Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/799 E. 2020/143 K. 22.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/799
KARAR NO: 2020/143
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2017
NUMARASI: 2016/418 Esas- 2017/394 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ: 22/01/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müteveffa …’nun 17/03/2016 günü … ‘e ait … plakalı araç ile seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi soonucu meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğini, … plakalı aracın kaza tarihinde davalı … tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının (ZMMS) bulunduğunu, muris … ‘yu kaybeden davacı eş ve çocukların büyük sıkıntı çektiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere destekten yoksun kalan davacı eş … için 7.500,00 TL, çocuklar … ve … için ayrı ayrı 3.750,00 TL olmak üzere toplam 15.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı … AŞ den tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 17/03/2016 tarihli kazada … plakalı aracın müvekkil şirkete 02/03/2016-2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı ZMMS poliçesiyle sigortalı olduğunu, teminat limitinin kişi başına 310.000,00 TL olduğunu, davaya konu trafik kazasının sigortalı araç sürücüsünün kendi kusuru nedeniyle meydana geldiğini, sigorta poliçesinin genel şartlar kısmında “kusurlu sürücünün vefatı sebebi ile yoksun kalınacak tazminat tutarları” nın teminat dışı bırakıldığını belirterek davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacının davasının reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 01.06.2015 günü yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Taşıtlar Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartlarının, 02.03.2016 tarihinde davalı tarafından düzenlenen sigorta poliçeninde kabul edildiğini, 27.4.2016 günü yürürlüğe giren 2918 sayılı Kanunun 92/1-g maddesinde aynı düzenleme yapılarak, hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışına bırakılmasının yasal dayanağını oluşturduğunu, müteveffanın 27.04.2016 tarihinde yapılan düzenlemeden önce 17.03.2016 günü meydana geldiğini, Karayolları Trafik Kanununda 26.04.2016 günü yapılan değişiklikle, genel şartların bu kanuna göre düzenleneceğini şart koştuğunu, Kanuna göre hazırlanmayan Genel Şart maddelerinin, Kanuna aykırı maddelerini normlar hiyerarşisi gereği kabul etmediklerini ileri sürerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nin 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, Türk Borçlar Kanununun 53/3’üncü maddesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 91’inci maddesi gereğince, aynı Kanunun 85’inci maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) 1425’inci maddesine göre sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası (ZMSS) Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel Şartlar’ın C.10’uncu maddesiyle 12/08/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartlar’ın C.11’inci maddesine göre Genel Şartlar, yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun sonucu olarak artık eski Genel Şartlar’ın, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın A.3’üncü maddesi ile A.5’inci maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacı ya da Güvence Hesabının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. İşletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücünün üçüncü kişi olarak kabul edilmesine olanak bulunmamaktadır. Yine Genel Şartlar’ın A.6’ncı maddesinin (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle sürücünün asli kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre, başvuru sahibinin desteğinin kusuruna denk gelen destek tazminatını talep etme hakkı bulunmamaktadır. Gerçekten de 2918 sayılı KTK’nin 90’ıncı maddesinde, tazminatın biçim ve kapsamının Borçlar Kanunun haksız fiillere ilişkin hükümleri doğrultusunda belirleneceği öngörülmüş iken; bu maddede, 6704 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, tazminatların bu kanun ve bu kanuna göre hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tâbi olduğu düzenlenmiştir. Bu madde hükmü esasen aynı zamanda örtülü bir yürürlük hükmüdür. Zira, yollama yapılan genel şartlar, işbu yasal düzenlemeden önce yürürlüğe girdiğine göre, madde hükmünün yürürlüğü, genel şartların yürürlük tarihine uzanacak şekilde, bir başka deyişle, madde hükmü, geriye etkili hüküm doğuracak biçimde düzenlenmiş olmaktadır. Nitekim Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlar’ının yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçeler ile meydana gelen kazalara ilişkin olarak verdiği kararları bu yönde olan Yargıtay 17’nci Hukuk Dairesi 2017/3610 (E) – 2018/4373 (K) sayılı kararında; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına ilişkin hükümlerin, 6704 sayılı Yasa ile KTK’de yapılan değişikliklerin yürürlüğe girdiği 26.04.2016 tarihinden itibaren değil, genel şartların yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanacağına hükmetmiştir. Davacıların desteği sürücü …’nun sevk ve idaresindeki araçla tam kusurlu ve tek taraflı olarak meydana gelen trafik kazasında ölmesi sonucu destekten yoksun kaldıklarını ileri süren davacılar, murisin kullandığı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı şirketten destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuşlardır. Bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık ele alındığında; … plakalı aracın ZMSS poliçesinin, ZMSS Genel Şartlar’ının yürürlüğe girdiği 01.06.2015 gününden sonra 02/03/2016 günü tanzim edildiği, kazanın da 17/03/2016 tarihinde gerçekleştiği anlaşılmıştır. … plaka sayılı aracın sürücüsü müteveffa …’nun eşi ve çocukları olan davacıların üçüncü kişi olarak kabulü mümkün olmadığı gibi davada destek şahsın kusuruna isabet eden destek tazminatı talebinde bulunulduğuna göre riziko trafik sigortası kapsamında bulunmamaktadır. O halde ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin hükmü yerinde olduğundan davacılar vekilinin istinaf sebepleri isabetli değildir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle yaptıkları yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesiyle temyiz kanun yolu açık olmak üzere, üye hâkim (…) …’in oy çokluğuyla karar verildi.22/01/2020
KARŞI OY Dava, ZMSS poliçesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın, davacıların miras bırakanı sürücü …’nun sevk ve idaresindeyken, %100 kusurlu olarak 17/03/2016 tarihinde tek taraflı kaza yapması sonucu, …’nun vefat ettiği, davacıların bu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulundukları anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, 01/06/2015 tarihinde yürülüğe giren yeni ZMSS Genel Şartları’na göre desteğin kusurundan kaynaklanan tazminat talebinin teminat dışı bırakıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili, 01/06/2015 tarihli Genel Şartlar’ın, 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanun ile yürürlüğe girdiğini, dava konusu trafik kazasının 17/03/2016 tarihinde yani bu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana geldiğini, bu nedenle tazminat taleplerinin ZMSS poliçesi kapsamında olduğunu, buna rağmen davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 17/03/2016 tarihinde meydana gelen tek taraflı ölümlü trafik kazasında, müteveffa …’nun asli ve tam kusurlu olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1’inci maddesinde; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, aynı Kanunun 85/son maddesinde ise; “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir. Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3’üncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92’nci maddesinde, zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan hususlar düzenlenmiş olup, araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri 92’nci madde kapsamında yer almamakla birlikte, uygulama ve yargı kararları ile sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir. Destekten yoksun kalma tazminatı, TBK’nin 53/3’üncü maddesinde ölüm halinde uğranılan zararlar arasında gösterilmiştir. Araç sürücüsü miras bırakanın, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun, gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olduğundan, desteklerinin kusurunun olması davacıların hakkına, etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi mümkündür. Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. (Yargıtay 17’nci Hukuk Dairesinin 2014/17669 (E) – 2017/919 (K), Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 (E) – 411 (K), 22.2.2012 gün ve 2011/17-787 (E) – 2012/92 (K), 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 (E) – 2013/74 (K) sayılı ilamları ) Dava konusu olayda, davacılar desteğinin sevk ve idaresindeki araçla meydana gelen trafik kazası neticesinde vefat ettiği, davacılar, mirasçı olarak değil, zarar gören 3’üncü kişi konumunda bulunduklarından, miras bırakanın kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, belirlenen tazminattan davalı … şirketinin sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 55’inci maddesine göre, destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1451’inci maddesine göre, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, sigorta sözleşmeleri hakkında Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır. 2918 sayılı KTK’nin 95’inci maddesine göre, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. 01/06/2015 tarihli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri teminat dışında bırakılmış ise de, Genel Şartlar hükümlerinin, kanunlara ve yerleşik yargı kararlarına aykırı olamayacağı, 6704 sayılı Kanun ile değişiklikten önce, Karayolları Trafik Kanunu’nda teminat dışı bırakılmayan bir hususun, Genel Şartlar ile teminat kapsamı dışına çıkartılmasının mümkün olmadığı, yasanın emredici hükümlerine aykırılık olması halinde, Genel Şartlar’a göre değil, Kanun’un emredici hükümlerine göre karar verilmesi gerekmektedir. 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanun ile, 2918 sayılı KTK’nın 92’nci maddesinde değişiklik yapılmıştır. Yapılan bu değişiklik ile, teminatın kapsamına yönelik Genel Şartlar’da düzenlenen hükümler uygulanabilir hale gelmiştir. Dolayısıyla, ancak bu tarihten sonra meydana gelen olaylarda, Genel Şartlar’da yer alan teminatın kapsamına ilişkin ilkelerinin dikkate alınması gerekmektedir. Somut olayda, kaza ve poliçe tarihi, 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanun’dan öncedir. Başka bir deyişle, ZMSS poliçesi 02/03/2016 tarihinde düzenlenmiş, davaya konu trafik kazası ise 17/03/2016 tarihinde meydana gelmiştir. Dolayısıyla, kaza tarihi itibariyle davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talepleri ZMSS teminatı kapsamı içerisindedir. Dolayısıyla, İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir. Bu bağlamda, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, karar verilmesi gerektiği kanısında olduğumdan, sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.