Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/636 E. 2020/274 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/636
KARAR NO: 2020/274
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2017
NUMARASI: 2016/670 Esas- 2017/1145 Karar
DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat (ZMSS Poliçesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı ve davalının maliki olduğu … plakalı aracı, 01/12/2013 tarihinde kusurlu bir şekilde kazaya sebebiyet vermesi sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar tazminatının müvekkili tarafından ödendiğini, ödenen toplam miktarın 5.115,00 TL olduğunu, davalıya ait ve müvekkili nezdinde sigortalı bulunan araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle kazanın meydana geldiğini, davalının, ZMSS Genel Şartları’nın 4/D maddesini ihlal ettiğinden, ödenen tazminatın kusuru oranında davalı sigortalıdan rücuen tahsilini talep etme zorunluluğu doğduğunu iddia ederek, 5.115,00 TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 25/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı en yüksek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı aracın şirketin işleri için şirket çalışanı dava dışı …’ya teslim edildiğini, … tarafından, müvekkilinin rızası dışında akrabası …’ya kullandırıldığını … tarafından kazanın yapıldığını, müvekkilinin sorumlu olmadığını iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; trafik kazasının salt alkolün etkisiyle gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ZMSS Genel Şartları B.4.c maddesinde, sürücünün alkollü olarak kaza yapması halinde rücuen tazminat hakkının doğduğunu, madde metininde alkol promil oranının belirtilmediğini, dolayısıyla davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, ZMSS poliçesi Genel Şartları’na aykırılıktan kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. ZMSS Genel Şartları gereğince davacı sigortacının, davalı sigortalıya rücu hakkının doğması için, Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre trafik kazasının münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleştiğinin sabit olması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, karara dayanak yapılan 24/10/2017 tarihli ve içerisinde nöroloji uzmanı bilirkişinin’de bulunduğu üç kişilik heyet raporunda, meydana gelen trafik kazasının salt alkolün etkisiyle gerçekleşmediği mütaala edilmiştir. Bilirkişi heyet raporunun yapılan incelemesinde, raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği ve dosya kapsamıyla uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda İlk Derece mahkemesince rücuen tazminat davasının reddine karar verilmesinde herhangi bir hata bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde değildir. Bu bağlamda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekili tarafından yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yaptıkları yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.20/05/2020