Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/795 E. 2020/283 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/795
KARAR NO: 2020/283
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2017
NUMARASI: 2015/1249 Esas- 2017/900 Karar
DAVANIN KONUSU: Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 26/10/2015 tarihinde, davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı ve davacıların desteği …’nun sevk ve idaresindeki aracın, kırmızı ışıkta durmayarak hatalı bir şekilde kavşaktan dönüş yapan ve …’nun aracı ile seyir halindeki bulunduğu yola aniden giriş yapan bir araç nedeniyle meydana gelen trafik kazasında, davacıların desteği …’nun hayatına kaybettiğini, davacıların bu ölüm nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyda, davacılardan eş … için 5.000,00 TL, çocuklar … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların desteğinin sevk ve idaresinde iken kaza yapan … plakalı aracın müvekkili nezdinde kaza tarihi itibariyle ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, davacıların desteğinin (sigortalı araç sürücüsünün) tek taraflı ve tam kusurlu olarak gerçekleştirdiği kaza sonucu vefat etmesi nedeniyle, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartlarına göre davacıların destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne, 144.799,18 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber davalıdan alınarak davacı …’na verilmesine,11.403,59 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber davalıdan alınarak davacı …’na verilmesine, 2.089,90 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber davalıdan alınarak davacı …’na verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili nezdinde sigortalı araç sürücüsünün tek taraflı kaza yapması sonucu sürücü …’nun vefat ettiğini, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartlarına göre sigorta sözleşmesi 01/06/2015 tarihinden sonra düzenlendiğinden davacıların destekten yoksun kalma tazminat talepleri teminat dışı olduğundan reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355.maddesi gereğince, kamu düzeni ve istinaf sebepleriyle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, TBK’nın 53/3 maddesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. A- Davacı … hakkındaki istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde: HMK’nın 341/2.fıkrasına göre miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. HMK’nın 341/4. maddesine göre ise alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Ayrıca HMK’nın ek 1. maddesinin 1. Fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2017 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.110,00 TL olacaktır. Dava dilekçesinde, davacı … için 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmiş ve Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.089,90 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmiştir. Bu durumda, davacı … yönünden kabul edilen miktar, kararın verildiği 2017 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından, davalı vekilinin, davacı … yönünden İlk Derece Mahkemesince verilen karar için HMK’nın 341/4.maddesi gereğince istinaf hakkı yoktur. Yerel Mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. B-Davacılar … ve … hakkındaki istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde: Dosya kapsamından, davalı nezdinde 21/06/2015 başlangıç tarihli ZMSS poliçesi ile sigortalı ve davacıların desteği (sürücü) …’nun sevk ve idaresindeki … plaklı aracın tek taraflı ve sürücünün tam kusuru nedeniyle kaza yapması sonucu davacıların desteği …’nun hayatını kaybettiği, davacıların bu ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulundukları ve Mahkemece davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereğince, aynı kanunun 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel Şartlar’ın C.10. maddesi ile 12/08/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartlar’ın C.11 maddesine göre Genel Şartlar, yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun sonucu olarak artık eski Genel Şartlar’ın, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Somut olayda, ZMSS poliçesi, ZMMS Genel Şartlar’ının yürürlüğe girdiği tarihten sonra,21/06/2015 tarihinde tanzim edilmiş, kaza ise 26/10/2015 tarihinde gerçekleşmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacı ya da Güvence Hesabının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. İşletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücünün üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Yeni Genel Şartlar’ın A.6. maddesinin (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle sürücünün asli kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre, başvuru sahibinin desteğinin kusuruna denk gelen destek tazminatını talep etme hakkı bulunmamaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlar’ının yürürlük tarihinden sonraki kazalarda, bu tarihten sonra düzenlenen poliçeler ile ilgili verdiği kararlar da bu yöndedir. Bu durumda, Mahkemece, davacılar … ve …’nun destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olduğundan, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı yerindedir. Yukarıdaki açıklamalar ve tespitler çerçevesinde; davalı vekilinin davacı … hakkındaki istinaf başvurusunun 352/1-b maddesi gereğince reddine, davalı vekilinin, davacılar … ve … hakkındaki istinaf başvurusunun kabulüne, kararın (davacılar … ve …’nun destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin reddine şeklinde) düzeltilmesi amacıyla kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin, davacı … hakkındaki istinaf başvurusunun 352/1-b maddesi gereğince REDDİNE, B- Davalı vekilinin, davacılar … ve … hakkındaki istinaf başvurusunun KABULÜNE, İlk Derece Mahkemesi kararının (davacılar … ve … bakımından) HMK’nın 353/1-b/2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacı …’nun davasının kabulü ile, 2.089,90 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber davalıdan alınarak davacı …’na verilmesine, 2-Davacı … ve …’nun destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davalarının reddine, 3- Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 54,40 TL harcın 862,74 TL’den mahsubu ile 781,34 TL’nin davacılara iadesine, 4- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 2020 yılı AAÜT gereğince 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalıya verilmesine, 5- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 2020 yılı AAÜT gereğince 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalıya verilmesine, 6-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, -hakkındaki karar kesin nitelikte olup istinaf başvurusunun 352/1-b maddesi gereğince reddine karar verildiğinden- 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’na verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 72,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacı … ve …’ndan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince davacı … yönünden kesin olmak üzere oy birliği ile; davacı … yönünden kesin olmak üzere oy çokluğu ile; davacı … yönünden gerekçeli kararın tebliği tarihi itibarıyla iki haftalık süre içinde Yargıtaya temyiz yolu açık olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi.13/02/2020
KARŞI OY Davacılar … ve … tarafından açılan dava ve uyuşmazlık konusu; trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 01/06/2015 tarihli ZMSS Genel Şartları, 6704 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi olan 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Somut uyuşmazlıkta ; ZMSS poliçesi 21/06/2015′ te düzenlenmiş, kaza ise 26/10/2015’te gerçekleşmiştir. Bu durumda, kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan ZMSS Genel Şartları’nın olaya uygulanması mümkün değildir. Başka bir deyişle, davalı tarafın istinaf başvurusundaki iddia ve itirazları yerinde değildir. Bu bağlamda, davacılar … ve … haklarındaki İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısında olduğumdan, Sayın Çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.