Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/654 E. 2020/674 K. 04.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/654
KARAR NO: 2020/674
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2017
NUMARASI: 2014/808 Esas – 2017/789 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Manevi Tazminat ve Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ: 04/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 04/08/2012 tarihinde davalılardan …’ın idaresindeki araçla seyir halinde bulunduğu sırada, o sırada yolun karşısına geçmeye çalışan davacıların murisi …l’a çarparak ölümüne neden olduğu, adı geçen davalının kırmızı ışığı dikkate almaması ve kavşağa yaklaşmadan önce hızını azaltmaması nedeniyle kusurlu olduğunu ileri sürerek; 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalılardan sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalı yönünden ise haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsil edilerek …’a verilmesini, 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan …’dan haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek davacı …’a verilmesini, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan …’dan haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek davacı …’a verilmesini, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan …’dan haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek davacı … ‘a verilmesini, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan …’dan haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek davacı …’a verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesi 12/11/2012 günü tebliğ olunan davalı … Sigorta Şirketi vekili 28/11/2012 günü sunduğu cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk poliçesiyle müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olup olmadığı hususunun Adli Tıp Trafik İhtisas Kurulunca değerlendirilmesini talep ettiklerini, araç sürücüsünün kusurlu olduğu kanaati varılması durumunda destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken zorunlu sigortalar çerçevesinde aktüeryal hesaplamayı gerektiren tazminat ödemelerinde uygulamaya ilişkin 2010/4 sayılı genelgenin dikkate alınmasını, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından hak sahiplerine aylık bağlanıp bağlanmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesi 19/11/2012 günü tebliğ edilen … vekili cevap dilekçesinde Kocaeli 3. Asliye Ceza Mahkemesinde 2012/548 (E) sayılı dosyasına kayden devam etmekte olan ceza yargılaması davasının HMK’nin 165’inci maddesi uyarınca bekletici mesele yapılmasını, kazanın olduğu noktada bulunan trafik lambasını yayalara kırmızı ışık yanmasına rağmen araçlara kırmızı ışığın yanmasını beklemeden kontrolsüz biçimde yola çıkan müteveffa …’ın kazaya ağır kusuruyla neden olduğunu, bu nedenle davacıların maddi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, bir kimsenin nerede, ne şekilde çalıştığına ve gelir durumuna ilişkin tanık anlatımlarının yeterli olmadığını, bu konuda tanık dinlenmesine muvafakatlerinin olmadığını, davacıların manevi tazminata ilişkin taleplerinin yersiz ve dayanaksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; İlk Derece Mahkemesi; davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulü ile, 133.508,97-TL maddi tazminatın davalı … Sigorta AŞ yönünden 05/10/2012 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ve bu davalı için sigorta poliçe limiti dahilinde sorumlu olması kaydı ve davalı … yönünden 05/08/2012 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacılar …, …, … ve … tarafından davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, … için 20.000,00-TL, … için 8.000,00-TL, … için 8.000,00-TL, … için 10.000,00-TL manevi tazminatın 05/08/2012 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … vekili 21/12/2017 günü sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle: kusura ilişkin kesin raporun söz konusu olmadığını, dile getirilip talep edilmesine rağmen Kocaeli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/548 (E) sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmadığını, kusur tespiti yapılırken olayın birebir görgü tanığı olan …’nin beyanlarına hiçbir şekilde itibar edilmediğini, hükmolunan tazminat tutarının müvekkili davalıyı zor duruma düşürecek, karşı tarafı ise sebepsiz zenginleştirecek nitelikte olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; manevi tazminatlara çok düşük değerler üzerinden hükmedildiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının manevi tazminat bakımından ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat ve destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yaşlı aylığı almakta iken 04/08/2012 tarihinde vefat eden …’ın hak sahiplerine ölüm sigortası kolundan aylık bağlanmış olup hak sahiplerine ayrıca iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölüm geliri bağlandığına dair herhangi bir kayda rastlanmadığı, sigortalı tanımından “aktif sigortalı” anlaşıldığından emekli sigortalının ölümü sonucu 5510 sayılı Kanunun 39’uncu maddesi yönünden işlem yapılmaması gerektiği bildirilmiştir.Kocaeli Ticaret Odası tarafından çay bahçesinde aşçı olarak çalışan ve bu mesleği 20 yıldır yapmakta olan bir şekilde 04/08/2012 tarihinde alabileceği ücretin aylık net 815,00 TL olabileceği belirtilmiştir.Hesap bilirkişisi davacı …’ın maddi zararının ölenin kusursuz olması durumunda 133.508,97 TL, ölenin %50 kusurlu olması durumunda ise 66.754,47 TL olduğu bildirilmiştir.Cevap dilekçesinde tanık anlatımlarını kanıtlar arasında ileri süren davalı … vekili 27/03/2013 günü elektronik imzayla imzalanmış dilekçesiyle …m’in tanık olarak dinlenmesi için adresini bildirmiş, 15/11/2013 tarihli duruşmada ise davacı vekili davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmeyen tanık …m’in, gerek Asliye Ceza Mahkemesinde gerekse kolluk ifade tutanaklarında yer alan ifadelerinin dosyaya eklenmesiyle yetinilerek dinlenmesinden sarfınazar edilmesini talep etmiştir. Bilirkişiler kurulu tarafından düzenlenen raporda; dava konusu olayda davalı sürücü …’ın kavşağa yaklaşırken yavaşlamadığını, aşırı sürati nedeniyle kavşağa yaklaştığı sırada kendisine hitap eden kırmızı ışıkta duramayıp seyirini sürdürdüğü, kendisine yanan yeşil ışıkta nizami biçimde karşıya geçmeye başlayan …l’a yolun ortasında çarptığını, bu nedenle davalı …’ın %100 oranında tam kusurlu olduğunu, davacıların murisi yaya …’ın ise olayda kusursuz olduğunu bildirilmişlerdir. HMK’nin 279’uncu maddesine uygun düzenlenen ve dosya kapsamına uygun somut olgu ve ölçütlere dayanan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle tanık …m’in dinlenmesinden sarfınazar edilmesini de talep eden davalı … vekilinin adı geçen tanığın anlatımlarının hiçbir şekilde değerlendirilmediğini ve mevcut raporlar arasındaki farklılar nedeniyle kusura ilişkin Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınmasına ilişkin istinaf nedenleri isabetli görülmemiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 74/1’inci maddesi uyarınca hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla bağlı değildir. Aynı maddenin 2’nci fıkrası gereğince de ceza hâkiminin kusurunun değerlendirilmesine ve zararın giderilmesine ilişkin kararı da hukuk hâkimini bağlamaz. Bu itibarla davalı … hakkında Kocaeli 3. Asliye Ceza Mahkemesinde taksir ve ölüme neden olma suçundan açılan 2012/548 (E) sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılmaması isabetli olduğundan davacı vekilinin bekletici meseleye yönelen istinaf başvuru nedeni de yerinde değildir.Davalı … ile davacılar vekilinin hükmolunan manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf başvurularının incelenmesine gelince; İlk Derece Mahkemesi hükmün gerekçesinde; hükmolunan manevi tazminat miktarının zarara uğranılan kişinin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmak, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmek, bir teselli, bir savunma ve ruhu tatmin etmek olup, hâkimin manevi tazminat miktarını tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını ve adalete uygun olarak takdir etmesi gerektiği açıklanmıştır.Olayın oluş biçimine, Bilirkişiler Kurulu tarafından saptanan davalı …’ın kusur durumuna, paranın satın alma gücü ile hak ve nesafet ilkesine göre, davacılar yararına ayrı ayrı hükmolunan manevi tazminat miktarlarında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu itibarla davalı … vekilinin, müvekkili aleyhine hükmolunan tazminat tutarlarının karşı taraf açısından sebepsiz zenginleşme oluşturacak nitelikte olduğuna, davacılar vekilinin ise manevi tazminat miktarlarının çok düşük değerler üzerinden hükmedildiğine ilişkin istinaf başvuruları yerinde görülmemiş, yapılan yargılamaya, toplanan kanıtlara, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuki gerekçeler ile kanıtların takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacılar vekili ile davalı … vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar …, …, …, … vekili ile davalı … vekili tarafından yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurularının HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının peşin alınan 157,11 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye harcın mahsubu ile bakiye 102,71 TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine, 3-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 12.262,25 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 613,12 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 11.649,13 TL istinaf karar ve ilam harcının davalı …’dan tahsil edilerek Hazine’ye verilmesine, 4-Davacılar ile davalılardan …’ın istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettikleri yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmolunmasına yer olmadığına, 6-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacılar yararına ayrı ayrı hükmolunan manevi tazminata ilişkin hükümler yönünden HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, davacılar … yararına hükmolunan maddi tazminat hükmü yönünden ise HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize veya bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi ya da ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesiyle Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/06/2020