Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/629 E. 2020/721 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/629
KARAR NO: 2020/721
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2017
NUMARASI: 2014/551 Esas- 2017/674 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 09/06/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde, 14/07/2012 tarihinde meydana gelen zincirleme kazada davacıların babası … ile annesi …’nın vefat ettiğini, davacıların bu şekilde aynı kaza sebebiyle hem annelerini hemde babalarını kaybettiklerini ve desteklerinden yoksun kaldıklarını belirterek her bir davacı için 150.000,00’şer TL olmak üzere toplam 450.000,00 TL manevi tazminat ile şimdilik her bir müvekkili için 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili, kaza anında … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı olduklarını, araç sürücüsünün kusuru var ise ancak maddi tazminattan kusur oranında sorumlu olduklarını, manevi tazminattan ise sorumlu olmadıklarını beyan etmiştir. Davalılardan … Sigorta Şirket vekili, … plakalı aracın kaza anında zorunlu trafik sigortacısı olduklarını, ancak söz konusu aracın nizami park halinde bulunduğunu, kusuru bulunmadğını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, manevi tazminattan da poliçe gereği sorumlu olmadıklarını savunmuştur. Davalılardan … ve … vekili; kazadan dolayı kusurlu olmadıklarını savunmuştur. Diğer davalı … vekili, kazada müvekkilinin kazada kusurlu olduğunu kabul etmediklerini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde, takip edilmeyen maddi tazminat davasının işlemden kaldırılmasına, manevi tazminat bakımından davalı sigorta şirketleri yönünden talebin husumetten reddine, davalı … ve … yönünden ise kazada kusurları bulunmadığından esastan reddine, … yönünden ise manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, anneleri …’ın ölümünden dolayı 25.000,00 TL, babaları …’ın ölümünden dolayı ise 25.000,00 TL olmak üzere her bir davacı için toplam 50.000,00’şer TL’den 150.000,00 TL toplam manevi tazminatın davalı …dan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine; karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; manevi tazminat yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalılar …, …, … Sigorta A.Ş ve … Sigorta A.Ş lehine; AAÜT 3. madde gereği, tek bir vekalet ücreti takdir edilerek 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınıp bu davalılara eşit olarak paylaştırılmasına; kabul edilen miktar yönünden her bir davacı için ayrı ayrı 5.850,00 ‘şer TL nisbi vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine; reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden her bir davacıdan 5.850,00’şer TL nisbi vekalet ücreti alınarak davalı …’a verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili tarafından reddedilen manevi tazminat yönünden her bir müvekkili bakımından ayrı ayrı olacak şekilde davalı lehine 5850,00 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinafa konu uyuşmazlık her bir davacı bakımından ayrı ayrı olacak şekilde reddedilen manevi tazminat miktarı bakımından vekalet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 57. maddesinde. ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri veya davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması halinde birden çok kişi birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabileceği açıklandıktan sonra devam eden 58. maddede, ihtiyari dava arkadaşlığında davaların birbirinden bağımsız olduğu, dava arkadaşlarından her birinin, diğerinden bağımsız olarak hareket edeceği belirtilmiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre manevi tazminat talebinde bulunan davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu, usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açılmış olmasının her bir davacı bakımından açılan davaların bağımsızlığını etkilemeyeceği karşısında, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına her bir davacı yönünden reddedilen tazminat miktarına göre AAÜT’nin 10/2. maddesi uyarınca ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi uyarınca davacılar vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken bakiye 20TL istinaf karar harcının istinafa başvuran taraftan tahsil edilerek HAZİNEYE İRAD KAYDINA, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, gerekçeli kararın taraflara/ vekillerine tebliğinden itibaren Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere iki hafta içerisinde Dairemize yahut Dairemize gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi. 09/06/2020