Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/624 E. 2020/365 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/624
KARAR NO: 2020/365
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/09/2017
NUMARASI: 2016/706 Esas – 2017/606 Karar
DAVANIN KONUSU: Nakliyat Emtia Sigortasından Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı … A.Ş tarafından nakliyat emtia sigorta poliçesiyle sigortalanan … A.Ş’ye ait … marka biçerdöverin, davalılardan fiili taşıyıcı …’nin maliki ve sürücüsü bulunduğu çekici ve yarı römork ile Derince limanından Edirne iline taşındığı sırada Kırklareli yolu kavşağında, köprü üzerinde bulunan azami yükseklik işaretlerine uyulmaması nedeniyle biçerdöverin üst kısımlarının köprünün beton bloklarına çarpması sonucunda meydana gelen hasara ilişkin olarak KDV dahil 44.519,00 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, taşımayı üstlenen ana taşıyıcı ve fiili alt taşıyıcının meydana gelen zarardan tamamen sorumlu olduklarını ileri sürerek 44.519,00 TL tazminatın, 37.728,00 TL tutarı için 25/11/2015, 6.791,00 TL tutarı için ise 18/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; Davacı … Anonim Şirketine gönderdikleri ihtarnamede belirtildiği üzere … plaka sayılı vasıta ile taşınan emtia hasarından sorumlu olmadıklarını, tüm hukuki sorumluluğun … Anonim Şirketine ait olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulüne, 44.519,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, 37.728,00 TL’lik kısmına 25/11/2015, 6.791,00 TL’lik kısmına ise 18/12/2015 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmiş, karara karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Hukuki sorumluluğun … A.Ş’ye bildirmelerine rağmen davacının sigorta şirketine başvurması gerekirken dava açmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin karayolları işaret ve levhalarında belirtilen yükseklik limitlerine göre araç için gösterilen yükseklik sınırıyla sorunsuz biçimde geçtiğini, yapılan asfaltlama çalışmasıyla yüksekliğin artabileceği, bu konuda kusur tartışması yapılması gerektiği gözetilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürelerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. HMK’nin 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) 875’inci maddesi uyarınca; taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Aynı kanunun 876’ncı maddesi uyarınca, zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. 4925 sayılı Karayolları Taşıma Kanununun, “Acente, taşıma işleri komisyonculuğu, nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yapanların sorumluluğu” başlıklı 9’uncu maddesinin 1’inci fıkrası gereğince, acenteler ve taşıma işleri komisyoncuları bu sıfatla yapmış oldukları faaliyet ve işlemlerden taşımacı ile müştereken ve müteselsilen sorumludur. Aynı maddenin 2’nci fıkrasına göre nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yapanlar, eşyayı teslim aldığı andan teslim edinceye kadar, eşyanın tamamı ve kısmen kaybından ve vuku bulacak hasarından, korunması ve taşınmasından, güvenliği ve düzenliliğini sağlamaktan, çevre kirliliğini önleme ve insan sağlığını koruma konusundaki kurallara uymaktan sorumludur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 61/1’inci maddesi uyarınca, birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Aynı Kanunun 163/1’inci maddesi gereğince de; alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Tüm bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlığın değerlendirilmesinde; dava dilekçesine eklenen sigorta poliçesi, tazminat makbuzu ve ibraname, fatura ile … Bankası AŞ tarafından düzenlenen dekontların içeriğine göre meydana gelen zarar nedeniyle sigorta ettiren …’nin zararını ödemek suretiyle TTK’nin 1472’nci maddesi uyarınca sigortalının üçüncü şahıslara karşı haiz olduğu talep haklarına ödediği miktarla sınırlı olarak halef olan davacı … AŞ’nin, 4925 sayılı Kanunun 9/1 ve TTK’nin 875 ve 876’ıncı maddeleri uyarınca, taşınan eşyadan gönderene karşı müteselsilen sorumlu olan davalılardan borcun ifasını isteme hakkı bulunduğunun kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır.Bu itibarla, davalılar vekilinin hasar ile ilgili tüm hukuki sorumluluğun, sundukları poliçeye göre … Sigorta AŞ’ ye ait olduğuna ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Bilirkişiler 25/07/2017 tarihli raporunda özetle; dava konusu … AŞ’ye ait … marka biçerdöver emitasının, … AŞ tarafından … sayılı Nakliyat Emtia Sigorta poliçesinde 21/05/2015- 25/05/2016 tarihleri arasında sigortalandığını, … Limited Şirketi tarafından düzenlenen 06/10/2015 tarih ve … numaralı ekspertiz raporunun sonuç kısmında özetle; “… Raporumuza konu hasarlarla ilgili hasar tutarı 37.728,00 TL (%18 KDV hariç) olarak hesaplanmıştır. Söz konusu hasar sigorta poliçe teminatında değerlendirilmiş olup hasar tutarının ödenip ödenmemesi hususu Sayın şirketinizin takdirlerine bırakılmıştır…” ibarelerinin görüldüğü, dosya içerisinde yer alan ekspertiz raporu ve fotoğraflara göre biçerdöverin üstten darbe alarak buğday ambarı, egzoz ve hava filtresi gövdesi ile kabin üstü lamba korumasının ezildiği hasarlı parçaların hurda değeri çıkarıldığında KDV hariç toplam hasar miktarının 12.000,00 Euro olduğu, maliki olduğu … plakalı çekici ve bağlı … plakalı yarı römork ile D-100-02 devlet karayolunu takiben Lüleburgaz istikametinden, Havsa istikametine seyir halinde iken Kırklareli yolu köprülü kavşağa geldiğinde gerek köprüye gelmeden ve gerekse köprü üzerinde bulunan azami yükseklik işaretlerine (4.5 metre) uymadan köprü altından geçtiği sırada taşımakta olduğu biçerdöverlerin üst kısımlarının köprü beton bloklarına çarpmasına neden olan davalı …’nin, azami yükseklik işaretlerine uymadan köprü altından geçmek isteyip yola gereken dikkat ve özeni göstermemek suretiyle kazaya neden olmak suretiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 47’nci maddesinin “c” ve “d” bentlerine aykırı davrandığından %100 oranında kusurlu olduğu, davacının halefiyet hakkı uyarınca davalıya ödediği bedel nispetinde rücuen tazminat hakkının doğduğunu beyan etmişlerdir. HMK’nin 279’uncu maddesine uygun düzenlenen ve dosya kapsamına uygun somut olgu ve ölçütlere dayanan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 3041,09 TL harçtan, peşin alınan toplam 819,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 2221,82 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-Davalılar tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 20/02/2020