Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/622 E. 2020/252 K. 10.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/622
KARAR NO: 2020/252
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/10/2017
NUMARASI: 2013/29 Esas – 2017/651 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 10/02/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi nezdinde … nolu Cmr-Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı ürünlerin davalı şirkete ait … plakalı vasıta ile taşınırken 06/04/2009 tarihli kaza neticesinde hasarlandığını, yapılan ekspertiz çalışmasıyla belirlenen 34.800 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini belirterek Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptaliyle, icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı aracn 06/06/2009 tarihinde kaza yapmış olduğunu, ancak taşınan emtiada bir zarar oluşmadığını, daha önceden bir bildirimde bulunularak müvekkilinin temerrüte düşürülmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk dereece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile, Kocaeli … İcra Müd. … Esas sayılı dosyası üzerinde yapılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin 34.800 TL asıl alacak üzerinden devamına, takipteki işlemiş faiz talebinin reddine, asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, asıl alacak üzerinden %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmiştir. Davalı vekili; davacı sigorta şirketinin kaza türü itibariyle sigortalamadığı/ teminat altına almadığı bir türe ilişkin olarak dava dışı üçüncü şahsa ödemede bulunduğunu, sigorta poliçesinin mevcut araç ve kaza türünü kapsama almadığını, poliçe gereklerine dikkat edilmediğini, davacı buna rağmen ödeme yaptığı için söz konusu ödemeye dair rücu hakkı bulunmadığını, icra inkar tazminatı ile ticari faize hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, taşıyıcı sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminatın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar iddia ve savunmaları ile dosyada toplanan delillere göre davacının, dava dışı İzmir Nakliyat… Şirketinin sigortacısı olduğu, nakliyeye konu emtianın … Paketleme… şirketine satıldığı ve nakliyesinin adı geçen İzmir Nakliyat… Şirketi tarafından üstlenildiği, emtianın nakliyesinde kullanılan (… sayılı irsaliyesi) … plakalı araç ise davalı şirket adına kayıtlı olup fiili taşıyıcının davalı şirket olduğu, emtianın nakliyesi sırasında aracın kaza yaptığı, yola saçılan emtianın da bu şekilde zarar gördüğü, zarar gören emtianın … Şirketi tarafından dava dışı … Sigorta şirketine sigortalatılmış olması nedeniyle emtianın sahibi şirket tarafından hasar bedelinin adı geçen sigorta şirketinden tahsil edildiği, sigorta şirketinin de hasar bedelini ödeyerek davacıya rücu ettiği ve davacının da sigorta şirketine ödeme yaparak, ödediği bedeli alt taşıyıcı konumundaki davalı taraftan icra takibiyle talep ettiği ve eldeki itirazın iptali davasını açtığı görülmektedir. Davacı sigorta şirketi ile asıl taşıyıcı konumundaki İzmir Nakliyat…Şirketi arasındaki … numaralı 15/09/2008-15/09/2009 tarihlerini kapsayan taşıyıcı sorumluluk sigorta poliçesine göre sigortalının Türkiye sınırları içerisinde gerek kendi araçları gerekse at taşıyıcılar ile taşımasını yapacağı muhtelif kuru yük emtiasının hasarlanmasından kaynaklı hukuki sorumluluğunu teminat altına alındığı, rucü edilemeyeceği açıklanan ‘madde 6 not 3’ kısmında belirtilen alt taşıyıcılar arasında davalı tarafın sayılmadığı, sözü geçen maddenin not 2 başlıklı kısmında belirtilen muafiyet uygulamasının söz konusu olmadığı, hasarlanan plastik kapak emtiasının 7. maddede sayılan emtialardan olmadığı ve rizikonun aynı maddede sayılan teminat dışı haller kapsamında kalmadığı, yine alt taşıyıcı eliyle yapılan taşımalarda teminat limitinin 100.000 Amerikan Doları olduğu, kazanın Türkiye sınırları içerisinde ve poliçe süresi içinde meydana geldiği nazara alındığında, taraflar arasındaki sözleşmenin rizikoyu kapsadığı anlaşılmaktadır. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan TTK’nın 1301. maddesinde düzenlenen halefiyet ilkesi uyarınca sigortacının, tazminatı ödedikten sonra sigortalının yerine geçerek sorumlulara karşı dava hakkına sahip olduğu, dava konusu kazanın alt taşıyıcı sürücüsünün tam kusuruyla meydana geldiği, bu nedenle taşıyıcının taşıma ilişkisinden mütevellit uğradığı zararlara ilişkin alt taşıyıcıdan talep hakkının, ödemeyi yapan taşıyıcının sigortacısı olan davacıya geçtiği, yukarıda açıklandığı üzere somut olaya konu rizikonun teminat kapsamında kaldığı, bu bakımdan da rücuya engel bir durum bulunmadığı, hasar tutarına ilişkin düzenlenen bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmadığı; asıl alacağın tamamı üzerinden itirazın iptaline karar verilmiş olması nedeniyle itirazında haksızlığı anlaşılan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde ve taşımacılık ilişkisi nedeniyle avans faizi yürütülmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken bakiye 1.794,90 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsil edilerek HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi.10/02/2020