Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/8 E. 2019/53 K. 04.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO : 2019/8
KARAR NO : 2019/53
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİC. MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2017
NUMARASI : 2017/2982 D.iş – 2017/2982 Karar (İtiraz Hakem Heyeti 16/03/2017 tarih – 2017.i. 1018)
DAVANIN KONUSU: TAZMİNAT
KARAR TARİHİ: 04/10/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı dava dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maluliyet tazminatı olarak davalı sigortacıdan daha önce yapılan kısmi ödemenin yetersizliği iddiasıyla 23.000,00 TL bakiye tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle, tahkim komisyonuna verdiği cevap dilekçesinde KTK 111. maddesi uyarınca 2 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, talebin reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti; iki yıllık sürenin dolduğunu, bu sürenin hak düşürücü süre olduğunu kabul ederek talebin reddine karar vermiştir.Davacı İtiraz Hakem Heyetine başvurusunda; kısmi tazminat ödemesi yapılan 09/09/2014 tarihinden itibaren 2 yıllık süre dolmadan 15/07/2016 tarihinde yani yasal 2 yıllık süre içerisinde sigorta şirketine yazılı olarak başvurduklarını beyan etmiştir. İtiraz Hakem Heyeti tarafından; başvuru sahibinin 2 yıllık hak düşürücü süre dolmadan sigorta şirketine talep yazısı göndermiş olmasının sürenin kesilmesi bakımından yeterli olduğu kabul edilmiş, ancak dosyaya sunulan engelli sağlık kurulu raporunun talebe dayanak teşkil edemeyeceği gerekçesiyle yeni bir rapor alınması için başvuran tarafa süre verilmiş ve başvuran taraf verilen sürede istenilen raporu ibraz etmediği için kesin süre nedeniyle temyiz yolu kapalı olarak itirazın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kesin sürenin işlemin yapılması için makul olmadığını, istenilen raporu getirmek için başvuruda bulunduklarını, hakem heyetince başvurunun reddine değil, mağdurun hakları saklı kalmak üzere dosyadan el çekilmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Somut uyuşmazlıkta, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava açmış olması ve ayrıca, başvrunun HMK’nın 107. maddesi gereğince belirsiz alacak hükümlerine göre yapılmış olması gözetildiğinde istinaf yasa yolunun açık olduğu kabul edilerek istinaf başvurusunun incelenmesine geçilmiştir. Hakem heyeti tarafından tesis edilen 27/04/2017 tarihli ara kararı ile başvuru sahibine maluliyet raporu alması için 2 haftalık süre verildiği, davacı vekili tarafından verilen süre içerisinde sağlık kuruluşuna başvurunun yapıldığı, sağlık kuruluşu tarafından kendisinden istenen belgeler hakem heyetine sunularak ek süre talebinde bulunulduğu, hakem heyetinin 02/05/2017 tarihli kararında verilen mevcut süreye ek olarak bir haftalık kesin süre verilmesine karar verildiği, verilen kesin süre içerisinde söz konusu raporun ibraz edilmemesi üzerine de başvuru sahibinin itirazının reddine karar verilmiş ise de; konuya ilişkin birçok Yargıtay kararında da vurgulandığı üzere; verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır. Bazı hallerde kesin sürenin kaçırılması, o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, davanın kaybedilmesine neden olmaktadır. Böyle bir durumda, geciken adaletin adaletsizlik olduğu düşünülerek, davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere getirilen kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bu cümleden olarak, kesin sürenin amacına uygun olarak kullanılması ve yeterli uzunlukta olmasının yanı sıra, tarafların yargılamadaki tutumları ile süreye konu işlemin özelliğinin de göz önünde bulundurulması gerekir. (YHGK’nin 12.12.2012 gün ve 2012/9-1170 E., 1172 K.; 18.02.1983 gün 1980/1-1284, 1983/141; 22.11.1972 gün 8/832, 935; 13.10.2010 gün 2010/17-510-485; 28.04.2010 gün 2010/2-221-241 ve 28.03.2012 gün 2012/19-55-2012-249 sayılı kararları)Somut olayda başvuran vekiline maluliyet raporu getirmesi için 2 haftalık süre ve davacının talebi üzerine 1 haftalık ek süre verilmiş ise de; hayatın olağan tecrübelerine göre talep edilen maluliyet raporunun verilen süre içerisinde temin edilerek getirilmesi, başvuru sahibinin elinde olmayan sebeplerle imkan dahilinde olmayıp ara kararın, kesin sürenin sonuçlarına bağlanması, giderek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Belirtilen nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kararın kaldırılarak yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda usulüne uygun şekilde deliller toplanıp soncuna göre karar verilmek üzere dosyanın İtiraz Hakem Heyetine iadesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6. maddesi uyarınca yukarıda tarih ve numarası belirtilen Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti KARARININ KALDIRILMASINA,3-Başvurunun yeniden görülmesi için dosyanın, Sigorta Tahkim Komisyonuna gönderilmesi amacıyla saklama kararını veren MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 4-Peşin istinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvurana iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 04/10/2019