Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/741 E. 2020/259 K. 10.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/741
KARAR NO : 2020/259
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2017
NUMARASI : 2016/493 Esas- 2017/998 Karar
DAVANIN KONUSU: Destekten Yoksun KalmaTazminatı
KARAR TARİH : 10/02/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketine … nolu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plakalı motosikletin 22/03/2016 tarihinde ….’ın sevk ve idaresinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek savrulup park halindeki … plakalı araca ve yaya kaldırımına çarpması sonucunda trafik kazasının meydana geldiğini, meydana gelen ölümlü kazada araç sürücüsü olan davacının oğlu ve desteği olan ….’ın vefat ettiğini belirterek destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur.Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılaması neticesinde “ poliçenin tanzim tarihi itibariyle olayda eski ZMMS genel şartlarının geçerli olacağı, müteveffanın kusurlu olmasının davacının yoksun kaldığı desteğin tazminini engellemediği” denilmek suretiyle davacının destekten yoksun kalma tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle 112.395,22 TL maddi tazminatın davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde, rizikonun yeni genel şartlar gereğince teminat dışı bırakıldığını ifade ederek istinafen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.Dosyada mübrez, 22/03/2016 tarihli kaza tespit tutanağına raporuna göre; davalı … şirketi tarafından trafik sigortası ile teminat altına alınan … plakalı araç sürücüsü …’ın 2918 sayılı KTK 52/1-a maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğu, park halindeki … plakalı araç sürücüsünün ise kusurunun olmadığı tespit edilmiştir.Eldeki davada, davalı … şirketi tarafından teminat altına alınan motosiklet sürücüsü olan …’ın vefatı nedeniyle kusuruna isabet eden destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmektedir.Yargıtay 17 H.D.nin 2017/3610E. 2018/4373 K. sayılı kararında 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına ilişkin hükümlerin, 6704 sayılı yasa ile KTK’da yapılan değişikliklerin yürürlüğe girdiği 26.04.2016 tarihinden itibaren değil, genel şartların yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanacağına hükmetmiş bulunmaktadır. Gerçekten de KTK’nın 90 maddesinde, tazminatın biçim ve kapsamının Borçlar Kanunun haksız fiillere ilişkin hükümleri doğrultusunda belirleneceği öngörülmüş iken; bu maddede, 6704 sayılı yasa ile değişikliğe gidilerek tazminatların bu kanun ve bu kanuna göre hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olduğu düzenlenmiştir. Bu madde hükmü esasen aynı zamanda zımni bir yürürlük hükmüdür. Zira, atıf yapılan genel şartlar, işbu yasal düzenlemeden önce yürürlüğe girdiğine göre, madde hükmünün yürürlüğü, genel şartların yürürlük tarihine uzanacak şekilde, bir başka deyişle, madde hükmü, geriye etkili hüküm doğuracak biçimde düzenlenmiş olmaktadır.İşbu değerlendirmeler doğrultusunda somut olay ele alındığında kazaya sebebiyet veren araca ilişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin tanzim tarihi 09.02.2016 olup; bu tarih 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarından sonradır.Bu durumda davalının sorumluluğunun kapsamı davaya konu trafik kazasından önce yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenmesi gerekirken 2918 sayılı Yasanın 92. maddesindeki değişikliğin yürürlüğe girdiği tarih esas alınarak önceki yasal mevzuat ve Yargıtay içtihatları uyarınca karar verilmiş olması doğru değildir.Buna yönelik istinaf itirazı yerindedir.Yukarıda açıklandığı üzere somut olaya uygulanacak genel şartların A.6. maddesinin (d) bendinde “…destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin” teminat dışı kaldığı açıklanmıştır.Yine genel şartların A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak ”üçüncü kişinin ölümü” dolayısıyla oluşan destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için, motorlu aracın işletilmesi sırasında ölen kişinin mutlaka üçüncü bir kişi olması gerekir.Somut olayda, destek şahsı olan … plaka sayılı aracın işleteni ve sürücüsü olan …. yakınlarının üçüncü kişi olarak kabulü mümkün olmadığı gibi davada destek şahsının kusuruna isabet eden destek tazminatı talebinde bulunulduğuna göre riziko trafik sigortası kapsamında bulunmamaktadır.
O halde davanın reddine karar verilecek yerde aksine gerekçelerle yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesi isabetli değil ise de, bu hal yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ötürü, HMK. nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkındaki kararla ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
A) 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İlk Derece Mahkemesi kararının BÜTÜNÜYLE KALDIRILMASINA,
3-İstinafa başvuran tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
B)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında kararla; Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken harcın mahsubundan sonra kalan bakiye 185,22 TL harcın istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden daire karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 14.627,55 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı görülmediğinden vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dair, gerekçeli kararın taraflara/ vekillerine tebliğinden itibaren Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere iki hafta içerisinde Dairemize yahut Dairemize gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi.10/02/2020