen, 19/04/2015 tarihli bilirkişi kurulu raporu dikkate alınarak %100 kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Dava, TTK’nın 1472.maddesinden kaynaklanan rucüen tazminat istemine ilişkindir. Kaza tespit tutanağında, kazanın meydana gelmesinde, davalı ….(Eski Ünvan … A.Ş.) nezdinde sigortalı bulunan … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu belirtilmiştir. 19/04/2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu oy çokluğuyla mütalaa edilmiştir. Başka bir deyişle, muhalif olan bilirkişinin 28/04/2015 tarihli ayrık bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün %25 oranında … plakalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu mütalaa edimiştir. Tarafların bilirkişi raporuna itiraz etmesi üzerine, aynı bilirkişiler ile birlikte nörolog bilirkişinin de dahil olduğu raporda kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ün %189 promil alkollü olması nedeniyle tam kusurlu olduğu ve kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiği, … plakalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, kaza nedeniyle davacı nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araçta meydana gelen zarar ve ziyanın 7.440,00 TL, ancak davacının talebinin 6.750,00 TL olduğu, davalı … yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden ise ödeme tarihi olan 06/07/2012 tarihinden itibaren yasal faiz hükmedilmesi gerektiği mütalaa edilmiştir. Mahkemece hükme dayanak yapılan 02/03/2016 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunun yapılan incelemesinde, raporun, HMK’nın 279.maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, önceki raporları ile tarafların itirazlarının tartışıldığı ve değerlendirildiği, raporun, dosya kapsamına, olayın oluşuna uygun ve denetime elverişli olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin kusura yönelik istinaf iddia ve itirazı yerinde görülmemiştir.Davalı … A.Ş.’nin faizin türüne ve başlangıç tarihine ilişkin istinaf iddia ve itirazı gelince: Davacı nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın ruhsat belgesinin yapılan incelemesinde, aracın hususi ve gerçek kişi adına kayıtlı olduğu ve ticari bir araç olmadığı anlaşılmıştır. Yine, davacı tarafça, davalı ….(Eski Ünvan … A.Ş.)’ye dava öncesinde tazminatın ödenmesi için herhangi bir başvuruda bulunulduğu ispatlanamamıştır. Bu durumda davalı … yönünden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, ödeme tarihinden itibaren avans faize hükmedilmesi doğru olmadığından, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı yerinde görülmüştür.Bu bağlamda, davalı …(Eski Ünvan …. A.Ş.) vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2.maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi karanının düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davalı ….(Eski Ünvan … A.Ş.) vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Davanın KABULÜ ile; 6.750,00 TL alacağın davalı … yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden ödeme tarihi olan 06/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, 2-Alınması gereken 461,00 TL karar harcından, peşin alınan 115,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 345,70 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan 1.188,00 TL yargılama giderinden, 568,00 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 620,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, 4-Davalılar tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Davacı lehine AAÜT uyarınca takdir edilen 1.800,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davalı ….(Eski Ünvan … A.Ş.) tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı ….(Eski Ünvan … A.Ş.) tarafından yapılan 94,35 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı ….(Eski Ünvan … A.Ş.)’ye verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/09/2020