Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/650 E. 2020/478 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/650
KARAR NO: 2020/478
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/06/2017
NUMARASI: 2014/1211 Esas- 2017/407 Karar
DAVANIN KONUSU: Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: 02/03/2010 tarihinde, ZMSS poliçesi bulunmayan dava dışı …’e ait … plakalı aracın telefon direğine çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde, davacıların kızları …’nun vefat ettiğini, araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, müteveffa …’nun kusurunun bulunmadığını, anne ve baba olan davacıların destekten yoksun kaldıklarını, destekten yoksun kalma tazminatı için davalı Güvence Hesabı’na başvurulduğunu ve Güvence Hesabı tarafından davacı … için 16.128,00 TL ve … için 19.606,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini ancak bu rakamın düşük olduğunu, zararlarını karşılamadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydı ile davacıların her biri için 100,00’er TL olmak üzere toplam 200,00 TL destekten yoksun kalma tazminatın davalıya müracaat (ihbar) tarihini müteakip 8.iş gününün bitimi tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili tarafından davacı …’na 16.128,00 TL ve …’na 19.606,00 TL olmak üzere toplam 35.734,00 TL ve 29/07/2010 tarihinde de 11.418,00 TL tazminat ödendiğini ve ibraname alındığını, müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını, olayda müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, trafik kazasına karışan aracın ticari araç olmaması nedeniyle reeskont faiz talep edilemeyeceğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince, “davacının davasının 16/02/2015 tarihli ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulü ile davacı … için 21.741,00 TL davacı … için 27.605,90 TL olmak üzere toplam 49.346,90 TL nin 200 TL sine dava tarihinden itibaren geri kalan miktara ise ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: Dava açılmadan önce davalı tarafın müvekkillerine 29/07/2010 tarihinde kısmi bir tazminat ödemesi yapması nedeniyle davanın 29/07/2010 tarihinde davanın temererüde düştüğünü, faizin bu tarihten itibaren işletilmesi gerektiğini, 05/01/2015 tarihli bilirkişi raporunda toplam zararın 49.346,90 TL olduğunun tespit edilmesi üzerine, 16/02/2015 tarihli bedel artırım dilekçelerini verdiklerini ancak Mahkeme tarafından aldırılan 14/12/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda toplam zararın 71.528,44 TL olduğunun tespit edilmesi üzerine 06/01/2017 tarihli ikinci bedel artırım dilekçelerini Mahkemeye sunduklarını, ancak Mahkeme tarafından 16/02/2015 tarihli bedel artırım dilekçeleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiğini, Mahkemenin bu kararının hatalı olduğunu ve gerçek zarar olan 71.528,44 TL üzerenden hüküm kurulması gerektiğini, kararın bu iki husus açısından hatalı olduğunu belirtmiştir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, 5684 Sayılı Kanun’un 14.ve TBK’nın 53/3.maddesi kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 02/03/2010 tarihinde, ZMSS poliçesi bulunmayan … plakalı aracın telefon direğine çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde, davacıların kızları …’nun vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu, müteveffa …’nun kusurunun bulunmadığı, anne ve baba olan davacıların vefat olayı nedeniyle destekten yoksun kaldıkları, işbu dava öncesinde davacılar tarafından davalı Güvence Hesabına başvurulması üzerine, 29/07/2010 tarihinde kısmi ödeme yapıldığı ancak davacıların bu ödemeyi yetersiz görerek bakiye destekten yoksun kalma istemi ile bu davayı açtıkları ve Mahkemece, yukarıda da belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.Davacı vekilinin birinci istinaf iddia ve itirazı, faiz başlangıç tarihine ilişkindir. Dava konusu olay trafik kazasından kaynaklanmaktadır. Davacı tarafça işbu dava açılmadan önce davalı Güvence Hesabına başvurulmuş ve davalı Güvence Hesabı tarafından 29/07/2010 tarihinde ödeme yapılmıştır. Bu durumda davalı Güvence Hesabı, en geç ödeme yaptığı 29/07/2010 tarihinde temerrüde düştüğünden, faiz başlangıç tarihinin tüm tazminat miktarı bakımından 29/07/2010 olması gerekmektedir. Dolayısıyla davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazı yerindedir.İkinci iddia ve itiraz, 06/01/2017 tarihli ikinci bedel artırım dilekçesinin dikkate alınmamasına ilişkindir. 05/01/2015 tarihli aktüerya raporunda, davacı baba … için 21.741,00 TL, davacı anne … için 27.605,90 TL olmak üzere toplam 49.346,90 TL destekten yoksun kalma tazminatı belirlenmiştir. 05/01/2015 tarihli aktüerya raporu davacı vekiline 27/01/2015 tarihinde tebliğ edilmiş ve davacılar vekili tarafından aktüerya raporuna herhangi bir itiraz yapılmamıştır. Ayrıca davacı vekili 16/02/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile 05/01/2015 tarihli aktüerya raporundaki miktar üzerinden taleplerini ıslah ettiklerini belirtmiştir. Bilirkişi raporuna karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine 14/12/2016 tarihli aktüerya raporu alınmıştır. 14/12/2016 tarihli aktüerya raporunda, davacı baba … için 32.257,56 TL, davacı anne … için 39.270,88 TL olmak üzere toplam 71.528,44 TL destekten yoksun kalma tazminatı belirlenmiştir. Davacı vekili bu kez 06/01/2017 tarihli bedel arttırım dilekçesi vermiştir. İlk Derece Mahkemesince, ikinci bedel artırım dilekçesinin dikkate alınmamasında herhangi bir hata bulunmamaktadır. Çünkü davacılar vekili 05/01/2015 tarihli aktüerya raporuna karşı herhangi bir itirazda bulunmadığından ve 16/02/2015 tarihinde ıslah dilekçesi verdiğinden, 05/01/2015 tarihli aktüerya raporuna itiraz eden davalı taraf açısından kazanılmış hak oluşmuştur. Dolayısıyla davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir.Bu bağlamda; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın 16/02/2015 tarihli ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulü ile, davacı … için 21.741,00 TL, davacı … için 27.605,90 TL olmak üzere toplam 49.346,90 TL destekten yoksun kalma tazminatının 29/07/2010 tarihinden itiaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, 2- Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 3.370,88 TL harçtan, peşin alınan 21,15 TL + 167,86 TL ıslah harçları toplamı 189,01 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 3.181,87 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına, 3- Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.608,92 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4- Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.312,70 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5- Davacılar tarafından yapılan 42,30 TL ilk masraf + 167,86 TL ıslah harcı + 1.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 206,00 TL tebligat giderleri olmak üzere toplam 1.816,16 TL yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, 6-Davacı tarafından yatırılan 244,50 TL ikinci ıslah harcının davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 70,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/03/2020